Bir sezonun özeti…

Nasıl başladığınız değil, nerede bitirdiğiniz önemlidir derler, Antalyaspor için bu sezon tam da böyle oldu.
Sezona Bülent Korkmaz ile başlayan Antalyaspor, Bülent hoca ile 11. haftada yollarını ayırdı. Rize maçından önce kaptan Diego’nun Bülent hocaya sahaya çıkacak olan kadroyu vermek istemesi ile hoca ve Diego arasında yaşanan olaylar, sonrasında Diego ve Atıf’ın hocaya karşı aldıkları tavır ve Bülent hocanın bu iki oyuncunun kadro dışı kalmasını istemesi ancak yönetimin buna yanaşmaması.
Bu olaylar silsilesi Antalyaspor’da Bülent hocanın istifasını getirdi.
11. hafta sonunda kırmızı beyazlı takım ligde 11 puan ile 15. sırada yer alıyordu.
*****
Rize mağlubiyetinin ardından, takımın başına getirilen Tomas ile ilgili bir çok tereddüt yaşandı. Antalyaspor, Tomas’a ilk kez teknik direktörlük yapma verdi.
Yanına da yine bir başka tartışmalı isim Ayhan Akman getirildi.
Tereddütler ile takımın başına getirilen isim olan Tomas ile Antalyaspor ilk yarının son maçı olan Galatasaray karşılaşmasının ardından yollarını ayırdı.
Kırmızı beyazlı takım ligin ilk yarısı bittiğinde 14 puan ile 16. sırada yer alıyordu.
Tomas Antalyaspor’da o kadar başarısız bir yönetim sergiledi ki, kulübenin düzensizliği, kulübede herkesin oyuna ve takıma devamlı müdahale etmesi, oyuncuların kenarda ısınırken ki tavırları, hatta oyuncu değişikliklerini tribünde oturan Antalyaspor Futbol Direktörü Sedat Karabük’ün yaptırdığı iddiaları adeta Tomas’ın kırmızı beyazlı takımdaki geleceğini belirledi.
*****
Devre arasını iyi değerlendirmek isteyen Antalyaspor yönetiminin ilk işi ise öncelikle bozulan düzeni düzeltebilecek ve disiplini sağlayabilecek bir teknik adamı takımın başına getirmek olmalıydı.
Yönetimden de bu noktada Tamer Tuna hamlesi geldi.
Antalyaspor ile anlaşmaya varan Tamer hoca, ilk iş olarak takımda disiplini ve bozulan düzeni yeniden kurdu. Hocaya tavır alan, kadro yapmaya kalkan futbolcuları ya takımdan gönderdi yada kadro dışı bıraktı.
Takıma direkt katkı koyacak nokta transferler istedi.
Ve Tamer Tuna ile Antalyaspor ligin ilk maçına çıktığında her ne kadar Göztepe’ye 3-0 mağlup olsak da, gelecek adına umut veren bir teknik direktör vardı kenarda.
Çünkü kulübedeki eski düzensizlik son bulmuş, kulübe ve futbolcular bir disiplin içerisine girmişti.
*****
İşte Antalyaspor herkesin düştü denildiği zamanda Denizlispor deplasmanına gitti.
Tamer hocaya ve futbolculara inanan başkan ve yönetim kurulu, tam kadro protokol tribünündeydi.
Diğer yanda ise tüm kötü sonuçlara rağmen takımına güvenen 1000 kırmızı beyazlı taraftar Denizli’ye akın etti.
90 dakika sonunda ise Antalyaspor sahadan 3-0 galibiyet ile ayrılarak tünelin ucundaki ışığı gördü.
Maçtan sonra başkanın tribünlere gidip taraftara üçlü çektirmesi ve paylaşılan galibiyet pozu güzel günlerin habercisi olmuştu.
Bugün ise düştü denilen Antalyaspor 41 puana gelmeyi başardı.
Kimilerine göre mucizeyi gerçekleştirdi, kimilerine göre ise potansiyelini ortaya çıkardı.
Yönetimin sezon başı yapılan transferleri ve Tomas kararı ne kadar yanlışsa, devre arasında takıma alınan oyuncular ve Tamer Tuna tercihi de bir o kadar doğru oldu.
Tomas konusunda yönetimi eleştiremeyiz. Çünkü bir teknik adamın başarılı olup olmayacağı sahada belli olur. Yönetim ve başkan Tomas’a güvenmiştir, inanmıştır ve şans vermiştir. O ise bu şansı değerlendirememiştir.
Esas önemli olan şey, yönetimin doğru zamanda doğru hamleyi yapmış olmasıdır.
İşte doğru zamanda, doğru hamleyi yapan başkanı ve yönetimini kutlamak gerekir.
*****
Tamer Tuna için ise şunları net olarak söyleyebiliriz; takıma çok hakim, takımı iyi çalıştırıyor, futbolcular hocalarına inanıyor ve güveniyor, sahada da her oyuncudan yüksek verim almayı başarıyor.
Böyle olunca da başarı kendiliğinden geliyor.