“Rüzgâr gülü, rüzgârın yönünü pratik olarak belirlemeye yarayan basit araç. İşlevsel olmanın yanı sıra süs olarak da kullanılır. En yaygın rüzgâr gülü, üzerinde ana yönlerin isimlerinin baş harfleri bulunan bir horoz simgesidir. Binaların tepesine yerleştirilerek bir mimari öğe olarak da kullanılır.”
Biz de pek yaygın değil ama Avrupa ve Amerika ülkelerinde çok yaygındır. Ve bendeniz yine meraklı “keşif ve gözlemleme” gezilerim sırasında bir çatıda bunu gördüm.
Antalya’da ve Kaleiçi’nde; çatının kenarına demirlerle tutturulmuş ve horoz simgesi olan bir nesne!
Çok ilginç geldi.
Kaleiçi’ne yakıştı mı? Bilemedim.
2018’de bir yenilik olabilir!
Çatılarımızda neler yok ki?
Gün ısıları, baz istasyonları, TV antenleri, baz antenleri, naylon örtüler, direkler vs.
Hangi sokak da, hangi ev de idi; unuttum!
Siz bulabilecek misiniz bakalım?
:::: ::::
KALEİÇİ TARİH FIŞKIRIYOR!
Ama biz ne yapıyoruz?
Nerede bir tarihi eser çıksa; biraz bekletiyoruz ve hemen üzerine bir inşaat koyup üzerini kapatıveriyoruz!
Ne kadar kolay bir yol değil mi?
Ne arayan var, ne soran var?
Ne bakan var, ne gören?
Etrafını “teneke saç” bir perde ile de kapattın mı; ohh içeride ne yaparsan yap!
O tarihi silip; yeniden kendi tarihini yaz!
Kazıdan çıkan traktörler dolusu yığıntıları; “moloz” olarak bilinmeyen yerlere döktür!
Eğer tarihi bir “tünel ağzı” falan çıkarsa; aman inşaatı durdurmasınlar diyerek; çimento ile doldurttun mu tamamdır!
Sanki sizi 24 saat kontrol eden mi var?
Belki Müze’den bir arkeologun gelip izledikleri bazı inşaatlar olabilir ama hiçbir şey fark etmez! Siz üzerine yine inşaatı “er-geç” yapar çıkarsınız!
Şu anda (2017 sonu) halen kazılmış ve kazılmakta olan birçok inşaat temelleri vardır!
Hepsinin temelinden tarihi duvarlar, taşlar ve hatta benim gördüğüm gibi geniş geniş taşları olan iki-üç m genişliğinde çıkmaktadır. Ama birilerinin (!) aldıkları kararlarla (!) bu gün yüzüne bir vesile ile çıkmış olan “tarihi yapı” kalıntıları; değerlendirilmeden gömülmek istenmektedir.
MADEMKİ!
Buraları “sit alanı” ilan ettiniz; sahip çıkılsın!
Temel kazılarında çıkan yapılardan dolayı; o yer bir değerlendirmeye konulsun ve SATIN alınsın.
Hiç olmazsa Kaleiçi yeni yeni tarihi eserlere kavuşsun!
Diye düşünüyoruz ama ne fayda?
Bakanlık bakmıyor, Müze kararsız, Belediyeler ve diğer kurumlar gelen baskılar/ricalardan çaresiz olduğundan; çıkan eserlerle ilgili koruma, kollama ve yaşatma çabasına girmiyorlar!
“GÖMÜN GİTSİN”
En kolay yoldan gidip; kazılan temelleri toprak veya çimento ile doldurmalarına izin verip; inşaatı onaylatıyorlar!
NORMAL Mİ?
Tarih bilincinde olan insanlar için normal olmasa bile; böyle “tarihi eser kasapları” için bu tür yıkımlar gayet normaldir!
“BAKAN” BAKSIN VE GÖREN DE GÖRSÜN Kİ; DAHA FAZLA ZARAR SİYAN YAŞAMAYALIM!
:::: ::::
“TOPLUM DESTEKLİ POLİSLER”
Kaleiçi’nde esnafla ve oturanlarla yaptıkları; güzel sohbetlerle “polisi sevdiren ve güvendiren” bir imaj oluşturdular.
Aldıkları notları ilgili yerlere ulaştırıp; gereğinin yapılmasını sağladılar. Tinerciler, metruk evler, kapkaççılar gibi konulara ağırlı verip önlenmesini sağladılar.
İşte bu ekipten Levent ve İsmet Polisler; benim Kaleiçi’nde bir evin çatısında unutulan; yırtılmış bir Türk Bayrağı’nın yerini söylemem üzerine hemen gittiler.
Ve ertesi günü o utanç veren görüntünün kalkmasına yardımcı oldular.
Görev bilincinde olan böyle polislere her zaman teşekkür diyoruz.
Sağ olsunlar.
Yorumlar
Kalan Karakter: