Antalya Valisi Hulusi Şahin, İçişleri Bakanlığı’nın Türkiye’nin Huzuru Projesi kapsamında düzenlenen Antalya’nın Huzuru Güvenlik ve Asayiş Bilgilendirme Toplantısı’nda Antalya’nın kasım ayına ait asayiş verilerini paylaştı.
Antalya’nın, hani şu Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı, dünyanın en önemli turizm destinasyonlarının başında gelen, her yıl milyonlarca turiste ev sahipliği yapan, ana geçim kaynağı turizm olan, dolayısıyla da huzurun ve barışın da başkenti olması gereken şehirde, son bir ayda tam 9 bin 463 asayiş olayı meydana gelmiş.
Yani günde 315, 1 saatte 13, her 5 dakikada 1 asayiş suçu işlenmiş bu kentte.
Asayiş olayı ya da suçu ne demek onu da açıklayayım ki ne demek istiyorum, daha iyi anlaşılsın.
Asayiş Suçu; toplumsal olaylar, terör ve ideolojik nedenlerle işlenmiş suçlar, ölümlü veya yaralamalı trafik kazaları dahil trafik suçları ile kaçakçılık ve organize suçlar dışında kalan, teşekkül halinde işlenenler de dahil olmak üzere kişiler ve/veya mal varlığına karşı işlenen suçları ifade eder.
Bitmedi.
Bir ayda 5 bin 895 aranan şahıs yakalanmış, bunların 610’u tutuklanmış.
PKK/KCK, HTŞ, FETÖ/PDY, DEAŞ gibi terör örgütlerine yönelik 43 operasyon (her gün aralıksız bir buçuk terör operasyonu) düzenlenmiş, 60 şüpheli gözaltına alınmış.
Kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele kapsamında 189 operasyon gerçekleştirilmiş.
Narkotik suçlara yönelik bin 22 operasyon yapılmış, bin 120 şüpheliye işlem yapılıp 83’ü tutuklanmış.
Rakamlar bırakın bir turizm kentini, Çorum için bile öyle ürkütücü boyutta ki sanırsın vahşi batı.
Antalya terör saldırısına maruz kalmadı mı? Patlayan bombaları unutmadık ama yazmadık da. Kentin imajı sarsılmasın, turist Antalya isminden tedirgin olmasın diye kamu otoritesi ‘tüp patladı’ dedi, Antalya basınının gıkı çıkmadı. Tüp patladı diye öyle üfürükten haberler yapıldı.
Şimdi ise kamu otoritesi çıkmış, Antalya suçun ve suçlunun cirit attığı bir yer oldu dercesine ürkütücü rakamlar açıklıyor.
Neden peki? Neden olacak İçişleri Bakanlığı’ndan aferin almak için.
(Ki Antalya’nın imajına zarar vermemek için terör saldırısı için ‘tüp patladı’ diyen dönemin Valisi Münir Karaloğlu, İçişleri Bakan Yardımcısı oldu. Yani Türkiye’nin Huzuru Projesi kapsamında suç istatistiklerini yayınlayın diyen kurumun üst düzey yetkililerinden biri konumunda. Ne demek istediğimi en iyi anlayacak kişilerden biri Vali Karaloğlu’dur diye düşünüyor, turizm bölgelerinde bu uygulamadan vazgeçilmesine ön ayak olacağını umuyorum.)
Ekmeğini turizmden kazanan bir kentin mülki amiri, sorumluluğunda olan şehre gelmeyi düşünen turistlere özetle şunu diyor;
‘Turist kişisi sen Antalya’ya tatile gelmeyi düşünüyorsun ya, hah işte o kente her 5 dakikada 1 suç işleniyor. Kentin sokakları itin uğursuzun meskeni olmuş, PKK’sından DEAŞ’ına en kanlı terör örgütleri her yana yuvalanmış ama merak edilecek bir şey yok. Biz öyle iyi, öyle güzel, öyle başarılı çalışıyoruz ki suçluları şıp diye yakalıyoruz. Misal sen tatilin sırasında ölebilir, yaralanabilir, kaçırılabilir ya da dolandırılabilir veya gasp edilebilirsin. Fakat için ferah olsun, biz senin failini hemen yakalayıp adalete teslim edeceğiz.
Allah taksiratınızı affetsin, iyi tatiller’
Başta turizm sektörü olmak üzere hepimize geçmiş olsun.
*
Unutmadan.
Sayın Vali talimat vermiş. Antalya’nın yılan hikayesine dönen elektronik denetleme sisteminin (EDS) yıl başı itibariyle aktif edilmesini buyurmuş.
Antalya’nın arapsaçına dönen trafik kaosu, EDS marifetiyle çözülmek isteniyor, bu acele bu telaş bu yüzden ise vah halimize.
İşinden evine 2 saatte gidemeyen, haliyle sinir küpü olmuş vatandaşa, ceza üstüne ceza yollamanın trafik kaosuna ne derece çözüm getireceğini hep beraber izleyip göreceğiz.
Ama olur da EDS gerçekten Vali Hulusi Şahin sayesinde devreye girerse çok uzun bir süre Antalyalılar Hulusi Şahin’i, Hulusi Şahin de Antalya’yı unutamayacaktır.
Zira kesilen her cezadan sonra vatandaş, Vali Şahin’i sevgi ve özlemle yad edecek, kulaklarını çınlatacaktır.
*
Antalya Uluslararası Havalimanı yılda yaklaşık 17 milyon turistin güvenli seyahatini sağlayan bir merkez.
Sivil havacılık mevzuatı gereği, havalimanının çevresi uçuş güvenliği açısından kritik bir koruma bölgesidir. Bu bölgede bırakın apartman dikmeyi, selvi ağacı dikmek bile yasaktır. Çünkü yükseklik, hava trafiğini tehlikeye düşürme riski taşır. Hal böyleyken hava trafiğini tehdit edip bu başarıya gölge düşürebilecek bir yapılaşma iddiası gündemde.
Geçtiğimiz günlerde yolum düştü, havalimanına yakın bir alanda devasa bir yapı yükseldiğini gördüm. Mall of Antalya ve Deepo’nun hemen dibinde, Antalya Havalimanı’na oldukça yakın bir noktada yer alıyor. Sivil havacılık kuralları ve mevzuatına aykırı bir vaziyette yükselen bu devasa yapıya, Kepez Belediyesi Önceki Dönem Başkanı ve Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Hakan Tütüncü’nün ruhsat verdiği öğrenildi.
Fakat Hakan Tütüncü’nün havalimanın dibine yapılan bu devasa yapıya ruhsat verirken Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne başvuruda bulunup bulunmadığına, Antalya Havalimanı’ndan görüş istenip istenmediğine, TÜBİTAK’tan gerekli uygunluk raporlarının alınıp alınmadığına dair bir bilgiye ulaşamadım.
Haliyle aklımda deli sorular.
Mesela; bu ruhsat verilirken Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nden (DHMİ) onay alındı mı?
Sayın Hakan Tütüncü ya da Kepez Belediyesi konuya bir açıklık getirirse memnuniyetle yayınlarım.
Zira birileri zengin olsun diye Antalya’nın hava trafiğinde ve Antalya Havalimanı’nda uçuş güvenliğini tehlikeye atacak bir usulsüzlüğe göz yumuldu ise bu kez uçak gerçekten Antalya’nın göbeğine düşer, haberiniz ola.
Yorumlar 1
Kalan Karakter: