Yağmurlar, fırtınalar, kasırgalar, tayfunlar yaşanırken bir taraftan kuruyan nehirler, çölleşen tarım alanları ve aşırı sıcaklardan çıkan orman yangınları!
Ülkemizde hiç mi hiç önemsenmeyen bu “küresel ısınma” nedenlerini; bazı ülkelerce titizlikle takip edilmektedir.
Bizim işimiz gücümüz siyaset oldu.
“Seçim” yapmadığımız seneler hemen hemen hiç yok.
Bir türlü kendi ülke ve belediye sorunlarımıza bakamaz olduk.
TOPHANE SURLARI
“Cumhuriyet Meydanı” dediğimiz alanda geçen senelerde bir güzel düzenleme yapıldı. Yaptıranlara ve yapanlara teşekkür ederiz.
İyi güzel de; bu “Meydan”ı yapanlar “hiç mi hiç” Meydanın dayandığı surları görmediler?
Yıllardır “kamusal ihmal” nedeniyle bakılmayan bu surlarda yetişen “incir” ağaçları ve çalılar-çırpılar o kadar büyüdüler ki; kökleri surların taşlarını “deprem” gibi “yıktı” bıraktı!
Bu çöküntülerin bir başka nedeni ise “yağmurlar” olmuştur.
Yukarıda yazdığım gibi “küresel ısınma” nedeniyle Antalya coğrafyasında da açıkça gözlemlenmeye başlanılan “iklim değişiklikleri” en son geçen haftalarda “aşırı yağışlar, fırtınalar ve hortumlar” ile kendini gösterdi!
Fırtınalar önemlidir.
Yağan yağmurlar; verimli toprakların “sel” sularıyla akıp gitmesine neden olurlar. Heyelanlar olur ve can kayıpları meydana gelir.
“Kaleiçi” tarihi bir yer olduğundan; üzerindeki binalar zaten yıpranmışlardır. Esen rüzgârlar, böyle sağanak yağmurlara zor dayanırlar. Hele bir de sahipsiz olursa; yıkılması kaçınılamaz olur!
NE YAPMALI
Tüm dünya ülkeleri tarihi ve doğal eserlerine nasıl sahip çıkıyorsa bizler de öyle yapmalıyız.
“Ölsün de helvasını yiyelim” yani; yansın, yıkılsın da üzerine otopark yapalım demeyelim.
Yıkılan yerlere; Belediyelerimizin ilgili birimleri derhal müdahale etsinler. “Seyirci” olmasınlar! Görevlerini yapsınlar.
Mesela; surların çökmesi olayı bugünkü bir olay değildir! Yıllar olmuştur. Cumhuriyet Meydanı’ndan bakınca görülen o “görüntü kirliliği” de bugünkü bir olay değildir.
“İHMAL!.. İHMAL!..”
Bunun bir başka adı olamaz; ihmalkârlıktan başka!
Antalya ilimizde bu tür olaylara müdahale edecek mutlaka bir devlet Kurum’u vardır. Bütün sorumluluk işte bu Kurum ve kişilerdedir.
Yıkılan sur duvarlarını yapmak veya yaptırmak kimin yetkisindedir?
Surların üzerindeki çalıları, ağaçları “yok etmek” için illa Başkanımız Menderes Türel mi “emir” vermelidir? Yok mudur başka hiçbir yetkili bu sorumluluğu alacak?
Pislik içinde bırakılan, duvarları dökülmüş, grafitilerce karalanmış konakları görenler; hiç mi bir şey hissetmiyorlar?
Yazanlara kızmaya gerek yok! Mülk sahiplerini bulun yeter!
…
Güzelim Antalya ve Kaleiçi bu tür çirkinliklerle yaşamamalıdır. Sahipsiz bir şehir görüntüsü verilmemelidir.
Kendimize ve turiste karşı saygılı olmalıyız.
“Temiz bir Antalya ve Kaleiçi bizim olmalıdır.”
:::: ::::
ÇİNLİLER “YENİ YILA” YENİ GİRDİLER
Değişik bir takvim kullanan Çinliler; senelere de “hayvan” isimleri vermişler.
Geçen yıla “Horoz Yılı” diyorlardı; Şubat ayında başlayan yeni yıla da ”Domuz Yılı” diyorlar.
Her yıl sayıları hızla artan; küçük gruplar halinde Antalya’ya gelen ve Kaleiçi’ni gezen Çinli turistlerle benim aram çok iyi.
Sohbet ediyoruz. Selfie çektiriyoruz.
Ben onlara kendim anlatırken; “Ben de sizin ülkenizi gezip görmeyi çok istiyorum.” diyorum.
Turizm adına bir dostluk köprüsü kurmaya çalışıyorum kendimce! Umarım faydası olur.
“kaleici.ressami” İnstagram sayfama bakarsanız; Bir çok Çinli misafirlerimi görebilirsiniz orada.
…
Kaleiçi uluslar arası bir şehir oluyor her geçen sene! Dünyanın her yerinden Antalya’ya gelen turistler; gezip görmek için “çok kısa” da olsa Kaleiçi’ne uğruyorlar.
Ressam, fotoğrafçı ve gazeteci gözüyle bakınca bu güzellikleri fark etmesi çok kolay oluyor. Onlar benim için bir “müşteri” değil; onlar birer “misafir”dir. Turizm; “Barış” demektir diye düşünüyorum.
Ve onları sizler adına, Antalya adına dostça karşılamaya çalışıyorum.
Avrupa turistleri kadar; Güney Afrika’dan, Rusya, Sibirya’dan gelenler kadar, Hindistan, Kore ve Çinden gelen turistlerimiz var.
“Çekik gözleriyle” Çinli ya da Japon gibi görünseler bile; “Türkî Cumhuriyetleri” vatandaşları oldukları kıyafetlerinden de anlaşabilen turistler de çok geliyorlar Güzel Kaleiçi’mizi görmeye.
HOŞ GELDİNİZ HEPİNİZ ANTALYA VE KALEİÇİ’NE
WELCOME ANTALYA & OLDCITY
Yorumlar
Kalan Karakter: