Ruhun göçü kavramı birçok dinde, farklı inanışta kendine yer bulmuş, farklı isimler altında anlatılmış.
Budizm”de açıklaması reenkarnasyondur. İnsan duyularının tatminine yönelik arzu, var olma isteği ve Karma olarak açıklanmıştır.
Tek Tanrılı diğer inanışlarda ve İslam'da da ruh göçüne yönelik doğrudan bir şey yoktur.
Musevilik'in geleneksel yapısında ruh göçü kavramından söz edilmez. Ancak bazı yorumlarda, reenkarnasyona yönelik izler olduğu söylenebilir.
Şöyle ki; Bazı Museviler, Hz. Adem'in önce Nuh, sonra İbrahim sonra da Musa olduğuna inanırlar.
Reenkarnasyon, Hıristiyanlıkta tartışılan konulardan birisidir. Hıristiyanların önemli bir kısmı ruh göçüne, reenkarnasyona inanır. Katoliklerin karşı çıktığı bir konu olsa da, reenkarnasyon günümüzde birçok Hıristiyan mezhep ve kurum tarafından kabul ediliyor.
Asya şamanizminde, bazı Kuzey Amerika ve Güney Amerika kızılderililerinde ve kimi Afrika kabilelerinde ölüm olayı ile bedenini terk edenlerin yaşadığı öte-âleme ruhlar diyarı adı verilir. Kuzey Asya halkları, insanın birden fazla, üç ya da yedi “can”ı olduğuna inanırlar.
Pagan olan Vikingler, öldükten sonra Valhala”da yaşamın devam ettiğine inanırlar.
Tasavvuf edebiyatından bu konu ile ilgili çağrışım yaratabilecek ifadeleri bulabiliriz “Ete kemiğe büründüm, Yunus olarak göründüm (...)” gibi..
Genellikle 30 yaş üstü kişiler reenkarnasyona inanıyorlar.
Bilimsel çalışmalar, Eğitim seviyesi yükseldikçe, reenkarnasyona inanç seviyesinin azaldığı sonucuna varıyor.
Doğmak da ölüp yeniden dirilmek de hepsi bu bedende bu hayatta. Ölmek ve yeniden doğmak; Nefiste yerleşmiş olumsuz duygu, düşünce ve gereksiz kalıpların ölmesi, ilahi aşk ile ruhun yeniden doğmasıdır. Reenkarnasyon Yeniden yapılanmaktır.
Yorumlar
Kalan Karakter: