Kaleiçi değiştiriliyor!
Bir Antalya var ve bir de Kaleiçi!
Başka yok!
Başka yok da; kıymetini biliyor muyuz sanki?
ANTALYA deseniz almış başını gidiyor; Biraz park, biraz çocuk bahçesi, spor aletleri…
Her taraf beton! Her taraf asfalt! Tarım alanlarımız gecekondu, oteller ve apartmancılarla doldu taşıyor.
Bir sınır yok!
Her yer bol para kazandıran; altından ve Euro’dan çok para veren arsalara apartmanlarla doldu taşıyor!
Ne tarım arazisi, ne sulak alan, ne çevre, ne tarih ve ne de kültür umurlarında!
Dinleri imanları “para” olmuş bu gafletçilerin!
KALEİÇİ
Zamanında yaşamışlar insanca. Dedeler, ebeler vefat edince; eskiyen konaklarda kimse yaşamak istememiş! Hepsi civardaki yeni yapılan apartmanlara taşınıvermişler! Mutlu da olmuşlar.
Hisseli olanlar, evleri para etmeyenler kalmışlar en sona!
Sonra onlar da gitmişler bir şekilde.
Giden gidince Kaleiçi dökülmeye başlamış. Uyanıklar kooperatif kurup Kaleiçi’ne apartmanlar dikmeye başlamışlar. Bereket Bakanlık fark etmiş de durdurmuş.
TURİZM başlamış bu arada. Turistler Kaleiçi’ni eski Antalya diye merak edip gezip görmeye gelince; bazı uyanıklar rehber olmuşlar. Bazıları evlerini pansiyon diye kullandırmışlar.
BUGÜNKÜ KALEİÇİ
Ne beş, ne on, ne de 50 seneki Kaleiçi değil!
Çok hızlı bir değişim yaşamaya başladı. Satılmayan konaklar satıldı. Restore (!) adı altında tamirler görmeye başladı.
VE birkaç sene önce tek tük olan “bar-meyhane” sayısında çok hızla bir çoğalma başladı! Evlerde, pansiyonlarda yaşayanlar; sokaklara masa sandalye atarak yolların işgal edilmesini, gece yarılarına kadar canlı müzik adı altında yapılan gürültüleri, kavgaları, bıçaklamaları, araba ve motor seslerini duydukça şaşırmaya başladılar.
BELEDİYE, POLİS NEREDE?
Kim ve nasıl haddinden fazla böyle işyeri açmalara “ruhsat” veriyor? Diye sorgulamaya başladılar. Kaleiçi’ne sahip çıkan bir “idare’nin ve iradenin” olmadığını söyler oldular.
Tarihi Kaleiçi; geceleri kalabalık, gündüzleri de boş görünür oldu!
DEĞİŞİM olsun ama “zehirli yosun” gibi Kaleiçi’ni istila etmesin. TURİZM VE KÜLTÜR BAKANLIĞI, BELEDİYELERİMİZ, ÜNİVERSİTELERİMİZ, MİLLETVEKİLLERİMİZ; KALEİÇİ’NE DAHA FAZLA GEÇ KALINMADAN EL ATSINLAR.
Birkaç sene sonra KALEİÇİ’nin adı bile kalmayacak; “BARLAR SOKAĞI” olacak endişesinde olan bir çok esnaf ve oturanlar; bu sorunlarını bize aktardılar ki; ilgililer duyar da ilgilenir diyerek!
:::
ACİL KISMİ RESTORE BEKLİYOR!
Hıdırlık Sokak başlarında; üzerinde kitabe ve taş süslemeleri olan bir yer var!
Girişi Mermerli Banyo Sokak’ta olan bu konağa ait bu tarihi duvar; otları biçiyoruz diye “yalan” söyleyenlerin; Kaleiçi’nde hiçbir yerin otlarını biçmediklerinin sembolüdür!
Çalılar, otlar duvarları, taşları parçalamaya başladı. Yukarıdan zaman zaman irili ufaklı taşlar düşüyor ama gören yok!
Bir turistin veya bir vatandaşımızın böyle bir kazaya uğramasını istemiyoruz.
Ben de o güzel duvarın yıkılmadan onarılmasını, güzelleşmesini istiyorum.
SEÇİM VATANDAŞA HİZMETİ ENGELLEMEMELİ!
Yorumlar
Kalan Karakter: