Nerede o eski bayramlar değil mi?
Bayram sabahlarının ayrı bir güzelliği, farklı bir ruhu, insanın maneviyatına seslenen şefkatli bir fısıltısı vardı.
Artık bayram denince akla sadece tatil geliyor. Hangi akrabanın hangi gün ziyaret edileceğinden çok, hangi tatil beldesinde kaç gün kalınacağı, nerede konaklanacağı, nerelerin gezilip görüleceği planlanıyor.
Yüzümü rüzgara vermiş, meltemin sükûneti altında eskileri yad ediyorken okuduğum bir son dakika haberi, vücudumdaki tüm kanın beynime hücum etmesine neden oldu.
İrkildim, tiksindim, utandım. Bir kadın ve bir kız çocuğu annesi olarak canım yandı. Öfkelendim, bağırıp çağırmaya, lanetler edip, beddualar okumaya başladım. Soğutamadım içimi, bildiğim tüm sin-kaflı kelimeleri tek bir cümleye sığdırmaya çalıştım. Olmadı, soğumadı. Gözyaşlarım serinletir belki diye oturdum ağladım.
Bayramın üçüncü günüydü.
“Annesi ve babası zihinsel engelli olan, kendisine de Orta Derece Mental Retardasyon (zeka geriliği) tanısı konulan 17 yaşındaki Ü.A.’ye, yaşadığı köyde çoğunluğu yaşlı insanlardan oluşan birçok kişi tarafından yıllarca, sistematik şekilde tecavüz edildiği ortaya çıktı.”
“Dünya Kenti Antalya’nın” Korkuteli ilçesinde, hemen burnumuzun dibinde yaşandı bu iğrençlik.
“Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Çocuk İzleme Merkezi tarafından yapılan sorgusunda ifade veren Ü.A, kendisine tecavüz ettiği kesinleşen tutuklu sanık Ahmet K.'nın dışında 3 yıl boyunca, aynı köyden 5 farklı kişinin daha kendisine defalarca kez tecavüz ettiğini anlattı”
Bu ifadeden anlaşılıyor ki 14 yaşından bu yana sürekli tecavüze uğramış kızımız. Keşke bu kadarla kalsa, işin detayına indikçe daha da çirkinleşiyor, insanlık namına tek bir şey kalmıyor.
“6 farklı isim tarafından istismara uğradığını anlatan Ü.A., kendisine ilk tecavüz eden kişinin annesinin dayısı 70 yaşındaki Mehmet C. olduğunu belirtti. Mehmet C.’nin kendisine birçok kez istismarda bulunduğunu söyleyen Ü.A., tecavüzlerin ardından Mehmet C. tarafından
cebine 10-20 TL gibi paraların koyulduğunu belirtti. Zamanla köyün ileri yaşlı insanları arasında yayılan dedikoduların ardından farklı isimler de savunmasız Ü.A.’yı gözüne kestirdi”
Rezilliğe bakar mısınız? Kızcağızı koruyup kollayıp, dayısı olacak 70 yaşındaki insan müsveddesini adalete teslim edeceklerine, herifin arkasında sıraya giriyor ırz düşmanları.
“Tutuklu bulunan İbrahim K.’nın yanı sıra 70 yaşındaki Mehmet C., 76 yaşındaki Durali G., 80 yaşındaki İbrahim K., 61 yaşındaki Yılmaz .Y. ve 16 yaşındaki M.G., tarafından da kendisine tecavüz edildiğini belirtti. Ü.A. diğer isimler tarafından da istismara uğradıktan sonra kendisine 100-200 TL paralar verildiğini, kendisinin “istemiyorum” demesine rağmen zorla tecavüze uğradığını aktardı.”
Neden tiksindim, neden utandım, neden oturup ağladım anladınız mı?
Kıza elini öptürüp, bakın babalık bile değil dedelik etmesi gereken 70 yaş ve üstü bir takım yaratık, şefkat göstermek yerine torunu yaşta hem de zihinsel engeli bulunan bir çocuğa şehvet duyup defalarca tecavüz ediyor.
Hala aklım almıyor. Nasıl? 70 yaşına aşmış biri, torunu yaşında bir çocuğa nasıl şehvet duyar, nasıl dokunur, nasıl kıyar? Nasıl yapar bunu?
Şeytanın aklına gelmez derler ya, şeytan bile bu kadarını yapmaz.
Sapıkların hepsi yakalanıp adalete teslim edilmiş, kızımız da Devlet koruması altına alınmış olsa da içim bir türlü soğumuyor.
Tam tatil zamanına denk geldiğinden ses getirmedi, gündem yaratmadı bu olay. Çoğunluğumuz okumaya bile tenezzül etmemiştir bayram günü tadımız kaçmasın diye. Birçoğumuzda piknik alanında denize en yakın yeri kapma ya da kurban etini mangala hazırlama gibi çok büyük ve önemli işleri olduğundan görmemiştir, bihaberdir durumdan.
Peki, nasıl oldu da Korkuteli’nin hem de kadın olan Belediye Başkanı Saniye Caran’da görmedi, duymadı bu iğrençliği. Sorumlusu olduğu kentte yaşandı bu skandal. Sosyal medya hesaplarına baktım, çocuklarla çekildiği şirin ve sevimli bayram kutlaması görüntülerini paylaşmış ama tecavüze uğrayan çocuk için tek bir laf etmemiş. 70’lik dedelerin evlerine gitmiş, büyüklerinin elini öpmüş ama minicik bir kız çocuğuna uzanan o pis elleri kıracağına dair tek bir paylaşım ya da açıklama yapmamış topuklu efe.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek. Kurban Bayramı ve Babalar Gününü çocuklara mikrofon uzatılan, mutlu çocukların ekranda olduğu videolar paylaşarak kutlamış. A.Ü.’de çocuk, mağdur ve adalet arayan bir çocuk hem de. Tecavüze uğradığı ve mutsuz olduğu için mi ona mikrofon uzatılmıyor, sesine ses olunmuyor? Maalesef Muhittin Başkan’da sessizliğe bürünmeyi tercih edenlerden.
Peki ya onun kadın Genel Sekreteri Cansel Cevikol Tuncer. En son 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile ilgili bir paylaşım yapmış. Onun dışında Başkanı ne paylaştı ise ya aynını paylaşmış ya da kalp atmış. Aynı zamanda bir avukat olan Cansel Hanım’ın kamuoyuna yansıyan tek bir açıklaması, hiç değilse çocuğun geleceğinin garanti altına alınacağı ya da 70’lik sapıkların hak ettiği cezaya çarptırılacağı ile ilgili tek bir vaadi yok.
Büyükşehir’in girmediği topa ilçe belediye başkanları niye girsin değil mi? Üstelik olayın yaşandığı ilçenin kadın belediye başkanı bile üç maymunu oynuyorken Ümit Uysal’a ne oluyor ya da Cem Kotan’a?
Onlarda da tık yok?
Belki STK’lar konuya duyarsız kalmamıştır diye ümit ederek o cenaha da bir göz attım.
Her fırsatta Antalya’nın en büyük STK’sı olmakla övünen Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, Başkanı ve Yönetim Kurulu, 9 günlük bayram tatili nedeniyle konuyu atlamış diyeceğim ama Diyarbakır ve Mardin’de çıkan yangında zarar gören küçükbaş hayvanlara bile geçmiş olsun dileğinde bulunulmuş ama Antalya’da yaşanan bu iğrençlik yangında telef olan keçiler kadar umurunda olmamış ATSO’nun. Ki ATSO’nun yönetiminde Hatice Öz gibi büyük bir kadın hakları savunucusunun yer almasına, ATSO’nun bir kadın Genel Sekreter tarafından yönetiliyor olmasına rağmen bu sessizlik hiç hoş değil. Sadece ATSO değil bünyesindeki Kadın Girişimciler Kurulu, bu kurulun yıllardır başkanlığını yürüten Serap Kocaoğlu’da Korkuteli’ndeki skandala seyirci kalmayı tercih etmiş.
Antalya Ticaret Borsası Başkanı olmanın yanı sıra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği gibi dev bir kurumun Antalya’yı temsil eden tek Yönetim Kurulu Üyesi olan Ali Çandır’dan bunu beklemezdim. Ali Çandır diğerleri gibi sadece kendi reklamına katkı sağlayacak işlerde aslan kesilenlerden değildir. Bu çirkin olay karşısındaki sessizliği bir kadın ve dostu olarak beni ziyadesiyle üzdü.
Hadi ANSİAD erkek egemen bir yapıya sahip olduğu ve önceliği para olduğu için konuyu es geçmiş olabilir peki ya Antalya İş Kadınları Derneği (ANTİKAD), Akdeniz Girişimci İş Kadınları Derneği (AGİDER), Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, Antalya Kadın Danışma Merkezi Ve Dayanışma Derneği ve diğerleri…
14 yaşında zihinsel engelli bir kız çocuğuna, seksenine merdiven dayamış sapıklar tarafından burnumuzun dibinde, yıllar boyu, defalarca tecavüz ediliyorken siz neredesiniz?
(Yukarıda adını andığım kişi ve kurumlardan söz konusu olay ile ilgili bir girişimde bulunmuş, konuya müdahil olmuş fakat kamuoyuna açıklama yapmamış, yapmış ama benim dikkatimden kaçmış olan kim var ise hepsinden peşinen özür dilerim. Kişi ve kurum isimlerini anmadan önce resmi web siteleri ve sosyal medya hesaplarını dikkatlice kontrol ettim ama baktığım hiç bir yer de böyle bir açıklamaya maalesef denk gelemedim)
Diyeceğim o ki sadece bayram değil aldığım nefes bile bana zehir oldu şu son birkaç gün.
Özellikle tatil bitsin, dikkatimiz ve önceliğimiz mangal ve piknikten öteye geçebilecek duruma gelsin diye bu güne kadar bekledim bu satırları sizlerle paylaşmak için. Başta kamu kurumları olmak üzere STK’lar ve dernekler tatilden dönüp bugün ilk mesailerine başlarken, dokuz günlük tatilin yaratacağı o devasa pazartesi sendromundan bir an önce kurtulmanıza sebep olabilir belki Ü.A.’nIn yaşadıkları.
Geç kalmış sayılmazsınız, tepkinizi göstererek bu iğrençliğin tekrar yaşanmasını engelleyebilirsiniz.
Ağzı salyalı bu sapık ihtiyarların, duruşmaya takım elbise ile çıkıp iyi hal indiriminden yararlanmasını önleyebilirsiniz.
Torunu yaşındaki kıza musallat olurken hiçbir sağlık problemi yaşamayan bu adi yaratıklar, ilerlemiş yaşlarını ve sağlık sorunlarını bahane edip ceza almaktan yırtmayı planlıyorlarsa, bu planlarını yerle yeksan edip adaletin yerini bulmasını sağlayabilirsiniz.
Ü.A.’nIn ve ailesinin sesi olabilirsiniz…
Diye düşünürken, televizyonda çalmaya başlayan o şarkı ‘nerede o eski bayramlar’ soruma cevap oldu.
“Yenik düşüyor her şey zamana
Biz büyüdük ve kirlendi dünya”
Yorumlar
Kalan Karakter: