Turist yok sayılır!
Her sene şu veya bu sebeplerle iyice azalıyor.
“İn-cin cirit atıyor” dedikleri gibi sokaklar bomboş!
Hafta sonlarında biraz kıpırdanma olursa oluyor.
Pansiyonlar bom boş!
Kaleiçi’ne renk katan, çeşit çeşit ürünler satan esnaflarımız hemen hemen hiç kalmadı. Kalanlar da kira, elektrik ve vergi parasına çalışıyorlar.
Yılbaşından önce sokaklarda turist yoktu ama gezen özel güvenlikçiler, genç polisler ve ara sırada zabıtalar görünüyordu!
Şimdi onlar da ortalarda pek görünmüyorlar!
ONLARIN YERİNİ
Sanırım onların yani; zabıta, özel güvenlikçiler ve polislerin yerini MOBESE denilen kameralar almaya başladı.
Kaleiçi’ne nereden girerseniz girin; sokak başlarında, cami-mescit önlerinde sık sık bu kameraları görürsünüz!
Ha siz onları pek fark etmeyebilirsiniz ama onlar yani kameralar “eğer” çalışmaya başladılar ise sizi en az üç-dört kamera ile takip ediyorlardır.
Bir direkte en az “üç” çeşitli modelde kameralar görebilirsiniz!
AMERİKAN FİLMLERİNDEKİ GİBİ
Bu kameralar sizin fotoğrafınız çekip; kim olduğunuzu, ne iş yaptığınızı, nerede oturduğunuzu, ailenizi, arabanızı, nereden gelip nereye gittiğinizi kayıt altına almaktadır.
BAŞKA KAMERALAR DA VAR
Eski polis kameraları, belediyenin ne diye diktiği belli olmayan kameraları ve bazı ev ve dükkân sahiplerinin koydurduğu irili ufaklı kameralar!
Belki 500, belki de 1000 tane kamera gözü 24 saat Kaleiçi sokaklarını, parklarını, bahçelerini, gelip geçeni, girip çıkanı, alıp vereni hep kayıt altına almaktalar!
“KÖR KAMERLAR”
Bu “KÖR KAMERALAR” deyimi bana aittir. Yani ben buldum bu ismi!
Neden? Nasıl mı? Çok basit!
…
Siz bunları bir işe yarıyor sanıyorsunuz ama hiçbir işe yaramıyor. Çünkü bunlar “bakar kör” kameralardır.
Hurdacı, kağıt toplayıcı, seyyar satıcı girmeyecek denildi!
Ama onlar fırsatını buldukça rahat rahat girip gezebiliyorlar.
Turistlere zorla ayakkabı boyattıran, simit satanları maalesef bu kameralar görmüyor!
Zabıtanın, özel güvenlikçilerin göremediklerini bu kameralar nasıl görsünler!
GÖRSE DE BİR/ GÖRMESE DE
Hani bu kameralar yasak bir şey gördü; sonra?
Hiç!
Vatandaşın biri Hıdırlık Sokak’ta bankın üzerinde yatıp kalkıyor!
Ne bir görevli görüyor, ne de görevsiz kameralar!
O vatandaşı yüzlerce turistin gelip geçtiği bir yol üzerinde öyle perişan halde görmek hangi vicdana sığar ki?
Polis ilgilenmez!
Şikâyet yoktur. Kanunsuz bir olay yoktur!
Zabıta!
Ortalıkta zabıta yok ki; onu görsün!
Kameralar?
Baksa da anlamaz ki! Adamı orada piknik yapıyor sanırlar!
…
PEKİ, KİM GÖRECEK?
Yangın hidrantları ile dükkân önlerini yıkayanları,
Hidrant kapaklarını çalanları,
Demir dubalara çarpıp deviren otoları,
Duvarlara yazılar yazanları, resimler yapanları,
Sökülen “görme engelli” yollarındaki plastikleri,
Ağaçları kesenleri,
Çiçekleri koparanları,
Çalınan fotoğraf çantamı,
Kırıp çalınan kapı tokmaklarını,
Çöpleri karşı komşunun duvarına yığanları…
Boş konaklarda geceleyip, yangın çıkatanları,
Sokaklarda “varil” içinde yakılan ateşleri,
İtfaiyenin geçemeyeceği şekilde sokakları daraltanları…
:::: ::::
SANAT ÜSTÜ WC YAZISI
Saat Kulesi arkasındaki eski ANSAN’ı bilirsiniz! Onun bahçesinin yola bakan kısmında MURATPAŞA BELEDİYESİ denetiminde bir umum WC vardı. Burası bakımdan geçirildi ve hizmete açıldı. Çok ta iyi oldu.
Bugün onun önünden geçtim.
Merdivenli kısmın yan duvarında çok güzel bir “mozaik” ve üzerinde Anadolu kilim deseni gördüm.
FAKAT
Kör veya sanat düşmanı bir Belediye çalışanı tarafından bu güzel sanatsal mozaik üzerine plastik bir beyaz levha yapıştırılmış;
“MURATPAŞA BELEDİYESİNE AİTTİR
LÜTFEN KORUYALIM VE TEMİZ TUTALIM”
…
Güler misiniz yoksa ağlar mısınız siz bu işe?
::::::
Yorumlar
Kalan Karakter: