Eskiler bilir, evlerin bahçelerinde toprak fırınlar olurdu. Annelerimiz, anneannelerimiz başta ekmek olmak üzere çeşit çeşit lezzetleri o fırınlarda pişirirlerdi. Ne zaman evden dışarı adımımı atsam hep o fırınlar geliyor aklıma.
Çünkü öyle sıcak, öyle sıcak ki Antalya sanki bir fırın, ben de içerisinde pişmeye bırakılmış koca bir somun ekmek. Antalya’nın yakın geleceğinden oldukça endişeliyim. İklim değişikliği ve aşırı hava olayları bu kenti yaşanamaz hale getirmekte kararlı görünüyor.
Yine böyle bunaltıcı bir günde belki biraz serinler, deniz kokusu alır, bir iki tanıdık yüz görürüm diye soluğu Konyaaltı Sahili’nde aldım.
Boğaçayı’na, daha doğrusu Antalya Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Menderes Türel’in ardında bıraktığı devasa enkaza gelince, nasıl anlatsam; adeta kalbim sıkıştı.
Boğaçayı eskisinden de kötü bir halde. Canım Konyaaltı Sahili’nin böğrüne saplanmış bir hançer gibi, bataklığa dönüşmüş.
Bu şehir, hatta bu ülke ne çektiyse hep halkın hizmetkarı, şehrinin-ülkesinin aşığı olduğunu iddia edenlerden çekti.
Dün gibi hatırlıyorum; vatandaşından profesörüne, sivil toplum kuruluşlarından meslek örgütlerine kadar aklı başında olan herkes Menderes Türel’e Boğaçay Projesi’nden vazgeçmesi için adeta yalvardı. Bir tek sahildeki martılar dile gelip Menderes Türel’e ‘yanlış yapıyorsun, dur’ demedi o zamanlar.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, profesörlerden ve konunun uzmanı onlarca kişiden oluşan Boğaçay Çalışma Grubu oluşturup 114 sayfalık bir rapor hazırladı. Projenin hayata geçirilmesi halinde oluşacak tahribatı, Antalya’ya verilecek zararı aptala anlatır gibi tek tek, madde madde anlatmaya çalıştılar Menderes Türel’e ama nafile, cehaletin ve kibrin karşısında bilim hep çaresiz kaldı.
Raporun sonuç bölümünün son paragrafı;
“Sonuç olarak, halkın öncelikleri arasında bulunmayan, başta su kaynakları ve Konyaaltı plajı olmak üzere çevreye çok ciddi olumsuz etkileri bulunan, uygulanması halinde çeşitli tehlikelerle karşı karşıya olan, rant yaratmayı amaçlayan, kamu yararı bulunmayan ve çok yüksek maliyetler gerektiren, kısacası her yönüyle “çılgın” bir proje olan Boğaçay projesinden bir an önce vazgeçilmelidir. Aksi halde, çok yakın zamanda olumsuzluklar hissedilecek, bu olumsuzluklar projenin ilerlemesi ile katlanarak artacaktır.”
Bilim ‘yapma’ diye haykırırken, Antalya’ya bu kötülüğü yapmaya adeta ant içmiş olan Menderes Türel de kapı kapı dolaşıp kamuoyunu haklı olduğuna inandırmaya çalışıyordu. Boğacayı Projesi’nin, Antalya’nın en çevreci projesi olduğunu iddia edecek kadar zıvanadan çıkan Menderes Türel, söylediği yalana kendini öyle inandırmış ki çevrecilerden teşekkür beklediğini falan söylemeye başlamıştı.
Ortak aklı önemseniyormuş gibi bir hava yaratmak için sivil toplum örgütleri ve meslek odaları ile toplantılar düzenleyip, STK’lardan gelen görüş ve öneriler ışığında hareket ediyormuş gibi bir algı yaratmaya çalıştı. Arşivi şöyle bir taradım, bu toplantıların birinde Türel’in hamasi tavrını yaptığı açıklamaların bir bölümünü aşağıya bırakıyorum.
"10 bin kişi iş sahibi olacak"
“Bu projenin Antalyalıya ne katkısı var. Bir kere yeni yaşam alanları kazandırması açısından halka açık bir proje olarak ciddi bir katkısı var bu bir. İkincisi 1 milyar TL’lik bir projeden bahsediyoruz. Bu proje ekonomik katma değer olarak kimin kasasına girecek? Antalyalıların kasasına girecek. Esnaf, tüccar, gecekondu mahallesindeki bakkal bile yeni oluşacak istihdamdan orada çalışan bir kardeşimiz sayesinde sebeplenecek. 10 bin Antalyalı iş sahibi olacak. Antalyalıya ne faydası var demenin vizyonsuzluğunu kusura bakmayın anlamam mümkün değil. 10 bin kişinin iş sahibi olacağı bir projeyi halkımıza yeni iş alanları açacağız diye gece gündüz uğraşıyorken ne fayda sağlayacak diye eleştirmek abesle iştigaldir. Bu kadar net söylüyorum" dedi.
Baktılar ki anlamıyor ve anlamayacak, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından Antalya Nöbetçi İdare Mahkemesi Başkanlığı’na Yürütmenin Durdurulması için dava açıldı.
Gerçeklerin, aklın ya da bilimin değil de güçlünün haklı olduğu toplumlarda olduğu gibi hukuki süreçten de Antalya adına olumlu bir sonuç çıkmayınca, kanırta kanırta, büyük bir zevkle sapladı o hançeri Antalya’nın kalbine Menderes Türel.
Bilimin olacak dediği ne varsa oldu. Boğaçay bataklık, milyonlarca lira para heba oldu.
Boğaçayı’ndan ileri geçemedim. Benim güzel Antalya’ma yapılan bu kötülüğe daha fazla bakamadım. Ayaklarım ya da kalbim beni yolumdan geri çevirdi.
Eyyy Menderes Türel, Boğaçay’ı arkana aldığın bir selfie çek ve ‘Antalya’nın en çevreci projesi olan Boğaçay Projesi için çevrecilerden teşekkür bekliyorum’ notuyla bir paylaşım yap da hep birlikte okuyalım paylaşımın altına gelecek yorumları.
*Mevcut Başkan Muhittin Böcek ortaya çıkan tablonun ardından geçtiğimiz yıl alınan karar kapsamında Boğaçay’da 2’nci Etap Projesinin ilk adımlarını attı. ‘Boğaçayı 2. Etap Dere Islahı ve Rekreasyon Düzenlemesi’ adını alan proje ile Boğaçayı köprüsü etrafında yaklaşık 2 kilometrelik bir alanda çalışma yapılmasına karar verildi.
Menderes Türel’in yaptığı yanlışı düzeltmek için milyonlarca lira daha harcanacak yani.
Halbuki ne demişti Türel o toplantıda; “Bu proje ekonomik katma değer olarak kimin kasasına girecek? Antalyalıların kasasına girecek.”
Girdiği kesin de kime ya da neye?
Cehalet ve kibrin bir kurum, bir şehir ya da bir ülke için ne kadar büyük bir tehlike ve tehdit olduğu anlaşılmıştır umarım. Türel siyaset sahnesinden silinip gitti ama ardında bıraktığı enkaz hala hem cebimizi sömürmeye hem de geleceğimiz için bir tehdit oluşturmaya devam ediyor.
Bu enkazın tek sorumlusu olan Türel ise hiçbir şey olmamış gibi hayatına kaldığı yerden devam ediyor. Hatta geçtiğimiz 31 Mart’ta yine ‘Büyükşehir’e başkan olabilir miyim’ diye bir yoklama çekti. Reis onay verse hiç düşünmeden, daha doğrusu hiç çekinmeden yine o koltuğa oturacaktı.
Allah’tan ‘kamuoyu baskısı’ diye bir şey var.
Elimizdeki en büyük silah da bu. Yanlış kişiye ve yanlış işe ‘dur’ demek için bir olmak, tepki göstermek ve sonuç alıncaya kadar direnmek gerekiyor. Böyle güçlü bir duruş karşısında Türel Kibrinin bile esamesi okunmaz.
O dönemde STK’lar ve vatandaş Boğaçayı Projesi’ne tepki gösterip mücadeleye girişmesi, Türel’in Antalya’nın böğrüne sapladığı o hançer ölümcül sonuçlara neden olabilirdi. Evet öldüremedi ama kangren etti. Ve kangren tedavi edilmezse ciddi problemler ve hayati tehlikeler doğurabilen bir durumdur.
Şükürler olsun ki Antalyalılar kangrene sebep olan etkeni sandığa gömüp yok etti.
Böylelikle Muhittin Böcek’in eline de tarihi bir fırsat geçti. Zamanında, kendi sorumluluk sahasındaki Boğaçayı için fikri bile sorulmayan Böcek, kangrene dönüşen bu yaraya doğru bir tedavi uygularsa hem geçmiş ile hesaplaşmış hem de Antalya’nın geleceğini kurtarmış olur.
Not; 04.09.2019
Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı ve Başkan Sözcüsü Dr. Cem Oğuz, Boğaçayı Projesi’nin geleceğine Antalyalıların karar vereceğini belirterek, “Antalyalılar Konyaaltı Sahili’ni mi Boğaçayı göletini mi istiyor bir karar verecek. Ya Konyaaltı Sahilimizi koruyacağız ya da yok edeceğiz. Bir gölet için Dünyaca ünlü sahilimizi yok etmemeliyiz” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: