Bu ülkenin kadınları sokaklarda öldürülüyor; gençleri, devlet destekli mafyanın getirip sokaklarda sattıkları uyuşturucudan dolayı zombi haline getiriliyor; çocukları, kız erkek demeden tecavüze uğruyor, öldürülüyor ya da seks tüccarlarına satılıyor.
Biz bilmiyormuşuz ama bebekleri de, beyaz önlüklüler eliyle öldürülüyormuş! Ve devlet, tüm bu suçları işleyenleri değil, bunları gündeme getirenleri cezalandırıyor. Olaya kısaca bakalım… Bir çocuk doktoru olan Dr. Fırat Sarı, İstanbul’da özel bir hastanede çalışırken, bir yandan da bir şirket kuruyor.
Devlet hastanesinde çalışan Dr. İlker Gönen de, bir çocuk doktoru ve Fırat Sarı’nın çetedeki ortağı. Bu iki doktor, İstanbul’da ve Tekirdağ’da bazı özel hastanelerin yoğun bakım ünitelerini kiralıyorlar. Kendi hastanelerinde doğan bebekleri, sağlıklı olmalarına rağmen yoğun bakım ünitelerine alıyorlar. Böylece hem SGK’dan, hem de bebeğin ailesinden büyük miktarlarda paralar alıyorlar. Tabi ki, ambulans şoförleri, hemşireler gibi birçok işbirlikçileri de var.
Bebeklerin büyük çoğunluğu yoğun bakım ünitelerinde ölüyor ve ölümlerin üstü örtülüyor. Bu işi ne kadar zamandır yaptıkları ve kaç bebek öldüğü, kaçının sakat kaldığı bilinmiyor. Savcılık, 494 sayfalık bir iddianame hazırlamış, soruşturma sürüyor. - - - - - - Konunun ayrıntılarını, sosyal medyayı takip eden herkes biliyor. Ben, konuyla ilgili aklımdaki soruları paylaşmak istiyorum… -
Neden son yıllardaki bütün suçluların AKP yetkilileriyle, bakanlarla, milletvekilleriyle fotoğrafları var? Bu suçluların hiç hapse girmemesi ya da kısa sürede hapisten çıkmasında bu yetkililerin etkisi var mı? - Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, olay için “Canice ve kabul edilemez. Devlet olarak peşinde olduk. Her türlü cezayı ve önlemi almaktayız” demiş. Memişoğlu, bakan olmadan önce İstanbul İl Sağlık Müdürüydü. Bu çeteyle ilgili ilk şikayet 2018 yılında yapılmış ve İl Sağlık Müdürlüğü’ne 27 Mart 2023 tarihinde ulaşmış. Memişoğlu, sorumluluk ondayken, neden bu hastaneleri denetlemedi, neden çalışma izinlerini ve SGK anlaşmalarını iptal etmedi? -
Çete lideri Fırat Sarı, 1998’de PKK üyeliğinden 12 yıl ceza almış, 2003’te cezası 2 yıla indirilmiş ve doktorluğa geri dönmüş. Sivil hastanelere PKK’lılar sızabiliyor demek ki. Bu durumda askeri hastaneleri kapatmak ve yaralı askerleri kim olduğu bilinmeyen bu insanlara teslim etmek, ne anlama geliyor? - - - - - Ve en önemli soru: Bundan sonra ne yapılmalı? Öncelikle hükümetten ve hükümetin uzantısı haline gelmiş adalet sisteminden bir şey beklememek gerekiyor.
Sorunu onların eline bırakırsak, tıpkı elini kolunu sallayarak suç işlemeye devam eden diğer suçlular gibi, bu çete üyelerini de birkaç yıla kadar sokaklarda ve yeniden suç işlerken buluruz. Bu nedenle, tüm halkın bir arada, bu katliamı kınamak için sokaklara dökülmesi gerek.
Çete üyelerinin en ağır biçimde cezalandırılmasını, yoğun bakımlarını bu çeteye para karşılığı kiralayan hastanelerin kapatılmasını, sahiplerinin tutuklanmasını, mal varlıklarına el konulmasını ve bir daha böyle bir olay yaşanmamasını talep etmesi şart. Şimdi birlik olup sesimizi çıkarmayacaksak, ne zaman?
Yorumlar
Kalan Karakter: