Her seferinde felaket geliyorum diyor. Haberleri gördükçe ülke olarak üzülüyoruz. Nasıl bir hafta yaşadık ama? Yağmur, dolu, boran, fırtına, sel baskınları, çaresizlik…
Doğal afetler yöneticiler tarafından kontrol edilmesi mümkün olmayan iklim, toprak, su ,çevre kirliliğine bağlı olarak ortaya çıkan felaketlerdir. Hani gelen felaketler krize zemin hazırlar. Doğal faktörler deprem yangın su baskınları gibi örgütlü olmayan toplumu etkileyen olan dışı durumlar gibi algılanır. Sonunda bulunduğu bölgeye, mahalleye, aileye, derin ve uzun süreli hissedilen durumlar için uyarılar yoksa felaket olarak isimlendirilir. Felaket gelir ama sonuçları erken uyarı sistemi ile hafifletilebilir. Son zamanlarda yaşanan felaketlerde en önemli unsur kriz anneme mekanizmalarının kullanılamamasıdır. Doğal faktörlerden kaynaklanan krizlerin önüne geçilmesinin imkanı yoktur.  Bu faktörlerden kaynaklanabilecek potansiyel krizlere ilişkin sıkı tedbirlerin alınması ve krizlere hazırlıklı olunması gerekir. Doğal afetler önceden tedbir alınması gereken en önemli durumlardır. Fiziki ortam insan topluluklarının dış çevresini oluşturan alanlardan bir tanesidir. Krize neden olan doğanın hareketleri de fiziki ortamla ilgili beklenmedik değişimler olarak değerlendirilebilir. Biliyoruz bunları biliyoruz da ne yapılıyor sadece seyrediliyor gibi. Ya da kriz ortamında çözümler bulmaya çalışılıyor. 
Bir de iç çevre faktörü vardır. Yönetimdeki hiyerarşik yapılanmalardan kaynaklanan problemler en önemli iç çevre faktörüdür. Çünkü hiyerarşik yapılanmadaki aksaklıklar çözüm üretebilme akışını engeller. Sağlıklı bir iletişim ortamı yaratılamazsa kurulan kriz masalarında gerilim, stres ve bunlara bağlı verimsizlik durumları ortaya çıkar. Ayrıca kriz masalarında çalışanlara ve yürüttükleri faaliyetlere ilişkin kontrol mekanizmalarının nasıl çalıştığı da dikkat edilmesi gereken önemli bir husustur. Çok sıkı kontrol mekanizması ve dar bir kontrol alanı da çalışanların kendilerini baskı altında hissetmelerine neden olur. Gerginlik ve huzursuzluğu getirir. Çok gevşek ve geniş bir alanda kontrol mekanizması da başıboşluğa neden olabilir. 
Nasıl bir doğa olayı olursa olsun hangi felaket gelirse gelsin kontrol mekanizmalarının derecesi de önemlidir. Bir felaketle karşılaşıldığında mekanik sistem mantığı içinde yapılanmalı ve bu yapılanmanın da çevresel değişimlere uyumlu olması gerekir. Mekanik örgüt yapıları değişime teknolojiye ve iç iletişime de uyum gösterebilmeli. Böylece kriz masası bir kriz durumuna sürüklenmez. Doğal afetlerle karşılaşma ihtimallerini düşünebilmek için organik sistem tarzında örgütü çalışarak ve yönetmekle ilgili etkin çalışmalar yürütülmesi gerekir.