Maalesef şu ve bu sebepten başlayan olaylara siyasette karıştı mı; ihtilal olmadan çözülmüyor!
Bence; “Öcü” gibi gösterilen ihtilaller; memleketin selameti ve devletin bekası için yapılmış fedakârlıklardı.
1980 öncesinde; tüm yurdu bir kangren gibi saran “terör” belasından ancak Türkiye’yi o “ihtilal” kurtarmıştır.
Çünkü “sağ ve sol” deyimi altında toplanan çoğu vatandaşlar arasındaki çatışmalar; “kanlı” baskınlarla gittikçe azıyordu.
Bu olaylara taraftar olanlar; amaçladıkları hedefe ulaşamadıkları için yapılan bu ihtilali hep kötüleyeceklerdi.
Ama masum vatandaşlar; taraftar olmak istemeyenler ya da neler olup bittiğini anlamayanlar da bu ateş çemberinin içinde kalmışlardı.
Yapılan ihtilal; Türkiye’yi bölünmekten, parçalanmaktan kurtarmıştır.
SONRA
Siyasette, ekonomide ve daha birçok konularda yapılan ihtilalin hep ülkeye yaptığı zararlar söylenmiştir.
“Ama o ortamı hazırlayan nedenler keşke oluşmasaydı” demezler.
Hep zararları konuşulur ve tartışılır.
Doğrudur ama hani Nasrettin Hoca’nın evine hırsız girmiş ya!
Kimi demiş “Hocam kapını niye kilitlemedin?”
Kimi de,
“Paralarını başka yerde saklasaydın da çaldırmasaydın” diye Hocaya kızmışlar!
Hoca:
“Komşular haklısınız amma evime giren hırsızın hiç mi kabahati yok” diye cevabı vermiş.
İhtilal bu; ekonomisi ve siyaseti zayıf, eğitim ve öğretimi yarım kalmış ülkelerde görülmesi çok kolaydır.
BU “DARBE” NEREDEN ÇIKTI?
Tüm ülkemizin sıkıntıları, dertleri yetmiyormuş gibi; hoppala 15 Temmuz gecesi Ankara ve İstanbul’da birden bire ortaya çıkıverdi.
Tamam, ülkemiz aylardır yıllardır bir rahat yüzü göremedi gitti.
Her gün kahpece vurulan asker ve polislerimizi “şehit” ilan edip; onları toprağa verdik durduk ama onları kim vurdu? Katilleri kimler? diye araştırmadık.
Rusya savaş uçağının düşmesiyle başlayan kriz; ülkemizi ekonomik olduğu kadar “turistik” açıdan da vurdu. Bu krizde Avrupa da turist yollamaz oldu.
Kaleiçi aylardır boş sokaklar ve tavla oynayan esnaflara kaldı.
Yalnız Kaleiçi değil, turistik işletmelerin hepsi Türkiye çapında bu işten ciddi zararlar görmeye başladı.
HÜKÜMETİMİZ VAR YA
Kimilerinin az ve kimilerinin çok beğendiği başımızda bir “Hükümetimiz” var, sahipsiz değiliz.
Onlar ve muhalefet partilerimiz de TBMM çatısı altında demokratik olarak çalışıyor, çabalıyorlar.
Aman aman ihtilal yapmanın ne alemi vardı ki?
Oturun oturduğunuz yerde. Demokratik kurallar hâlâ geçerli.
Hakkınızı gelip Meclis’te arasaydınız ya!
Bir kuru sevda uğruna hem kendinizi ve o kadar insanın canlarını yaktınız. Hapislere düştünüz. “Düşmana karşı kullanın” diye size emanet edilen silahlarla; TBMM’ni ve diğer resmi yerleri bombaladınız. Kurşun sıktınız, canlar aldınız ve canlar verdiniz!
N’OLACAK ŞİMDİ?
Ülkenin bütün sorunlarını altüst ettiniz.
İşsizlik, fakirlik vs sıkıntılar; sizin yüzünüzden “gümbürtüye gitti” haberiniz var mı?
HELE HELE!
Askerimiz sizin yüzünüzden ne durumlara düştü gördünüz mü?
Gerçi sizler de askerdiniz ama onlar kadar hırpalanmadınız bazı “kuduzlar” tarafından.
Hep sizin yüzünüzden bu durumlara düştük.
BİR DAHA HİÇ KİMSE İHTİLAL/DARBE FALAN YAPMASIN.
DERDİNİ TBMM ÇÖZSÜN.
TAMAM MI?
…..
Özür : Bu hafta Kaleiçi’ni size anlatamadım.
Sıcaklık 45°C
Yorumlar
Kalan Karakter: