Tam iki yıl önceydi… Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Fitch ve Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu düşürdüğünde, Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok sert bir açıklama yapmıştı. “Bu açıklamaların bilimsel bir temeli yoktur. Böyle sürdürürlerse, başbakana söylerim, bunlarla ilişkiyi kes derim” dedi.
Bu açıklamadan sonra, tabi ki, ne bu kuruluşlar notlarını değiştirdiler; ne de bu kuruluşlarla ilişkimizi kestik. Gereksiz kahramanca çıkışlar, ekonominin yabancı sermaye ihtiyacı nedeniyle, işe yaramadı.
Geçtiğimiz günlerde Moody’s’in kredi notunu ‘negatif’e, yani “yatırım yapılmasa iyi olur” düzeyine kadar düşürmesi üzerine, hükümet kanadından; Erdoğan’ın “dikkate almıyorum” şeklindeki açıklamasına benzer açıklamalar geldi. Kararın ekonomik değil siyasi olduğunu açıklayan hükümet yetkililerinin açıklamaları içerisinde, en can alıcısı (!) Bakan Albayrak’ınki oldu: “Vız gelir tırıs gider!”
* * * * *
İlk gereksiz tepkilerin ardından, durumun hiç de öyle vız gelip tırıs gidecek gibi olmadığını anlayan hükümetten, önceki gün, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek aracılığıyla bir açıklama geldi. “Durumu kurtarma çabası” açıkça hissedilen açıklamayı yapan Bakan Şimşek, Moody’s’in kararında haklı nedenler de olduğunu söyledi ve itiraf etti: “Ekonomide dışa bağımlılığımız çok yüksek; tasarruflarımız çok az; büyüme oranlarımız düşüşte; işsizlik yüksek düzeyde; adalet sistemimiz güvenilmez…” Ardından da, uluslararası derecelendirme kuruluşlarının kararlarını önemsediklerini ve Türkiye’nin notunu yükseltmek için gerekenlerin yapılacağını söyledi.
Bakan Şimşek ve ekonomiden az çok anlayan herkes, olabileceklerin farkında…
* * * * *
Ne mi olur?
Yabancı yatırımcı, bir ülkeye yatırım yaparken, uluslararası derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmelerini dikkate alıyor. Yani Türkiye’nin notunun düşürülmesi, ülkeye yapılacak yabancı yatırımların azalması anlamına geliyor. Yatırımlar azalınca ne olacak? Ekonomistlerin değerlendirmeleri, iç karartıcı: Ülkeden para çıkışı olacak; bu, Merkez Bankası rezervlerinin azalması, bankaların kredileri kısıtlaması anlamına geliyor. Ekonomi yavaşlayacak. İşsizlik artacak. Türk lirasının değeri azalacak. Enflasyon artacak…
Pek de öyle, “söylerim başbakana, ilişkiyi keser ha!” durumu yok yani…
Yorumlar
Kalan Karakter: