Bu ne demek?
Hepimizin bildiği bir “tarihi Kaleiçi” var mı; var. Yıllardır ne Devlet Baba’dan ne de Belediye analardan fazla ilgi göremedi.
“Bakarsan bağ, bakmazsan dağ” demişler ya; Kaleiçi de aynen böyle olmuş.
Ne Bakan var, ne de gören?
Konaklar yanmış, yıkılmış, otopark olmuş da kim görmüş?
Kale duvarlarında yapışan “incir” ağaçlarındaki incirler toplansa; Belediyenin yıllık masrafı karşılanır!
Yıl 2016; Kaleiçi dünkü Kaleiçi değil ama daha eski olan “gerçek Kaleiçi” hiç değil!
YANLIŞ UYGULAMALAR
Kaleiçi; “Beni kurtarın” dedikçe; daha çok batmış, yanmış ve yıkılmış.
Bir Büyükşehir Belediye Başkanımız altyapısını değiştireyim derken; üst yapısını da değiştirince olanlar oldu.
Eski tarihi Kaleiçi sokaklarına benzemeyen bir uygulama getirildi. Direkler dikildi, bu direklerin üzerinde hem sokak lambası ve hem de saksılar vardı!
Sokaklara kocaman kocaman saksılar konuldu!
NEDEN YAPIYORSUNUZ?
Ben o zaman yazdım; “yapmayın etmeyin Kaleiçi sokaklarını daraltmayın” dedim ama kime dedim?
Bu sefer “ çiçek açan sokaklar yarışması” var denildi. Hıdırlık Sokak’ın yarısına kadar; sağlı sollu tahtadan bir-iki metrelik saksılar; dip dibe konuldu.
Duvarlara saksılar, direklere saksılar, yetmedi evlerin duvarlarına komple çiçeklikler koydular. Aralarına oturma yerleri yapıldı.
Sokak iyice daraldı gitti!
Evi olan, dükkânı olan hapı yuttu! Kapılarının önüne rastgele konulan saksılara şaşkın şaşkın bakmaktan başka bir şey yapamadılar.
Hele hele Hıdırlık Sokak’tan Mermerliye inen yol ağzına “duvar gibi saksılar” koydular.
Hem yolu daralttılar hem de trafiğin akışını zorlaştılar. Araçlar oradan dönemiyorlar bile!
BİZ DE İSTERİİZ
Turistlerin bazılarına, yerli turistlerin tamamına bu uygulama çok “cazip” geldi. Yol boyunca durup “selfie” fotoğraf çeke çeke yürüyorlar.
“Ay buralar ne kadar güzel olmuş” diyenlerden geçilmiyor!
Çiçekler açmış, her taraf rengârenk.
Bunu gören diğer sokaklar da oturanlar “bizler de isteriz” demeye başladılar.
Büyükşehir yapmadı ama Muratpaşa Belediyesi de onları kırmadı. Kare, dikdörtgen şeklinde irili ufaklı saksılar; Hıdırlık Sokak’ın bir kısmına Paşa Camii Sokağın tamamına konuldu.
O sokağın esnafları bar ve meyhane olduğundan yollara koydukları masa ve sandalyeler arada sıkıştı kaldı.
Zaman geçti. Saksılar yer değişti.
VEE!
Şimdi “Camii Sokak” taki boş duvarların üzerine saksılar konulmaya başlandı.
Kızdım; “hangi belediye?” diye sormadım bile!
BU KADAR DA OLMAZ Kİ?
Kaleiçi’nde biraz varlıklı olanlar da; kendi saksılarıyla hatta üç tane bir tarafa, üç tane bir tarafa koyarak yolu iyice daraltıyorlar.
Kimse otosunu park etmesin ya da komşu benim sınır geçmesin diye kırık dökük saksılarla doldu Kaleiçi sokaklar.
Ben söylüyorum;
Yapılan bu uygulamaların hiç birisi doğru değildir. Kaleiçi’nin tarihi dokusunu değiştirmektedir. Turistler Kaleiçi’ni gerçek bir Kaleiçi olarak görmemektedirler.
Yaptığınız her uygulama Kaleiçi’ni çirkinleştirmektedir.
Kaleiçi; bir tatil köyü değildir.
Kaleiçi; özel bir site de değildir.
Nedir?
Üstünde ve altında çok önemli tarihi eserler bulunan bir küçük şehirdir.
Başka ülkelerin şehirlerine bakıyorum; ne çatılarında gün ısıları var ve ne de yolları sokakları böyle çirkinliklerle dolu.
PROTESTO!
Kaleiçi’ni çirkinleştiren, doğal olmayan bu uygulamaları lütfen durdurun.
Ivır zıvır şeyler koyarak buraları daraltmayın. İnsanların ve otoların yol hakkını verin.
Siz masa başındasınız; Kaleiçi’nden bihabersiniz. Yolunuz düşerse geçiyorsunuz.
Meyhanelerin korsan gece yarısı bitmeyen ve orada yaşayanları rahatsız eden müziklerinden haberiniz var mı?
Yollardaki taşlar; inşaat yasağına rağmen gürültülü patırtılı devam ediyor biliyor musunuz?
Ve sizler başka şeylere ağırlık verince Kaleiçi böyle çöplük olmaya devam edecektir.
BEN GİDİYORUM
Hani sizleri belki de rahatsız eden bu yazıları yıllardır yazan bendeniz; başka bir beldeye göç etme hazırlığında.
Ben de gidersem size bu hatırlatmaları kimler yapacak acaba?
Kaleiçi’ne sahip çıkacak mısınız acaba?
Umarım.
Yorumlar
Kalan Karakter: