“Şüphesiz ki; Lidya da biziz Pamfilya da, Frigya da biziz İyonya da, Urartu da biziz Hitit de, Selçuklu da biziz Osmanlı da. Ve ne büyük gururdur ki, Atatürk’ün kurduğu ilelebet payidar kalacak Türkiye Cumhuriyeti de biziz.” 13. YÖREX Fuarı’nın en çarpısı iki cümlesiydi bu bence…
Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, Anadolu’nun sonsuz zenginliğini bu iki cümlede özetleyiverdi. Tarımın ortaya çıktığı, sayısız uygarlığın gelip geçtiği, zenginleştirip büyüttüğü, çeşitlendirdiği bir coğrafya Anadolu… Bunun farkındalığıyla düzenleniyor YÖREX Fuarı. Anadolu’nun sayısız yöresel ürününü hem ülke içinde hem de ülke dışında tanıtmak ve ekonomiye katkısını artırmak için… - - - - - İlk YÖREX Fuarı öncesi düzenlenen basın toplantısına katılmıştım.
Aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen, o toplantıda TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ve Ali Çandır’ın heyecanını ve kararlılığını bugün gibi anımsıyorum. Bu duyguların getirdiği çabanın sonucunda, YÖREX Fuarı, 13. kez kapılarını açtı bu yıl. İlk fuar, daha küçük bir alanda ve daha az bir katılımla gerçekleşmişti. Bugün ise 10 bin metrekarelik alanda 400’ün üzerinde katılımcı buluştu Antalya’da. Anadolu’nun dört bir köşesinden getirdikleri ürünleriyle birlikte…
YÖREX Fuarı, insanların standları ziyaret edip birkaç ürün alıp gittikleri bir yer değil, bunun çok daha ötesinde… Öncelikle, yerel üretimin gelişmesini sağlıyor. Yerel üreticiler, bu fuarda, ürünlerini daha geniş kitlelere tanıtmak, yapılan anlaşmalarla büyük perakende zincirlerine ve ihracat firmalarına pazarlama olanağı buluyorlar. Yerel ürünlerin tanıtımı, onların marka değerini artırır.
Bu da, ürünlere olan talebin ve fiyatının artmasıyla sonuçlanır ki, bunun sonucunda hem yerel üreticiler daha fazla kazanır, hem de yerel ekonomiye ve ülke ekonomisine katkıda bulunulur. Fuarda yurt dışından gelen firmalarla yapılan anlaşmalar, ürünlerin dışa açılmasını, dünya pazarlarında yer bulmasını ve ülkenin döviz gelirinin artmasını sağlar. Fuara gelen yerli halk,
Anadolu’nun farklı bölgelerinden gelen ürünleri ve insanları tanıma fırsatı bulur, kültürlerarası iletişim artar. Kültürel mirasın korunup gelecek nesillere aktarılmasında, bu tür iletişimlerin önemi büyüktür.
Bugünlerde Anadolu’nun zenginliğinin buluştuğu rengarenk bir dünya var fuar alanında. Fırsat bulup ziyaret edin. Ali Çandır’ın dediği gibi, “Bir adımda Edirne’den Kars’a, Sinop’tan Hatay’a ulaşacaksınız. Bizi biz yapan ve bizi anlatan bu ürünlerin zenginliğine, derinliğine ve aynı zamanda gelişimine şahit olacaksınız.”
Yorumlar
Kalan Karakter: