Siyasetin kirli yüzü...!

Albert Camus’un
“Politika için yaratılmadım. Çünkü hasmın ölümünü istemekten ya da kabul etmekten acizim.” Sözü benim politikaya dair şahsi fikrimi tam anlamıyla ifade eden bir söz.
Kaldı ki bazı sözlüklere göre “Siyaset sözcüğü etimolojik olarak at eğitimi anlamına gelirken, politika sözcüğü ise devlet yönetme sanatı anlamındadır.”
Bu bağlamda konuya girecek olursak sözü getireceğim yer Antalya’da CHP’li siyasilerin siyaset ya da politikanın sözlük anlamımdan uzak davrandıklarını gözlemlemiş olmamdır.
Yaklaşık iki hafta önce Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı bu kentte yaşayan her kesin yakından tanıdığı dostum Muhittin Böcek çağın vebası Covid -19 nedeni ile zorlu bir tedavi süreci geçirdi.
Zorlu Yoğun bakım tedavisi sonucu çok şükür iyileşti.
Hastaneye kaldırıldığı gün itibari ile Prof. Dr. Mustafa Özdoğan ve ekibinin Muhittin Böcek’in tedavisinde gösterdiği emek için tebrik ve teşekkür ediyorum.
Başkan’ın hastalığı süresince sağlıklı ve en doğru bilgiyi paylaşan ve ulusal TV kanallarında durumunun ağırlaştığı haberleri geçerken bu bilgilere itibar edilmemesi ve sağlık durumunun iyi olduğu bilgisini bizzat aldığımız çok değerli hocamız Mustafa Özdoğan iyi ki varsınız.
Gelelim Başkan’ın tedavi süresince dolaşan dedikodu ve spekülasyonlara az evvel bahsettiğim gibi bizzat sağlık durumundan haberdar olduğum Böcek’in durumu hakkında olumsuz gelişmelerin sonucunda yerine kimlerin geçeceği senaryoları yazıp yayanlara inanamadım...!
Bizzat Böcek’in en yakınlarının bile bu hususta fikir yürütüyor olmaları beni dehşete düşürdü...!
Öte yandan sağlığının iyiye gittiği konusunda en az benim kadar haberdar olan Ümit Uysal’a biçilen rolü ise amiyane tabirle alçakça buluyorum işte siyasetin kirli yüzü...
Bir de bunu yapanların sözde yakınları ve bizzat Ümit Uysal tarafından CHP Antalya siyasetine soktuğunu düşününce pes diyorum.
O nedenle buradan Muhittin Böcek ve Ümit Uysal Başkana önce “kişisel sorun yok, politik sorun vardır” sözünü, sonrada “Bana yapan, sana da yapar” referansını unutmamaları gerektiğini hatırlatmak isterim.
Uzak tarihten bahsetmiyorum, hatırlarsınız geçtiğimiz yerel seçimlerde Muhittin Başkan genel seçimlerde aday listesinden çıkması için çaba gösterdiği Semih Esen’in Konyaaltı Belediye Başkan adayı olmaması adına CHP Genel Başkanına “ya ben ya o diyecek “kadar ısrarcı olmuştu.
Yine aynı Semih Esen, Muhittin Böcek Konyaaltı Belediye Başkanlığı döneminde, Ümit Uysal tarafından il başkanlığı için desteklenmiş ve göreve gelir gelmez yaşanan ilk sorunla havlu atıp Antalya CHP il başkanlığından istifa etmişti.
Yerine yine Ümit Uysal desteğini alan Ahmet Kumbul il başkanı seçilmişti.
Geçtiğimiz aylarda gerçekleşen il başkanlığı seçimine Ahmet Kumbul Semih Esen desteği ile yeniden aday olmuş ancak Ümit Uysal’ın desteklediği Nusret Bayar karşısında koltuğunu kaybetmişti.
Antalya CHP teşkilatı kronolojisini hatırlatmamın nedenini anlamışsınızdır.
Muhittin Böcek hasta yatağında hayat mücadelesi verirken, Ümit Uysal gibi hümanist bir insanı bir restoranda iş insanları ile yemekte görmesi nedeni ile abesle iştigal, yalan yanlış dedikoduların üremesine sebep olan kişiler yüzünden Antalya CHP teşkilatı zarar görüyor.
Bu kentte sadece Napolyon’un “Nasıl dalkavukluk edeceğini bilen kişi nasıl iftira edeceğini de bilir” den öte hiçbir şey bilmeyenlerin siyasetçi ya da siyasi otoriteymiş gibi dolaşmasına inanamıyorum.
Siyasetten uzak ben bile anladı isem, benim tanıdığım ne Muhittin Böcek nede Ümit Uysal sizin bu sığ sularda gezen kayığınıza binmezler.
İyi haftalar.