Turizm konusunda çok hassasım…
Hassasiyetim kentimin ekonomik açıdan ayakta durması ve turizmin ülkeme sağladığı kaynak…
Kent ve ülke ekonomisi açısından önem arz eden turizm sektörüyle ilgili olarak her haberin değerlendirilmesi noktasında çalışma arkadaşlarıma talimatım vardır.
Tez Tour’un göstermelik iflas kararı ve ardından turizmcilerin alacaklarını tahsil edememesinden dolayı düştüğü durumu belgeleriyle Hürses Gazetesi’nde yayınlanmamızın sebebi de budur. Hürses Gazetesi yazdıktan sonra devletimiz sahtecilik ve dolandırıcılıkla ilgili soruşturma başlattı. Halen konunun yakın takipçisiyiz.
Rusya krizi yaşanmadan önce gerek köşemden, gerekse gazetemizde yayınladığımız haberler, araştırmalarımız her zaman uyarı niteliğinde oldu. Turizm sektörünü baltalamaya yönelik adımları engelleme çabasında çorbada tuzumuz olsun düşüncesi içinde elimizden gelen desteği vermeyi amaçladık.
Dün de Salı Grubu, ASKA Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Aslan’ı ağırladı. Aslan da turizmin içinde bulunduğu durumu o kadar güzel özetledi ki, Salı Grubu üyesi olarak bizler can kulağıyla anlatılanları dinledik.
Çünkü hepimiz kent bilinciyle hareket eden insanlarız. Turizmin ne kadar önemli olduğunu hepimiz çok iyi biliriz.
Aslan, tecrübeleriyle krize karşı neler yapılması gerektiğini çok akıcı bir dille aktardı. Kendisinin aldığı önlemleri anlattı.
Ancak benim en çok ilgimi çeken konu kağıt üzerinde ortaya çıkan rakamlarla, turizmcinin hissettiği oranın farklı olması…
Geçtiğimiz yıl 3.5 milyon Rus’un ülkemize geldiğini bu yıl beklentinin ise 3 milyon olduğunu anlatan Aslan, İstanbul’a gelen turistin 2 gün kaldığını, Antalya’ya gelen turistin ise 10 gün tatil yaptığını söyledi. Aslan, cümlesini şöyle tamamladı: “Bu nedenle Rus turistin gelmemesiyle aradaki kayıp yüzde 20 ancak bunun otelciye yansıması yüzde 40Turist gelecek, gelmeyecek değil. Gelecek ama 10 gün kalmayacak…”
Aslan’ın turizmde Rus krizini anlatımı aklıma depremi getirdi.
Depremle ilgili bilgi verilirken ‘4 şiddetinde deprem oldu ancak derinlik nedeniyle hissedilen 5.5 şiddetinde’ diye başlayan cümleler kurulur.
Antalya’da da yaşanan turizm depreminde de, anlaşılan aynısı olacak…
Paniğe gerek yok yüzde 20 kayıptan ne olacak diyenlere karşılık, hissedilen kaybın yüzde 40 olması durumun ciddiyetini ve gerçekçiliğini ortaya koyuyor.
Rusya krizi, göstermelik iflaslar, çözüm arayışlarının olmaması,turizmin bir yasasının olmaması Bakanlığı’n tepkisizliği bakalım turizm depreminin şiddeti ne kadar hissettirecek?
Turizm depreminde kayıplarımızın olmaması dileğiyle…
Yorumlar
Kalan Karakter: