Herkes yalan söyler. 
Dünya tükenir, “YALAN” tükenmez..
Yalan söylemek, diğer insanları kandırma en önemlisi de kişinin kendini kandırmasıdır. Patolojik yalan, yalan söyleme alışkanlığıdır. Psikiyatride mitomani olarak tanımlanır. Hastalığa sahip kişilere mitoman denir. 
Belirli sözcükler ve dinamiklerden kişinin yalan söylediği anlaşılır. Çok yalan söyleyen kişileri dinleyenler, gerçekleri farkederler, farkettiğini hissettirmezler. Bu duruma da aptala yatmak denir. Doğrusu bu mudur, tartışılır.

... iyi de dalkavuklar ve yalancılar kendini biliyordur da acaba alıklar da alık olduklarını biliyorlar mıdır?
 
Türk Dil Kurumu alık sözcüğünün anlamını; “Anlıksal yetersizliği en aşağı düzeyde olan kişi.” olarak açıklamış.
Dalkavuk da; “Yarar sağlamak için kendisinden üstün ve varlıklı olanlara aşırı saygı göstererek gözlerine girmeye çalışan yağcı kimseler.” olarak açıklanıyor.
 
Alıkların hafif narsislik eğilimi olduğunu düşünüyorum. Bütün kontrol onun elindeymiş gibi hissederler. Başkalarının hayran oldukları niteliklere sahipmiş gibi tavır halinde olurlar. Gerçek benliğinin ve gösterdikleri halinin arasında fark vardır ve farkedilmesinden korkarlar. Çevresinde kendi görüşleri ve durumunu abartılı öven kişiler olsun isterler. İşte tam şimdi dalkavuklara ihtiyaç vardır. Alıklar, çevresindeki insanların onun görünüşünü, tavırlarını, iş bitiriciymiş gibi övülmelerinden hoşlanırlar. İnsanlara  kendilerini bu şekilde gösterir ve egolarını beslemelerini beklerler.
 
Alıklar başkalarına çekici görünmek istediğinden, imajını çevreye çekici geleceğini düşündüğü şekilde değiştirirler. Fakat süreç bazı durumlarda onun istediği gibi gelişmez, çevrenin onu olduğu gibi sevip kabul etmelerini engeller. Onlar kendi gerçeğini kabul etmedikçe insanların tavırlarının gerçek mi sahte mi olduklarını hiç bir zaman öğrenemezler.
Alıklar kendilerine aşıktır ve bu aşka kapılmış durumdadırlar. Hal böyle olunca tek gerçeği sadece kendi mutluluğuyla ilgilenme eğilimi gösterir ya da kendini beğenmişlik üst safhadadır.  Kendi değerleri ya da görmek  istediği tavırların tam tersi bir durumla karşılaşınca, hırçınlaşır, kabalaşır ve içerleyerek insanları itip kendinden uzaklaştırır.
 
Hadi bakalım dalkavuklar iş başına. Dalkavuklar,  hemen toplumsal uyum temasıyla işe başlarlar. Bu duyguyla onun başkaları üzerinde özellikle kendi üzerinde odaklanmasına ve kendine öncelik tanınması için harekete geçerler. Eğer kendisi olanları yaşıyor olsaydı ne düşünürdü diye düşünüp ona göre adımlarını atarlar. Tam da şimdi kendisine yarar sağlamak için göze girmeye çalışacak, yağcılık başlayacak. 
 
Dalkavuklar ve alıklar insan olma yolunda karmasını tamamlayamamış varlıklardır.
Alıklar olduğu için mi dalkavuklar vardır?
Dalkavuklar olduğu için mi alıklar vardır? Peki yalancılar bu sarmalın neresindedir? Yoksa aptala yatanlar hepsinden daha mı akıllıdır?
Varın bunu da siz düşünün.