Kırmızı-Beyaz adlı firmanın Antalya Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) aracılığıyla yürüttüğü faaliyetlere dair kaleme aldığım haberler, Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği yarışmada ödül aldı

Bu Bir İhbardır,ve Sorumlular Ceza Alana Kadar Durmayacağız başlıklı yazılarım, toplum sağlığı ve çevre duyarlılığını belgelerle ve fikri takip yöntemiyle ortaya koyduğu için araştırma-inceleme dalında ödüle layık görüldü. Meslekte bundan daha büyük bir onur olamaz.
Antalya Valisi Hulusi Şahin ve YİKOB Başkanı Yalçın Sezgin’i anmadan geçemem. Boğaçayı’nda sürdürülen hukuksuz olduğu iddia edilen faaliyetlerin gündeme gelmesi, onların yönetimi altındaki süreçlere dair kamuoyunun daha fazla bilgi sahibi olmasını sağladı.
Antalya’nın yolsuzluk iddialarıyla anılması elbette rahatsız edici. Keşke kamu çıkarını koruyan, yasaları harfiyen uygulayan bir yönetim anlayışı olsaydı da bu haberler yapılmak zorunda kalınmasaydı. Ancak hukukun üstünlüğünü koruması gerekenler, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerini hiçe sayıyorsa, bir gazeteci olarak kamu yararı adına susmam beklenemez.
Belediyenin Mühürlediği Faaliyete Valilikten İzin!
Burukluğumun asıl nedeni, haberlerimin doğruluğunun uzman bir jüri tarafından tescillenmesine rağmen bu suç teşkil eden faaliyetlerin hala sürüyor olması. Dahası, bu kişiler koltuklarında oturmaya devam ediyor ve eylemlerine el artırarak devam ediyor.
Boğaçayı’nda ruhsatsız ve izinsiz faaliyet gösteren beton santrali ve kırma eleme tesisinin varlığını haberlerimde dile getirmiştim. Maden ruhsatı iptal edilmiş bir alanda işlenen kum-çakıl stoğu için göz yumulduğu da belgelerle ortadaydı.
Bu haberlerim sonrasında kurulan araştırma komisyonu, beton santrali ve kırma eleme tesisini 8 Ocak 2025’te mühürledi. Tam “Geç de olsa adalet yerini buldu” diye seviniyordum ki 9 gün sonra YİKOB Başkanı Yalçın Sezgin imzalı bir belge elime geçti. Sevincim kursağımda kaldı.
Meğer ne “Yalçın”mış dedim. Kimi alkışlayacağımı şaşırdım!
Bu belgeyle, Kırmızı-Beyaz A.Ş.’nin talebi ile mühürlü alandaki işlenmiş kum-çakıl tahliyesine izin verilmiş. Belediye’ye 20 bin ton malzeme için talepte bulunulmuşken, valilik bu miktarı 100 bin tona çıkarmış!
Valilik-Belediye Çelişkisi
Konyaaltı Belediyesi’nin Çevre Kanunu ihlalinden dolayı mühürlediği bir sahada, Valilik malzeme tahliyesine izin veriyor. Bu durum, iki kurum arasında ciddi bir koordinasyon eksikliği olduğunu açıkça gösteriyor.
Bu süreçte kamunun zarara uğratıldığı iddialarının dikkatle incelenmesi şart. Devletin malını korumak her kamu görevlisinin asli görevidir. Antalya Valiliği’nin bu konuda en üst düzeyde inceleme başlatması, şeffaflık ve hesap verebilirlik açısından elzemdir.
Bu bağlamda, AK Parti İl Başkanlığı ve Antalya milletvekillerinin konuyu ilgili bakanlıklar nezdinde gündeme getirmesi beklenmektedir.
Evde ve ofisimde ödüllerimi sergileyebileceğim bolca alanım var. Siz, babanızın malıymış gibi devletin tasarrufu altındaki alanlarda at koşturmaktan çekinmiyorsanız, benim de yazmaktan ve suçla mücadele etmekten çekinmeyeceğimi anlamışsınızdır.
Hodri meydan Yalçın Sezgin!
Kamuya ait o yüz bin ton kum ve taşı hiç et de görelim.
Yorumlar
Kalan Karakter: