İFŞA DEĞİL İNŞA ZAMANI
Yayınlanma :
18.11.2019 09:46
Güncelleme
: 18.11.2019 09:46
Umurunda değil onların… Onlar derken, kimleri mi kast ediyorum? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel görevinin vatandaşlarını insanca yaşatmak olduğunu unutanlar… Bu görevi onlara anlatmak yerine, ‘mış gibi’ yaparak varlığını sürdüren muhalefet… Vatandaşı değil de yönetimi korumayı asli görevi sayan medya… Adaletin yok edilmesine yardım eden yargı… Ülkesinde olup bitenlere gözlerini kapatıp, kapitalizmin kendisine sunduğu oyuncaklarla oyalanan vatandaş…
* * * * *
İstanbul’da bir aile, yoksulluktan intihar etti. Antalya’da gencecik bir aile de aynı yolu seçti. Bunlar duyduklarımız, öğrenebildiklerimiz… Yoksulluğun, açlığın hangi evlerde neler yaşattığını bilmiyoruz. Bilmememiz için ne gerekiyorsa yapılıyor, biz de bilmek için çaba harcamıyoruz… Oysa… TÜİK verilerine göre, yani resmi rakamlarla, 25 milyon insan açlık sınırının altında yaşıyor. Dikkatinizi çekerim, ‘yolsulluk’ değil, ‘açlık’! Ülkede neredeyse 3 kişiden biri aç demektir bu rakam. Bu bir sayı değildir, 25 milyon insandır!
“Komşusu açken tok uyuyan bizden değildir” diyen bir peygamberin dinine sahip bu ülke. Antalya’daki intihar olayından sonra, ailenin üst kattaki komşusuna ne bildiğini soruyorlar; “pek tanımazdım” diyor. Alt kattaki komşusunun bile aç olduğunu bilmeyen bir toplum haline dönüştük. Devletin kendine düşeni yapmadığı zamanlarda; toplum kenetlenir, yardımlaşma ve dayanışma duyguları artar, aile ve yakın çevre, adeta bir sosyal güvenlik sistemine dönüşür. Biz ‘sosyal devlet’ anlayışını kaybettiğimiz gibi; bize özgü o ‘elele, sırt sırta verme’ kültürünü de kaybettik. Sonuçta, hep birlikte ‘kaybediyoruz.’
* * * * *
“Bu insanların psikolojisi bozukmuş, onun için intiharı seçtiler” diyenlerdenseniz; Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği’nden psikolog Baran Gürsel’in söylediklerine kulak verin: “ İşsizlik; hayal kırıklığı, engellenmişlik, yoksunluk, çaresizlik, hınç, öfke, geleceksizlik türünden duyguları çoğaltır.” Evet, bu insanların psikolojisi tabi ki bozuk. Ama bunun nedeninin, işsizlik ve yoksullukta yattığı görmezden gelinemez.
Yardımlaşma ve dayanışma ilkelerine dayalı, ‘imece’ sözcüğünü hayatımıza sokmuş toplumsal kültürümüzü korumak şart ve belki de bu zor günleri birlikte atlatabilmenin tek yolu. Bırakalım artık sosyal medyada iki iktidar eleştirisi yapıp kendimizi tatmin etmeyi… İnsanlar ölüyor… Sayın Baransel’in ifadesiyle artık “ifşa değil inşa” zamanı. Artık yeniden bir araya gelme, omuz omuza bu çukurdan nasıl çıkacağımızı konuşup tartışma ve eyleme geçme zamanı…
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: