Hain darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz günü bir olmanın, birlik olmanın gururunu yaşayarak, saldırıyı durdurduk. Yaşananlar kötüydü ama hain saldırıyı durdurmanın haklı gururuyla millet olarak moralimiz yüksekti. Bu moralle gerek siyasette, gerekse toplum olarak farklı renklerde olsakta bir arada olmanın, uzlaşmanın keyfini yaşadık.
Ancak görülmeyen tek gerçeğimiz ise, ülkemizde iç savaş çıkarmak isteyenler bunu başaramamıştı ama hepimiz bırakın karşımızdakini, kendi gölgemizden korkar hale geldik. Diyarbakır’da başlayıp, Van, Elazığ, Bitlis ve son olarak Gaziantep’te yaşanan terör saldırıları korkumuzu arttırdı.
“Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diye haykırıyoruz ama millet olarak bu kadar ağır darbeleri, her geçen gün artan şehit haberlerini nasıl kaldıracağız bilmiyorum. Çünkü iktidar yıpranıyor, muhalefet yıpranıyor, devlet yıpranıyor, millet yıpranıyor. Bu yıpranmanın yanında hepimize bir yorgunluk çöktü. Ha bitti, ha bitecek derken patlayan bombalar aslına bakarsanız her birimizin yüreğinde patlıyor.
Şehit cenazelerindeki haykırışlar, kederimizi, yorgunluğumuzu arttırıyor. Bugünlerin bitip, yarınlar için hayal kurduğumuz günlerin özlemi içindeyiz…
Bir an önce adı her ne ise, vatanımız ve milletimiz adına terör tehlikesine neden olan terör örgütlerinden kurtulmamız için dualarımızın ortak olduğunu hepimiz biliyoruz, bu da bizlerin en değerli gücü…
Bu bağlamda, Gaziantep’te yaşanan hain saldırıda şehit olan 50 vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun…
Yorumlar
Kalan Karakter: