Bir düşünelim… Türkiye Cumhuriyeti halkı, ülkenin yönetimi için insanları seçip Meclis’e gönderiyor. Onlara diyor ki; “Sen bana hizmet et, ben de buna karşılık sana maaş vereyim.” Gayet adil bir anlaşma…
Ama bu anlaşma, karar verme yetkisini elinde bulunduran milletvekilleri tarafından sürekli değiştirilip bozuluyor. Tabi ki kendi lehine ve vatandaşın aleyhine…
- - - - -
Halkın büyük bölümü, yoksulluk, hatta açlık sınırının altında gelirle yaşamaya çalışıyor. Milletvekilleri maaşları, bu gelirin, yaklaşık 15 katı. Ama tabi ki hakları bununla sınırlı değil…
Kendi seçim bölgelerine gidip gelen milletvekillerine, yolluk adı altında masraflarını karşılayacak para veriliyor. Vekiller seçildikleri zaman, 3 aylık maaşları ve yollukları peşin olarak ödeniyor.
“Sen seçim bölgene gidip geliyorsundur, aman cebinden para çıkmasın” denilerek bir de harcırah veriliyor vekillere.
Bitmedi…
- - - - -
Sadece 2 yıl görev yapan her milletvekili, emekliliğe hak kazanıyor. Başka bir kurumdan emekliyse, hem oradan hem de TBMM’nden emekli maaşı alıyor. Emekli maaşı deyince yanlış anlaşılmasın, bizim emekli maaşlarına benzemiyor onlarınki, yaklaşık 111 bin lira alıyorlar. Başka bir yerden de emeklilerse, maaşları neredeyse 300 bin lirayı buluyor.
İster görevde, ister emekli olsun, milletvekillerinin bütün masraflarını biz ödüyoruz. Biz, yani halk! Neler mi ödüyoruz?
Örneğin, milletvekillerinin ve bakmakla yükümlü oldukları kimselerin tüm sağlık masraflarını, hatta diş protez ücretlerini…
Vekillerse, iki tane cep telefonunun faturalarını…
Danışmanlarının ve sekreterlerinin maaşlarını…
Meclis’te kendilerinin, ailelerinin ve hatta konuklarının yedikleri yemeklerin büyük bölümünü…
Ölürlerse, ailelerine 12 aylık maaş karşılığı ölüm yardımını…
- - - - -
Milletvekilleri trafik cezası ödemiyor.
Türk Hava Yolları’nda ekonomi bilet fiyatıyla business uçuyorlar.
Birçok kurumda 3-5 unvan alıp oralardan da huzur hakları adı altında çılgın paralar alıyorlar.
Özetle, sadece 2 yıl milletvekili olsanız bile, hem kendinizin, hem de 7 kuşak sülalenizin dünyalığını hazırlıyorsunuz.
Milletvekili olanların halka hizmet etmek için bu görevi seçtiğini düşünüyorsanız, bir daha düşünmenizi öneririm.
- - - - -
Meclis’te birçok konuda anlaşamayan milletvekilleri, konu kendilerine verilecek haklar olduğuna, bir bakıyorsunuz herkesin elleri havada! Oybirliğiyle alınıyor bu kararlar. Hiçbir milletvekili, bir tanesi bile, “bu durum adil değil” demiyor.
Rahmetli Tayfun Talipoğlu, okulu bitirip henüz 8 aylık gazeteciyken Meclis muhabiri yapılmış. O günlerdeki gözlemlerini şöyle anlatıyordu: “Meclis’te bir pasta var. Sağdan yiyenlere sağcı, soldan yiyenlere solcu diyorlar.” Durum aynen bu!
Yorumlar
Kalan Karakter: