Eskisi gibi olmayacak

Korona virüs salgını, tüm dünyaya şunu net bir şekilde gösterdi.

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Yani bu salgın, tüm dünya adına yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.

Tabi ki bu salgından en çok etkilenecek olan da, çok büyük bir endüstri haline gelen futbol olacaktır.

Önümüzdeki yıllarda güçlü alt yapısı olan, sağlam temeller üzerine kurulu, gençlere önem veren, mali anlamda borç yükü az olan kulüpler ayakta kalmayı başaracak, diğerleri ise belki de kapısına kilit vurulacak hale gelecek.

Zaten darboğazda olan, büyük mali sıkıntılar yaşayan futbol kulüpleri, dünyada daralan ekonomi ile bu krizi nasıl aşabilecek göreceğiz.

Bu kriz sadece belli ligleri değil, tüm dünya liglerini etkileyecek gibi duruyor.
Böylesine bir durumda da yapılacak olan en önemli şey, her zaman söylediğimiz gibi alt yapıya önem vermek, genç futbolcuları yetiştirebilmek olacaktır.

Çünkü artık eskisi gibi, transferde çok büyük paraların konuşulduğu dönemler olmayacaktır.
Mutlaka gençlere daha fazla şans verilmeli, genç futbolcuların A takıma kazandırılmasını bir proje haline getirmeli ve desteklemeliyiz.

Taraftar da, başkan ve yönetim üzerinde; transfer için baskı değil, alt yapıdan oyuncu çıkması adına baskı oluşturmalıdır.

Artık taraftar da, ‘bolca transfer yapalım, takımı baştan yaratalım’ yerine, bu sezon kaç tane genç futbolcuyu A takımda izleyeceğiz fikrini benimsemeli diye düşünüyorum.

Yani işin özü; artık hepimiz bakış açımızı değiştirmek zorundayız.

Çünkü korona salgınının ardından dünya değişecek.

Hem de her anlamda değişecektir.

Bu değişime hazır olanlar ayakta kalacak, eski zihniyetle devam edebilirim diyenler ise kaybolup gidecektir.
*****
Geçtiğimiz hafta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını balkonlarımızda da olsa büyük bir coşkuyla kutladık.

Korona virüs salgını nedeniyle belediyelerin Antalya’daki tüm evlere kapı kapı dolaşarak maske dağıtmasını gördükten sonra aklıma; acaba Antalyaspor Kulübü ile bir ortak çalışma yapılıp, maskelerin yanında çocuklar için her eve bir forma da bırakılabilir miydi diye düşündüm.

Bu dönemde her kapıyı çalan belediye ekipleri ile ortak bir çalışma yürütülüp, her eve maske ile birlikte Antalyaspor forması girmesi sağlanabilirdi.

Böylelikle hem çocuklarımıza böylesi zor günlerde 23 Nisan hediyesi olurdu, hem de o çocuklar ile anne ve babalarının aidiyet duygusu yaşamaları adına küçük bir jest yapılmış olurdu.