Daha önceki yazılarımda dile getirdiğim bir Türkiye gerçeği vardı;
‘Kamu otoritesi ne yazık ki ön görülü davranıp felaketleri önleyici önlemler almak yerine, hep felaket gerçekleştiğinde önce koca bir ‘haaaaaa’ çekip, ciğerimiz yandıktan sonra gerekli önlemleri almaya başlıyor’
Çok geriye gitmeyin, Bolu Kartalkaya yangınını hatırlayın. 78 kişi öldü, 51 kişi yaralandı, kamu otoritesi denetim yapmaya, önlem almaya başladı.
Çok sevdiğim bir söz var; ‘Ayarını bozduğun kantar gün gelir seni de tartar’
Anlatacağım olayı özetleyen daha güzel, daha anlamlı bir söz olamaz.
Kamu otoritesinin bu zafiyetini en iyi kim bilebilir? Tabi ki kamu otoritesi denen yapıyı oluşturan kurumlar ve bu kurumlarda görevli personel.
Zafiyet öyle bir boyuta gelmiş ki söz konusu personelin bile canına kast edecek boyuta ulaşmış. Yaklaşan felaketin farkında olan, fakat kamu otoritesini bir türlü harekete geçiremeyen kamu çalışanları çareyi başka yerde arar olmuş iyi mi?
Sözü daha fazla uzatmadan sadede geleyim.
Antalya’nın tam kalbinde, Antalya Valiliğinin Ek Hizmet Binası’nda büyük bir güvenlik ihmali yaşandığını öğrendim. Nasıl mı öğrendim?
Antalya Valiliği personelleri imzalı bir ihbar mektubu aldım. Valilik çalışanları yangın çıkış kapılarının yönetmeliğe uygun olmadığından tutunda olası bir yangında binanın nasıl tahliye edileceği ile ilgili hiç kimsenin bir bilgisinin olmadığını, tatbikat ve bilgilendirme yapılmadığını belirtmişler.
Daha da vahimi binanın girişindeki X-ray cihazının çalışmamasının büyük bir güvenlik sorunu olduğunu ifade edip özetle Allah’a emanet bir ortamda çalıştıklarından şikayet etmişler.
(Bugün AVM’ye bile girerken çantamızdan ceplerimize kadar baştan aşağı aranıyorken, Göç İdaresi’nin de içinde bulunduğu bu denli stratejik öneme sahip bir yerin kapısının yolgeçen hanına dönmesi, artık bir şeylerin ya da birilerinin değişmesi gerektiğinin açık göstergesidir.)
İnanabiliyor musunuz, Antalya Valiliği çalışanları Valilikten umudunu o kadar kesmiş ki çareyi bende arar olmuş.
Güzel ülkemin, canım Antalya’mın geldiği, getirildiği hale bakın. Bu anlattıklarımın şaka olmasını o kadar çok isterdim ki.
Bu iddiaların doğruluğunu teyit etmek için ismi bende saklı Vali Yardımcılarından biri ile irtibata geçtim. Maalesef bana ulaştırılan ihbar mektubunda yazanları neredeyse hemen hepsi doğruymuş. Çünkü başta X-ray cihazının tamiri olmak üzere, Antalya Valiliği Ek Binası ve burada çalışan insanların güvenliğini sağlayacak önlemler için ödenek ayrılmamış.
Yani, Antalya Valiliğinin Ek Binasına elinizi kolunuzu sallayarak girebiliyorsunuz. Kimsenin ne taşıdığınızı kontrol ettiği yok. Diyelim ki binada yangın çıktı. Hepimiz biliyoruz ki böyle bir durumda en kritik unsur, insanların binayı hızla terk edebilmesi. Ancak bu binadaki yangın çıkış kapılarının yönetmeliğe uygunluğu tartışmalı!
Yangın tedbirleri alındı mı? Yangın tatbikatı yapıldı mı? Bina içinde çalışan personel ya da vatandaşlar, bir yangın anında ne yapacaklarını bilmiyor.
İşin en ironik tarafı da Vali Bey’in bu konuda bir genelge yayınlamış olması. Genelge, eksikliklerin tespit edilmesi halinde gerekli işlemlerin yapılmasını emrediyor ama kimsenin genelgeyi, emri falan salladığı, umursadığı yok.
X-ray cihazı çalışmıyor, yangın çıkış kapıları belirsiz, personel acil durumda ne yapacağını bilinmiyor, en acıklı tarafı da Valilik Personeli kamu otoritesinden umudunu o kadar kesmiş ki çareyi gazetecilerde aramaya başlamış.
30 yıllık gazeteciyim hala inanamıyorum.
Bana deseler ki meslek hayatınızın en unutulmaz olayı nedir? İstisnasız ‘Valilik Personelinden gelen ihbar mektubu’ derim.
Antalya Valisi Hulusi Şahin ve en sevdiği, Cumhurbaşkanı Kararnamesi’ne rağmen yanından göndermediği Yardımcısı Yalçın Sezgin... Ben bu sefer elçiyim, elçiye zeval olmaz.
• Sorumluluğunuz altındaki personel can güvenliklerinden endişe ediyor.
• Çalışma ortamlarının yeteri kadar güvenli olmadığından şikayetçi.
• Şikayetlerini iletmelerine rağmen hiç kimsenin onları ciddiye almamasından rahatsız
• Valilik Ek Binasının Dingonun Ahırına dönmüş olması, çalışanlarınızı endişelendiriyor ve korkutuyor.
En kötüsü de Sayın Valim;
Personeliniz sizden o kadar umudunu kesmiş ki çareyi sizde değil, bizde, Antalya basınında arıyor.
Ya biz Antalyalılar ne yapalım?
Kadıyı kime şikayet edelim?
Yorumlar
Kalan Karakter: