Arabî aylara göre Ramazan ayı; bizim Miladi takvim aylarından farklıdır. Bu sene Ramazan ayının ilk günü; 16 Mayıs’a geldi.
Seneye on gün önce gelecek. Yani 2019 yılında 6 Mayıs gibi yine Ramazan ayı olacak.
Allah ömürler versin; bizim gibi devamlı oruç tutanlar Ramazan ayında oruç tutmak için; bütün mevsimleri görüyorlar.
En kısa günler de oruç tutanlar; en uzun günlerde ve sıcak havalarda “sevap” için bu ameli yapıyorlar.
Güneş battıktan sonra; tüm gün yemek yemeden, su içmeden dayanabilenler “ezan” sesiyle oruçlarını açabiliyorlar.
Güzel bir alışkanlık.
İbadet yönünden insana huzur veriyor. Tutanların çoğunlukta olması ve “milli” olarak algılandığından; toplumsal olarak insanları birbirine daha çok yaklaştırıyor.
Ticaret artıyor. Ramazan bitiminde insanlar kazandıkları sevapları düşünerek “bayram” yapıyorlar.
Bayram gelmeden önce bilhassa küçük çocuklara “bayramlık” giysiler alarak onları sevindiriliyor.
Bayram günü tüm ailelerde; namazdan geldikten sonra güzel bir bayramlaşma oluyor. Çocuklara harçlık ve hediyeler veriliyor.
Arefe gününden başlayarak önce mezarlıklardaki yakınlar ziyaret ediliyor. Fatihalar okunuyor.
Genç olanlar; yakın olan ailelerini sırayla ziyarete gidiliyor. Baklavalar, şekerler, kolonyalar tüm evlerin ortak ikram malzemeleri oluyor.
Ramazan ve Kurban Bayramlarında tüm resmi daireler tatile giriyor. Bunu fırsat bilen memurlar; ya uzakta bulunan akrabalarını ziyarete gidiyorlar; ya da yurt içi ve dışında meşhur tatil yerlerini tercih ediyorlar.
BAYRAM TATİLİ
Antalya’mız bu yönden çok şanslı bir şehir. Her bayram da ve yaz kış demeden gelecek misafirleri ağırlayabilecek bir kapasitesi var.
HOŞ GELDİN PANOSU
Kaleiçi’nde müşterilerine menü hakkında tebeşir ile bilgiler yazılan bir pano dikkatimi çekti.
“HOŞ GELDİN 11 AYIN SULTANI”
Basitçe çizilen bir güneş ve bulut resmi ve vazoda birkaç çiçek!
Çok güzel bir mesaj yazmışlar.
Ben de bu güzelliği; sizlerle paylaşmak istedim.
:::: ::::
KÖR KAMERALAR
VE KORSAN AFİŞ
Resim yapmaya ara verip sokağa çıktığımda; koskocaman bir bez afişin köşeye asılmış olduğunu görünce basbayağı şaşırdım.
Yıllardır Antalya’dayım Gezi olayları yansımalarının dışında; asılı hiçbir siyasi afiş görmedim desem yalan olmaz!
Afiş fazla siyasi görünmüyordu. Filistin olaylarına bir tepki olarak el ile yazılmış idi.
KÖR KAMERALAR
Kaleiçi’nin hemen hemen her sokağı; özel ve MOBESE denilen kameralar doldu da taşıyor bile!
Balık Pazarı kavşağındaki kameralar kaç tane sayamazsınız!
Üç direk, aralarında üçer metre var ve her birinin üzerinde en az üç kamera!
Amerika ya da İngiltere olduk.
Onlara harcanan paralarla şu Kaleiçi’ne yatırım yapsaydınız da; şu yıkık dökük harabe evleri bir ortadan kaldırsaydınız!
“Dostlar alış verişte görsün” derler ya işte öyle bir şey!
Kamera, kamera her yer kamera!
Ama işe yaramıyor baksanıza!
Adamlar geliyor, tam kamera direğinin bulunduğu direğe korsan pankartın bir ucunu bağlıyor da kameranın başındakiler olayı (!) nedense göremiyorlar!
Ya çekirdek yiyorlar ya da çay içiyorlardı! (şaka)
ALO POLİS
Bir duyarlı vatandaşımız hemen polisi arıyor. Turistlerin durmadan gelip geçtikleri bir yer! Yanlış bir imaj her an oluşabilir diye!
Neyse bir müddet sonra afiş indiriliyor.
Bu olay burada bitiyor!
AMA BİTMİYOR
Bu kameraların başındakiler; gördükleri olayın illa da “polisiye” olmasını beklememelidir.
Kamusal fayda gereği; zabıtayı veya itfaiyeyi ilgilendiren bir olay görüyorlarsa o bilgileri onlarla da paylaşmalıdırlar.
“Başkasına karışmayız, bana ne!” denirse netice işte böyle olur!
Bence bu kamera olayı baştan sona incelenmeli, faydasız olanlar sökülmelidir.
Sizler de bakınca göreceksiniz kameraların nereye baktıkları belli değil.
Kalekapısı’ndaki Camiinin noter karşısındaki kameralarına da gözüm ilişti! Şaşırdım kaldım.
İki kamera da sokağa bakıyor.
Camiinin kapısına veya penceresine bakması gerekirken!
…
Biraz dikkat değil çok dikkat ediniz.
Pankart belki içerik olarak önemli olmasa bile; eylem önlemli idi!
Kaleiçi’ni sevdiğinizi biliyoruz ama şu kör kameraların gözünü açın artık.
Daha faydalı hale getirin lütfen.
Yorumlar
Kalan Karakter: