“Ah Kaleiçi, Vah Kaleiçi”
Yıllar önce ANSAN’da Kaleiçi’nin sorunlarını anlatan bir “karikatür sergisi” açmıştım. Serginin adını da böyle yazmıştım.
Yıllar geçti.
Bir bakıyorum ki; birçok iyileştirmeler Belediyelerimizce ve özel şahıslar tarafından yapılmasına rağmen “değişen hiçbir şey yok” diyesim geliyor.
Karatay Medresesi civarında; yığınla yıkık dökük ve bahçesi çöplük, duvarları “grafitici” tuali olmuş konaklar ne zaman temizlenecek?
Sadece orası değil; hemen hemen her sokakta mutlaka harabe ve çöplük olmuş konaklar var.
BAKAN GÖREMEZ
Bakan göremez de; kim görecek bu çöplük olmuş konakları?
Kim?
Kim yaptıracak, kim güzelleştirecek kim?
Kanun mu yok?
Kanun varsa kim ve neden uygulamıyor?
Bu güzelim Antalya ve Kaleiçi’ne böyle çirkinlikleri layık görüyor acaba kim?
…
Geçen hafta yine değişik sokaklarını gezdim Kaleiçi’nde.
• Yangın dolapları açılmış, hortumlar yerlerde sürünüyor!
• Duvarları çalılar, çırpılar sarmış!
• Grafiti ve parasız âşıkların hicivli sözleri; tenha sokakların tüm duvarlarını “yaz-boz” tahtasına çevirmişler!
• Çöpler rastgele atılıyor, saatinden “saatlerce” önce çuval çuval kapı önlerine poşetlerle bırakılıyor.
• Kale-der’in “kedi mama gıda yardım paketi” buralara kadar gelmediğinden; acıkınca bu poşetleri yırtıp karınlarını doyurmaya çalışıyorlar.
• Kale içi sokaklarında “çok aşırı miktarda” kedi ve köpek sayılarında artış var. Galiba evinde bakamayanlar getirip Kaleiçi’ne bırakıveriyorlar. Çünkü burada; insana değil de hayvana değer veren “bazı bayanlar” torbalarca kurumamaları sokak sokak hayırlarına döküp duruyorlar. Ceza yok! Yasak yok! Kabahatler Kanuna göre işlem yapan da yok.
VE KAPATILAN SOKAKLAR
Trafik Polislerimiz rastgele park edenleri bulup ceza kesiyorlar ama vatandaşların ve bilhassa itfaiye aracının geçmesini engelleyecek şekilde; yolları masa sandalye ile kapatanlara, sarı araçlarla çift sıra yapıp yol vermeyenlere bir işlem yapılmıyor!
Hele, hele; yolun yarısını branda ile kapatan ve üstten de gölgelik çalı çırpılarla yolu iyice daraltan bu “engelleri” neden hiç kimse görmez ki?
Trafik Polisi; “ Bana ne!”
Zabıta “Bana ne!”
İtfaiye “Bana ne!”
Anıtlar Kurulu “Bana ne!” mi diyorlar ki; bu sokak böylece geçişi engelleyecek şekilde kapatılmış?
Kaldırım işgali; “masa sandalye atma” belki geniş sokaklar için “idare” edilebilir ama burası ve buna benzer diğer “dar sokaklara” izin verirken iyi düşünülmedir.
İtfaiye’nin belediyelerce verilen bu işgaliye izinleri nedeniyle büyük sıkıntılar içinde olduğunu biliyoruz.
Yarınlar geç olabilir!
Engelleri ortadan kaldırıp; Kaleiçi’nin can ve mal varlığının korunmasına yardımcı olmak zorundayız.
Görevini ihmal edenlerin cezasını Kaleiçi çekmesin.
;;;;
TURİST KALEİÇİ’NE GİREMİYOR
Kalekapısı, Dönerciler Çarşısı gibi yerlerde dikkat çekici bir yön levhası yok.
Kalekapısı’na gelen turistler; giren araçlardan ve oradaki yığınlardan Kaleiçi’ni göremiyor ve yolunu başka tarafa çeviriyor!
Neden buraya bir çeki düzen vermek kimsenin aklına gelmiyor acaba?
Çünkü burası gerçekten bir “kapı” ve bu kapının da devamlı açık ve aydınlık olması gerekiyor.
Gezmek, görmek için gelenler rahatlıkla içeriye girsinler.
Ama yok!
“You are here” diye yazılı şehir haritalarının asılı olduğu panolar; hani nerede var?
Olsa fena mı olur?
Ama yok.
Her şeyi “Başkan” yapsın diye bekleyen bu tembel “müdürler” olduktan sonra; Kaleiçi gerçek değerini zor bulur!
Yorumlar
Kalan Karakter: