Gazetecilikte adettir; yılın son günlerinde geride bırakılmaya hazırlanan yılın öne çıkan olayları derlenir ve hatırlatılır. Geride kalan yıl, nasıl geçmiş olursa olsun, dersler alınır ve yeni bir başlangıç umut edilir.
Umarım 2024 yılı sizler için mutluluk, başarı ve güzel anılarla dolu bir yıl olmuştur.
Ancak meslek hastalığı olsa gerek, biz gazeteciler genellikle bardağın boş tarafını görürüz. Zira gazeteciliğin özü de budur: Görülmeyeni görmek, söylenmeyeni söylemek. Kaldı ki, ülkemizde haddinden fazla şakşakçı ve yalaka varken, iyi olanı dile getirmek bize düşmesin.
Ülkenin hali ortada. Sorunlar ateşten gömlek misali fakirin sırtına geçirilmiş. Kodamanlar ise dokunulmazlık zırhıyla refah içinde bir yılı daha geride bırakıyor. Onların elbette sorunları olabilir; ancak nasıl olsa vergiden düşecekleri bir çözüm bulurlar.
REKORLARIN YILI: TURİZMDE PARADOX
Söylenenlere bakılırsa, 2024 Antalya için olağanüstü bir yıl oldu. Turizmde rekorların yılıydı; şehre adeta gökten turist yağdı. Kültür ve Turizm Bakanı her gün yeni bir başarı rakamı açıklayarak övündü.
Ancak bu turist akını, halkın refahına ne kadar yansıdı dersiniz? Küçük esnaf yine siftahsız günler geçirdi. Turizm gelirleri, uluslararası otel zincirleri ve şirketlere akarken, şehir merkezinde borç, iflas ve yoksulluk hâkimdi. Antalya’nın ekonomisi, turizmdeki büyümeyi halka yansıtan bir modele ihtiyaç duyuyor.
Bir başka eksik ise projelerin zamanlamasıydı. Turistlerin kent merkezine inmesini sağlayacak etkinlikler, yanlış zamanlarda veya eksik şekilde uygulandı. Örneğin Kültür Yolu Festivali, turistlerin olmadığı sezona denk getirildi. Bu tür hatalar, turizmin şehrin geneline yayılmasını engelledi.
EKONOMİ VE ENFLASYON: BOŞ VAATLERİN YILI
2024 yılı boyunca ekonomi gündemini asgari ücret ve enflasyon tartışmaları işgal etti. İki ay süren tartışmaların ardından gelen 5 bin TL’lik zam, hayat pahalılığı karşısında hızla eridi.
Yüzde 30’luk zam, pazara ve markete aynı hızla yansıdı. İşgüzarlar, asgari ücret artışını bahane ederek fiyatları artırdı. Hükümet ise daha zamlı maaşlar ödenmeden, vergiler ve harçlarla bu paraya ilk çöken taraf oldu. Yeni yılda elektrik faturalarının yüzde yüz artması, trafik cezaları ve akaryakıta zam yapılması bekleniyor.
Çocuklar artık anne ve babadan sonra en sık “enflasyon” kelimesini öğreniyor. Çünkü evlerde her gün “faiz sebep, enflasyon sonuç” masalları değil, mutfak masrafları konuşuluyor.
HUKUK VE TOPLUMSAL ŞİDDET: DEĞİŞMEZ KADER Mİ?
Ekonomik sıkıntılar, yolsuzluk ve suç oranlarını arttırdı. Kadınlar taciz ve tecavüzün hedefi oldu; birçok kadın, ne yazık ki öldürüldü. Kız çocuklarımız da aynı tehlikelerle karşı karşıya. 2024 yılı, Narin Güran gibi trajik bir vakayı hafızalarımıza kazıdı. Tüm köy, küçücük bir çocuğun hem cesedini hem de katilini sakladı.
2025 yılı bu karanlık gidişatı değiştirebilir mi? Bu, toplumun tavrına bağlı. Ancak huylunun huyundan vazgeçtiğine pek şahit olmadık.
2025’E UMUTLA BAKABİLİR MİYİZ?
31 Aralık 2024 gecesi, geri sayarken hissettiğiniz o coşku ve sevincin nedenini bir düşünün. Yukarıda saydığım sorunlardan hangisi saatler 00:00’ı gösterdiğinde sıfırlanacak?
Elbette kutlayın, umut edin ve hayal kurun. Ancak akvaryumdaki balık gibi dilemekle yetinmeyin.
Düşünün, isteyin, mücadele edin, vazgeçmeyin ve en önemlisi korkmayın.
Hepinize, cesaretinizin ve mücadelenizin başarıyla taçlandığı, korkularınızdan arındığınız, değerinizin farkına vardığınız bir yıl diliyorum. 2025, ayağa kalktığımız yıl olsun!
Yorumlar
Kalan Karakter: