İşin içinde CHP var…

Antalya Büyükşehir’de yaşanan kriz, yetki ve güç kavgaları beni hiç ama hiç şaşırtmadı.
Neden mi?

Çünkü işin içinde CHP var.

Hani geçmiş seçimleri hatırlarsınız. Muratpaşa Belediye Başkan adaylığı için 40 takla atılmış, sabah 1 akşam 3 kişinin adı geçmişti.

Şimdi de büyükşehir için aynı senaryo yaşanıyor.

Haliyle CHP’de bana normal geliyor bu işler.

Muhittin Böcek Başkan’ı ayrı tutuyorum. Önce hayata karşı verdiği mücadelesinden dolayı sonra da ismini yıllarca her türlü kavgadan, entrikadan uzak tuttuğu için… ALLAH ona sağlık, sabır ve güç versin…
Şimdi gelelim esas meseleye. Yani konumuza…

40 akıllıdan daha kurnaz, daha cin olduğunu kuyuya attığı bir taşla ispat eden Enver Aputkan, konusuna sonra değineceğim.

Önce o taşı bir türlü çıkaramayan kendini akıllı, zeki, kurnaz zanneden 40 kişiye iki çift lafım var. Yeri gelmişken onu gediğine koyalım. Şimdi, bir şey yapmayan sözde kelli felli beyler, bir taşı çıkaramadınız bari laf kalabalığı da yapmayın.

Öyle değil mi, millet?

Nedir bu yaşanan rezalet. Dünya kenti, turizmin başkenti dediğiniz şehirde medeniyet bu mu?
Böylemi yönetiyorsunuz gerçekten siz Antalya’yı?

Topluma karşı sorumluluğunuz nerde?

Aile terbiyenize ne oldu?

Hayat mücadelesi veren ve yıllardır önünde ceket iliklediğiniz Muhittin Başkan’ın yüzünü hangi yüzle bakacaksınız?

İnsan önce iddiaya bakar. Sonra iddianın muhataplarını arar, soruşturur.
Konuyu tek elden değil, çaprazlama yaparak her tarafı dinler ve sonunda da tarafsız birini yorum yaptırır ortaya çıkan sonuca bakar.

Ya da arar, sorar eline belge geçirir o belgeye dayanarak işte kanıtı diye bangır bangır bağırırsın.
Bizim basının ‘Ört ki ölem’ konusunda eline su dökemezsiniz.

Gerçekler önünde bildiğin 3 maymunu oynar.

Yalan, çıkar, hele hele akçeli bir iş ise o zaman seyret ahaliyi. Bildiğin Karamurat gibi atılır hedefin üstüne.
Kaleden kaleye uçar, zıplar da zıplar.

Burunları iyi koku alır, kulakları elek gibi her sesi duyarlar, bayramlık bir ağızları vardır muhataplarını Allah korusun.

Mış mış demeye bir başlasın at kendini kör kuyuya.

Allah düşmanlarına kolaylık versin diyelim ve dönelim Enver Paşa’ya…

Pardon Serik Belediye Başkanı Sayın Enver Aputkan Bey’e…

Halkın oyları ile seçilmiş bir belediye başkanısınız. Halkın hakkını korumak sizin namusunuz kadar boynunuzun borcu.

Kişisel görüşlerinizi bu kurumun üzerinde yapamazsınız.

Oturduğunuz o koltuk, hakkını yemeye çalıştığınız çiftçinin yani halkınızın. Senin altınızda ki koltuk nasıl babanızın malı değilse Antbirlik’te kimsenin babasının malı değil..!

Binlerce kişinin alın teri ve tırnağının sızı ile kurulan, büyüyen bir kurum burası.
Çalanın, çırpanın Allah belasını versin.

Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyiniz.

Serik Cumalı’da 21 dönüm yeri olan çiftçinin arazisi sizin son imar planında istediğiniz alanla kaç dönüme düşüyor? Oradan hangi kurum ne için ne kadar yer almış? Sizden iki önce ki belediye başkanının kabul ettiği beş dönüm bağış belediyeye ne diye bağışlanmış?

Bağış karşılığı Antbirlik’e ne verilmiş?

Tüm bu sorulara, derseniz çiftçi burayı karşılıksız bağışlamış. Tamam, o zaman da sizin temsil ettiğiniz o makam çiftçiye ne vermiş diye soru gelir.

Cevabınız karşılıksız ise, işte o zaman halkınız, çiftçiniz için şimdi karşılık verme sırası sizde. Hadi bakalım halkın adamı, çiftçi babası olduğunuzu kanıtlayın.

Yoksa ben gerçekleri belgeleri ile tek tek anlatacağım.