Hayal kırıklığına uğramış olanlar genellikle sert bir şekilde tepki gösterirler. Acının farkına varanlar şikayet ederler. Ama gerçek olan acıların yürekli davranarak ders vermesidir. Çok fazla antrenman yapanlar (ben öyle diyorum) yani çok acı çekenler kendine zarar verilmesini engellemeyi öğrenirler. Kalıcı bir ruhsal travma geçirmekten kurtulmuş olurlar. Adına da tecrübe diyorlar. Hayal kırıklığının derinliklerine inildikçe çekilen acının farkına varmak işin en eğlenceli kısmı. Yeni kararlar almak için bir çok asker korumaya, geçer ben asker diyorum savunma ve savaş timidir anlatmak istediğim. Fanatik hırslarından dolayı her ölümlü insan, kendini tehtit edenin ve kendini kandırmaya çalışanın duygularındaki despot iç sesinden kaynaklandığının farkına varır. O zaman mantıksız taleplerini kendi varlığı ve mutluluğu uğruna içselleştirir. Hiçbir zaman maraton koşmanın aynı sonuçları getirmediğini anlar. Yaşanan olaylardaki alternetif dilekler, farkında olmak, kendi insani kısıtlamalarını, bencilliğini kabul etmek ve asıl güçlü taraflarını takdir etmek hayallerinin peşinden gidilmesini teşvik eder. Bazen de ne dilek isterse istesin, insan içindeki baskı ve egemenlik dürtülerini engelleyemez. Bazı koşullarda bir amacı gerçekleştirmekten başka bir seçenek yokmuş gibi gelebilir. Çok fazla dileklerin, hayallerin ve beklentilerin kölesi, esiri olmak tutkulu arzuları olma durumu kişiyi tutsak eder. Seçeneksizlik durumu da duygusal bağla veya duygusal kabullenmeyle özgür bir seçeneğe dönüştürülebilir. Evet belki zor belki de basit bir çıkış yoludur. Çaresizin çıkmazda bulduğu çareler de vardır. Örneğin, kölenin zincirini sulaması gibi. Dilekler makul olmalı. Kişi hayatın neresinde olduğunu bilmeli. Gerçekten ne istediği üzerinde durabilmeli insan. İlk bakışta bencilce ve basmakalıp gibi gelebilir. Hiç dert etmemek gerekir. Hayal kırıklığına uğramış bile olsa insan hayal kurmaktan vazgeçmemeli. Bir dilek tutun, tuttuğunuz dilek sizin hayaliniz olsun. Hayal kırıklığına çok da düşünmeyin. Özgür olun.
Yorumlar
Kalan Karakter: