Yaşamınızın her noktasında farkında olarak veya farkında olmadan yönetiliyoruz. En basit anlamda dile gelse, oturduğunuz apartman veya site yönetimi tarafından yönetiliyoruz. Seçtiğiniz başkan ve yönetimi tarafından…
Yaşadığınız mahallede muhtar, ilçede, büyükşehirde başkanlar tarafından yönetiliyoruz. Sonra sıra yaşadığımız ülke hatta Dünya ülkelerinin belirlediği güç tarafından yönetiliyoruz.
Yaşadığımız toplumda bu yönetim şekli ete kemiğe bürünse nasıl tanımlarsınız?
Ben düşündüm ve gelişmekte olan ülkelerin tamamında geçerli olacağını düşündüğüm ‘nasıl yönetiliyoruz?’u sorguladım.
Ve… Ortaya şöyle bir hikaye çıktı…
Hikaye dinlemeye hazır mısınız?
Büyük bir kümesin içinde birçok tavuk ile genç ve küçük yaşlarda horozlar yaşarmış. Bir de kümesin yaşlı mı yaşlı, iri mi iri büyük horozu varmış. Hikaye bu ya bu koca kümesin etrafında da tilki dolaşır olmuş.
Tilkiyi fark eden yaşlı ve iri horoz, kümeste tavukları ve genç horozları dışarı salmadığı gibi, kümesin kapısını da sıkı sıkıya da kapalı tutuyormuş. Günler böyle geçerken dışarıya çıkamayan genç tavuk ve horozlar yemlemediklerinden dolayı zayıf ve cılız düşmeye başlamışlar. Yaşlı horoz ne yapsın; kümestekilere ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak günlerini geçiriyormuş,
Durumu fark eden tilki kümesin etrafında dolaştıktan sonra küçük bir delik açarak, genç horozlardan birine seslenmiş ve ona mısır vermiş. İşin tuttuğunu fark eden tilki genç horoza yiyemeyeceğinden fazla mısır vermeye başlamış. Mısırı alan genç horoz kendi karnını doyurduktan sonra kümesin içindeki tavuklarında tilkiden gelen mısırlarla karnını doyurmuş. Böylece yavaş yavaş yaşlı ve iri horozun kümesteki iktidar gücü kırılmaya başlamış. Genç horoz ise, iyi beslendiğinden bir taraftan irileşmiş diğer taraftan da tüm tavukları etrafında toplamaya başlamış. Yaşlı ve iri horozun etrafında tavuklar toplanmaz hatta sözü dinlenmez olmuş. Bu gelişmeler yaşanırken tilki kümese mısır bırakmaya devam etmiş.
Bir gün kümeste tartışma çıkmış. Kümesin kapısını açalım mı, açmayalım mı? diye…
Sonunda kümesin kapısını açmaya karar verdiklerinde kafalarını dışarı çıkarıp, içeri kaçan tavuklar hiçbir tehlikenin olmadığını düşünerek, kapının önündeki mısırları yiyip, kümese geri çekilmişler. Günler böyle geçerken, rahatlayan, korkuları azalan tavuklar kapının önüne çıkıp, tilkinin koyduğu mısır tanelerini yiyip, karınlarını doyurduktan sonra kümeslerine geri dönüyormuş.
Nihayet bir gece tilki kümesin daha ilerindeki avluya mısır taneleri döküyor ve genç horozun öncülüğünde korkularını yenmiş tavuklar rahat rahat karınlarını doyuruyormuş. Bu işin de tuttuğunu fark eden tilki kümesten kendi yaşadığı mağaraya kadar mısır tanelerini dökmeye başlamış. Sabah kümeslerinden çıkan tavuklar yemlene yemlene tilkinin mağarasına kadar girmiş. Kümesteki tüm tavuklar mağaraya girince tilki de yaşadığı mağaranın kapısını kapatı vermiş.
Hikaye burada bitti..!
Bu hikayenin nasıl bittiği yerine hikayede ki;
KÜMES neresi?
YAŞLI HOROZLAR kimler?
GENÇ HOROZ kim, şu anda neler yapıyor?
En önemlisi ise, TİLKİ kim?
Siz bu soralar yanıt ararken, değişiklik gibi görünen tek şey parayı dağıtanlarla alanların değişmesidir. Tıpkı size anlattığım hikayede ki gibi… Genellikle alanlar daha az değişir, verenler daha çok değişir. Şimdi sıra yaşamınızdaki kümeste kimin, kim olduğunu bulmakta…
Kalın sağlıcakla…
Yorumlar
Kalan Karakter: