Sel, deprem, fırtına ve yangınlar; toplumlara en çok zarar veren olaylardır.
Bizler bu tür olaylara karşı bazen önlem alır ve bazen de önemsemeyiz.
Bu önemsememelik bazen da maddi ve manevi kayıplara sebep olur; bedelini ağır öderiz.
YANGIN DOLAPLARI
Büyükşehir Belediye Başkanımız Menderes Türel; bir önceki Belediye Başkanlığı döneminde Kaleiçi’ne büyük yatırımlar yaptı.
Çatıdan çatıya uzanan elektrik kablolarını yer altına indirtti.
Çürüyen su borularını yeniledi.
Yani “alt yapı” denilen hizmetlerin hepsini yaptırdı. Sonra da üst yapı olarak yeni elektrik direkleri ve çevre düzenlemeleri yaptı.
EN ÖNEMLİSİ
Tamamen eski binalardan oluşan ve çok büyük “yangın” tehlikesi altında bulunan Kaleiçi konaklarını korumak için; sokak içlerine “hidrant ve yangın dolabı” koydurttu.
İtfaiye araçları gelinceye kadar; önden gelen motorlu ekipler; bu dolaplardaki uzun hortumları kullanarak yangına karşı “ilk müdahale”yi yapabileceklerdi.
Gerçekten de eskisi gibi sık olmasa bile çıkan yangınlara “ilk müdahale” bu dolaplardan yapıldığı için; birçok yangın itfaiye araçları gelmeden bu sayede söndürüldü.
ESNAF NE YAPIYOR?
Sanki kendi dükkanlarının ya da evlerinin suyunu kullanırcasına; “yangına ilk müdahale” için hazır bekletilen bu dolaplardaki hortumları çıkartarak; hem kendi dükkan önlerini, hem de tüm sokağı bu tazyikli suyla yıkamaktadırlar!
İşleri bitince; hortumları dolaba bile koymaya üşenen sözde bu esnaflar (!) ulu orta oraya bırakmaktadırlar!
DÜN VE BUGÜN
Kaleiçi’nde “itfaiye” hortumlarını; keyiflerince kullanmaya devam eden sayısız sözde esnaflarımız var!
Bu yangın dolaplarının çoğunun kapakları kırılmış, kullanılmaz hale gelmiştir.
Hortumları ezilmiştir.
Kaleiçi itfaiyesi; zabıta ile beraber bu tür keyfi uygulamaları engellemeye çalışmasına rağmen bir türlü önüne geçememektedir.
CEZA YOK DİYE!
Kendilerine “sözlü uyarı” yapılan bu bilinçsiz kişiler; para veya hapis cezası verilmediğinden inadına Devlet Malı olan bu aletleri kullanmaya devam etmektedirler!
VALİ BEY NE DER?
Şehrimizin en büyük mülki idare amiri olan Antalya Valimiz; yangın aletlerini keyfi olarak kullananlar hakkında bir “hukuki yaptırım” uygulayabilir mi; bilemiyorum!
KORKULUYOR
Allah korusun; çıkan bir yangında eğer bu yangın hortumları kullanılmaz ise; o yangının açtığı zararın sorumluluğunu kim alacaktır?
• Kaleiçi itfaiyesi mi?
• O hortumları bozan esnaf mı?
• Yoksa bu olaylara seyirci kalan sizler mi?
Kim?
Kim?
KOCA ÇINAR YIKILMIŞ!
Hıdırlık Kulesinin hemen yanında bulunan ve sözde koruma altına alınan asırlık çınar ağacı; geçen hafta çıkan fırtınada gece kırılarak devrilmiş!
Sonradan gelen ekipler çınar ağacının gövdesini en aşağı yerden kesmişler.
Aa!
Bakmışlar ki; çınar ağacının içi bom boş!
Çürümüş gitmiş! İçinde başparmağınız kalınlığında beyaz kurtlar var! Yemiş bitirmişler!
BU NASIL AĞAÇ KORUMA
Antalya’da bir çok yerde “bu ağaç koruma altına alınmıştır” asılı levha görürsünüz ağaçların yanında!
Ne yazık ki; bu levhanın asıldığı tüm ağaçlar hep çürümüş gitmiştir.
İmaret Camii bahçesinde vardı.
Ağaç da gitmiş, levha da gitmiş!
Demek ağaçları kontrol eden, ilaçlayan bakan hiç kimse yok!
“Devrilse de kırıp sobada yaksak” diye bekleyen ölü soyucuları var!
AĞAÇLARI KORUMA
KEDİLERİ KORU
Adı Kaleiçi olan bir dernek “kale duvarları yani surların önünde” kedi maması satmaya, kedilere yardım toplamaya devam ediyor.
Yavrular da büyüdü. Surların önü kokudan iyice geçilemez duruma geldi.
Aman biz kedileri, köpekleri doğal ortamları dışında da besleme modasına uyalım.
Çınarlar çürümüş gitmiş. Kimin umurunda.
Bir çınar kaç yıllarda büyür düşünmeyiz bile!
…
ÇINAR
Hani bir gün seninle Topkapı’dan
Geliyorduk, yol üstü bir meydan
Bir çınar gördük: Enli, boylu, vakûr
Bir ağaç; hiç eğilmemiş, mağrûr
Koca bir gövde; belki altı asır,
Belki ondan da fazla, dalgın, ağır,
Kaygısız bir ömür sürüp gelmiş;
Öyle serpilmiş, öyle yükselmiş,
Ki civarında kubbeler, damlar
Onu haşyetle seyreder gibidir.
Duyulan onun hep menâkıbidir.
Görülen hep odur uzaklardan;
Fakat ayyûka ser çeken, uzanan
Bu mehabetli gövde çırçıplak,
Ne yeşil bir filiz, ne bir yaprak…
Kuruyor; âh, pek yazık! Şu derin
Şerha böğründe belki bir hain
Baltanın, bir gazaplı yıldırımın
Zehridir..Söyle ey çınar, bağrın
Hangi odlarla yandı? Hangi siyah
Kurt içinden kemirdi? Hasta, tebâh,
Seni kim şimdi bağlayıp saracak?
Kim şifalar verip de kurtaracak?
Söyle ey mustarip vatan, bildir;
Çektiğin hangi kanlı seyyiedir?
Tevfik Fikret
Yorumlar
Kalan Karakter: