Gelinciği topraktan koparmak onun yok oluşu demektir.Üç beş dakika sonra canlılığı yitirip solmaya başlar. Kişi de sevdiğinden, sevdiği yerlerden, ailesinden, sevdiği dostundan ayrıldığı zaman gelincik çiçeği gibi sararıp solar, mutsuz olur, hayattan zevk alamaz hale gelir.
Gelinciğin hassas yapısını hassas insanlara benzetirim. İnce, zarif ve narin kişilerin yüreği, hassasiyeti Gelinciğin ince ve sedefimsi dokusu gibidir. Kişi sevgiliye kavuşamaz, hasretten yanarken sanki kara gözlü Gelincikler gibi acılı bakar. Bu haliyle sanki Gelincik biraz da hüznün çiçeğidir. Hüznün en çok yakıştığı çiçeklerdendir. Gelincik hassastır, ilgi ister, naziktir sert davranmaya gelmez, hangimiz böyle değilizdir ki?
Bu tatlı, kırmızı, kara gözlü kır çiçeğinin topraktan belirli aralıklarla çıkması, sevip de uzak kalmışlar, kavuşamamışlar hissi verir. Gelincik çiçeklerine bir bakın birbirinden uzaktır. Belki de bu yüzden hiç kavuşamayacaklar öyle ayrı kalacaklar gibi düşünürüm.
Sevdiğine kavuşamayan kişi de bir süre sonra, çaresizlikle boynunu büker, kaderine razı olur. Belki de gelincik çiçeği kavuşması imkansız aşkları, simgeleyen en güzel çiçeklerdendir.
Saksıya alıp yetiştirmek çok zordur. Bahar gelince kırlarda özgürce salınmak ister. Kökleri toprağın derinlerine doğru iner. Ne kadar narin görünse de toprağın altında kökleri güçlüdür. Kendini, rengini ve mağrurluğunu pek sever. Özgürlüğünden asla ödün vermeyen kişiler sağlam köklü duruşu ve derin duygularıyla Gelincikler gibidirler.
Ruhunuza şifa olan bütün çiçekleri durun ve seyredin olur mu? Seyredin. Hatta konuşun onlarla. Eminim biraz kendinizden biraz hayatınızdaki insanlardan esintiler alırsınız.
Kır çiçeklerinin renk cümbüşü dolsun gönlünüze.
Kır çiçekleri gibi özgür, güçlü, renkli, eğlenceli ve neşeli günler dilerim.
Yorumlar
Kalan Karakter: