Yıl 1857... ABD'nin New York kentinde, bir tekstil fabrikasında, binlerce kadın, daha iyi çalışma koşulları için grev yapmaya başladı. Çok uzun mesailerle ve çok düşük ücretlerle çalışıyorlardı. Tek amaçları, daha insanca çalışma koşullarına sahip olmaktı. Günlerden 8 Mart... Polis, kadın işçileri fabrikaya kilitledi. İçeride çıkan yangında, dışarı çıkamayan 129 kadın can verdi. İşte bu acı olay, tepkilerin fitilini ateşledi. Ölen işçilerin cenaze törenine binlerce kadın katıldı. Katliam, bütün dünyada ses getirdi. Aradan 53 yıl geçti... 26-27 Ağustos 1910 tarihinde, Danimarka’nın Kopenhang kentinde, Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı toplanmıştı. Toplantıda, Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin ve Rosa Luxemburg 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerisini sundular ve öneri, oybirliğiyle kabul edildi. O günden beri 8 Mart, dünyanın birçok ülkesinde Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanıyor. Ülkemizde ilk kutlama, daha Kurtuluş Savaşı sürerken, 1921 yılında yapıldı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra 4 yıl yasaklanan kutlamalar, günümüze kadar devam etti. * * * * * Kadınlar için bir gün kutlanmasına ihtiyacımız var mı? Evet, var. Çünkü... Dünya genelinde, toplumsal cinsiyet eşitsizliği yaşanıyor. Kadınlar, her yerde, tecavüzün, şiddetin ve savaşların ilk kurbanları oluyorlar. Kadınların çalışma hayatındaki yeri, hala çok düşük. Hala düşük ücretlerle çalışıyorlar. Bazı ülkelerde kadınların eğitim hakları ellerinden alınıyor. Kadınlar, daha kadın olamadan, küçük bir kız çocuğuyken gelin ediliyor birçok ülkede. Kadınların giyim kuşamından saçlarının tellerine kadar, bedenleri erkeklerin egemenlik alanında sayılıyor. Erkeklerin istedikleri gibi giyinmek, örtünmek ve toplum içerisinde onların isteklerine uygun davranmak zorunda bırakılıyorlar. * * * * * Peki ya Türkiye'de kadın olmak ne demek? Bu ülkede kadın olmak... Daha çocukluktan başlayarak, ikinci sınıf bir role hazırlanmak, Azıcık serpildiğinde, cinsel obje olarak görülmeye başlanmak, Erkeklerden daha az eğitim almak, Aynı işi yapsa bile erkeklerden daha az ücret almak, Şiddet gördüğünde 'hak etti', tacize uğradığında 'aranıyordu' denilmek ve hatta suçlanmak, Ülkenin lideri tarafından 'sürtük' diye nitelenmek, Koca, kardeş, baba şiddeti görüp de polise başvurduğunda, öldürülünceye kadar ciddiye alınmamak ve korunmamak demektir. Evet bu ülkede insan olmak zordur. Sosyo-ekonomik sorunlar, hayatı, birçok ülkeden daha zor hale getirmektedir. Erkekler de sayısız sorunlarla başa çıkmaya çalışmaktadır. Ancak kadınlar, bunların üzerine, sadece cinsiyetlerinden kaynaklanan sorunlarla boğuşmaktadır. İşte tüm bu nedenlerle Kadınlar Günü'ne ve bu gün kapsamında kadınların sorunlarını gündeme getirmeye ihtiyacımız var.
KADINLAR GÜNÜ GEREKLİ Mİ?
Yayınlanma :
08.03.2024 10:36
Güncelleme
: 08.03.2024 10:36
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: