15 Temmuz Darbe Kalkışmasının ardından ülkemizde Demokrasi Mitingleri düzenlendi. Kendi ülkemizde birbirimize sesimizi duyurduk. Herkes herkesi duydu. Ama biz ülkemiz dışında hiç kimseye yaşadıklarımızı anlatamadık.
Amerika’nın durumu malum… Yaşadıklarımız Amerika’ya yetmiyor. Halen beklenen tepki gelmedi.
Almanya’da yaşanan darbenin ardından darbe karşıtları eylem yaparken, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na konuşma hakkı tanınmadı.
Viyana’da havalimanına ‘Türkiye’de tatil sadece Erdoğan’a destek demektir’ reklamı asıldı.
Avrupa Birliği (AB) Türkiye’ye baskıyı arttırmak için çaba sarf ediyor.
İngiltere’de insan hakları savunucusu dernekler, Türkiye’ye yapılan darbede yaralanan, ölenler değil, sorgulanan askerlerin işkence gördüğüne dair rapor çıkarıyor.
Bunun böyle olacağını fark eden başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım bu nedenle Almanya, Fransa dahil bir çok ülkenin televizyonlarına çıkarak, yaşananları ve içinde bulunduğumuz durumu anlattı.
Ama yine de yetmedi!..
Çünkü terör örgütünün lideri Fethullah Gülen, CNN’e çıkarak konuştu, yetmedi New York Times’a makale yazdı.
Ardından sanki Amerika ve Avrupa ülkelerindeki gazeteciler söz birliği etmişçesine terör örgütü lideri Gülen’in Türkiye’de ılımlı İslamı savunduğunu, bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istediği şeriat düzeni ve diktatörlük hareketi nedeniyle karşı karşıya kaldığını yazdı. Hatta Gülen’in açıklamalarını doğrular gibi daha da ileri gitti, darbeyi kendi ülkesine Erdoğan’ın gerçekleştirip, suçu Gülen’e attığını yazdı, çizdi.
Bu kara propaganda nedeniyle yurt dışındaki vatandaş, ülkemizi bir İran olma gibi hayal ediyor, hatta iç savaş nedeniyle terör faaliyetleri artan bir ülke olarak kafasına yerleştiriyor.
Devletimiz bu imajı yıkmak adına önemli adımlar atıyor ama yetmiyor. Bu nedenle turizm sektörü nedeniyle en fazla dışa dönük kent olan Antalya’dan da bir şeyler yapmak zorundayız. Bakın, yapmalıyız demiyorum, yapmak zorundayız diyorum. Biz sadece Rusya ile bu pazarı yakalamak adına 15 yılımızı verdik. Düşünün bu kara propagandalar böyle giderse başta ülkemiz olmak üzere ekonomimize en önemli katkıyı sağlayan turizm de elimizden gidecek. Bu nedenle her zaman devletten bekleyen turizmciler, bir araya gelerek, ülkemizin kara propagandasının önüne geçmek, algı yönetimini yok etmek adına tanıtım atağına geçmelidir. Tıpkı sokağa çıkıp demokrasiyi savunan milletimiz gibi turizmciler de yurtdışında önemli projelere imza atıp, gerçek Türkiye’yi, gerçek Türk milletini anlatmanın bir yolunu bulmalı…
Yorumlar
Kalan Karakter: