Öyle bir yenilenme ki; adını, şanını unutup “Kesik Minare” adını tepesindeki külah olmadığı için alan minareye bile “külah” geçiriverdiler.
Beş on metrelik saç paravanlarla sım sıkı kapatılan bu yerde ne yapıyorlar, neler yapılıyor hiçbir kimse bilemedi, bilemiyor da!
Kesik Minare etrafına gerilen brandanın boyu minarenin üstüne yetmemiş olacak ki; bir orası açık kalmış idi!
Bendenizin her gün gelip geçerken baktığı bu yerdeki “mini direk” dikkatimi çekmişti.
“KESİK MİNAREYİ KAPATIP ÜZERİNE KÜLAH DİKECEKLER”
Dedim ve dediğim de çıktı! Külahı geçirip, iskeleyi o kadar hızlı söktüler ki; bir daha geri dönüp o “külahı yerinden söküp” imkânsızdı!
HELAL OLSUN VAKIFLARA
Ramazan ayında öyle bir propaganda yaptı ki; bundan sonra oraya kimsenin karışacağını sanmıyorum.
Ezan okuttular bitmemiş camiinin minaresinden!
!!!
Kültür ve Turizm Bakanlarının nadiren de gelip gezdiği Kaleiçi’nde; taş üstüne taş koyduğunu görenler var mıdır acaba?
Ne Kültür ve Turizm Bakanı, ne belediye başkanları sokak sokak gezip; “Acaba nerede ne var? Neresi eksik? Ne yapabiliriz?” demediler!
Turist gibi gelip, turist gibi geçtiler!
Ne resmi, ne de özel turizmcilerin hiç birisinin Kaleiçi’ni önemsediklerini hiç sanmıyorum!
Ayıptır, günahtır yahu!
Yaza yaza ben bıktım!
Her yer çöp evler, harabeler, kirli duvarlar, açık yangın dolapları ile dolu!
Sözde restore edilen yerlerin hepsi olmuş bir bar, meyhane. Ticarethane olarak güzel ama Kaleiçi’nin özel tarihine uygun mu acaba?
Eski Kaleiçi sokakları böyle miydi acaba?
Değilse; bu çirkinlikleri kim önleyecek?
Kültür ve Turizm Bakanlığı mı? ya da başka bir devlet kurumu mu?
Girin şu imaret Sokağa” diye kaç kez yazdım. Pislik içinde!
N’oldu?
“Çıt” yok! Ne Bakanlık ve ne de bir başka resmi özel kişiler ilgilenmiyorlar bile!
Rehberler bile utanmadan bu çirkinlikleri turistlere gözteriyorlar!
Hangi rehber Valiliğe ya da belediye başkanlarına ya da Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bir yazı yazıp;
“Kaleiçi çok çirkin! Turistleri gezdirmeye utanıyoruz!” dedi, hangisi!
Böyle olduğu için de; Kaleiçi’nde özel restore edilen yerlerin dışında temiz ve düzgün bir yer yok!
TURİSTLERE HELAL OLSUN
Ben olsam böyle pisliklerle dolu bir Kaleiçi’ne asla tekrar gelmezdim! Ama onlar geliyorlar!
Neden? Bilmiyorum!
Bildiğim bir şey varsa; İlgisiz bir Turizm ve Kültür Bakanlığı ve ilgisiz belediyeler var!
Bütün Antalya nüfusu mutlaka yaz kış Kaleiçi’ne gezmeye geliyor. Yani o belediyeler de bir şekilde Kaleiçi ile ilgilenmek; Büyükşehir veya Muratpaşa Belediyelerine nezaket yardım etmek zorundadırlar.
“Amaan bana ne!” diyen diyene!
İşte bu yüzden Kaleiçi’ni siz tutun Vakıflara teslim edin.
Onlar birkaç mescidi daha var, onları tekrar yaparlar. Birkaç da türbe var. Onları derken bakarsınız “hayrımıza” diyerek Turizm ve Kültür Bakanlıkları ile belediyelerin tamir ettiremedikleri evleri bir güzel tamir ettirip; Antalya turizmine kazandırmış olurlar.
Mevlevihane açıldı.
Kesik Külahlı Camii de yakında açılacak!
…
Bekliyoruz daha neler olacak acaba?
:::: ::::
KIRKMERDİVEN’DEN
DÜŞEN DÜŞENE!
Mermerli Sokak’tan Yat Limanı’na inen; KIRK MERDİVEN olarak bilinen bu yerde yürümek cidden zorlaştı!
Neden?
Taşların üzerleri zamanla kaygınlaştı kaygınlaştı ve cilalanmış gibi oldu.
İşte bu merdivenlerden inen bir çok turist çevreye bakarken; ayakları aniden kayıveriyor.
Bu da çok ciddi fiziki yaralanmalara neden olmaktadırlar.
“UYARI LEVHASI” ŞART!
Merdiven başına ve sonuna “dikkat ayaklarınız kayabilir” şeklinde bir yazı veya resimli bir “uyarı levhası “ konulsa bu tür kazarlarda önlenmiş olur.
::::::::::::::::::::::::::
Not:
Yazarınız Ömer Güngör “Kaleiçi Notlar” köşesine bir müddet ara verecektir.
Yorumlar
Kalan Karakter: