Bir önceki yazımda ‘31 Mart Yerel Seçimlerinin en büyük kaybedeni hiç şüphesiz CHP’nin Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Muhittin Böcek’tir” demiştim. Kimilerine göre de haddimi aşarak “Halen CHP’nin Antalya Büyük Şehir Belediye Başkanı olmasına rağmen, Parti Meclisi ve Genel Merkez tarafından adaylığının kesinlik kazanmaması, Böcek’in Büyükşehir’de işleri eline yüzüne bulaştırdığının en büyük kanıtıdır” şeklinde fikrimi beyan etmiştim. Bu cümleyi yazdığımda, bu sadece bana ait bir varsayım idi. Ne zamanki Muhittin Böcek aday adaylığından adaylığa terfi ettirildi, bu varsayım o vakit ispatlandı.
CHP’lilerin, Muhittin Böcek’in aday gösterilmesine gösterdikleri tepkiler, ülke çapında yankı buldu. Twitter ya da yeni adıyla X’de Muhittin Böcek için partilileri tarafından yapılan eleştirileri okurken ben utandım. Böcek’in, 5 yıllık görev süresi boyunca Büyükşehir’de işleri eline yüzüne bulaştırdığının en büyük kanıtının Genel Merkez ve Parti Meclisi tarafından yeniden aday gösterilmemesi olduğunu iddia etmiştim, bir parça yanılmışım.
Ben bu varsayıma kanıt olarak Böcek’in adaylığının PM’den dönmüş olmasını sunmuştum, fakat en büyük kanıt CHP seçmeni imiş. Böcek’in adaylığı açıklanır açıklanmaz, bizzat partilileri tarafından AK Parti’nin adayı Hakan Tütüncü’ye oy vereceklerini beyan etmeleri, Tütüncü’ye hayırlı olsun mesajları göndermeleri, sadece Böcek’in değil, CHP Genel Merkezi ve Parti Meclisi’nin Büyükşehir’de işleri eline yüzüne bulaştırdıklarının kanıtı niteliğindeydi. CHP Genel Merkezi ve Parti Meclisi, tıpkı Konyaaltı’nda olduğu gibi yine seçmenin iradesini yok saymış, şehrin nabzını tutmadan, al gülüm-ver gülüm minvalinde bir karar vermişti. CHP seçmeni gibi kendi partisini yüksek sesle eleştirmekten hiç çekinmeyen bir güruhun dillendirdiği değişim çağrısının, Ankara’dan duyulmaması imkansızdır. Böcek’in adaylığına gelen tepki ve öfke, Genel Merkezin kazanmaktan ziyade seçimin kaybedilmesi halinde suçu ya da hatayı delege edecekleri bir günah keçisi arayışında olduklarının göstergesidir. Tabandan gelen değişim çağrısına kulak tıkayıp mevcut başkanı yeniden aday göstermek, Genel Merkezin sorumluluk almaktan kaçtığını ya da bazı akçeli işlerin karara etki ettiğini akla getirir. Seçmenin anlık tepkisinin sonuca birebir yansımayacağının elbette ki farkındayım. CHP’lilerin tepkilerini gösterirken ne kadar fütursuz olduklarına, ne kadar tepkili ya da öfkeli olurlarsa olsunlar son tahlilde adaylarına sahip çıktıklarına defalarca kez şahit olduk.
Fakat çeyrek asırlık siyasi kariyerinin 23 yılını CHP’ye adamış, CHP saflarında girdiği hiçbir seçimi kaybetmemiş bir ismin, yeniden aday gösterilmesine partilileri bile bu kadar tepki gösteriyorsa, Böcek’in 31 Mart’ta işinin bir hayli zor olduğu apaçık ortadadır. 5 yıl boyunca kendi elleri ile oluşturduğu bu tepki selini, iki ay gibi kısa bir sürede giderebilecek mi, 31 Mart akşamı hep birlikte göreceğiz. CHP’lilerin alınan kararı ve adayı sosyal medya üzerinden eleştirmesini doğru bulmadığımı da belirtmek isterim. Kol kırılır, yen içinde kalır atasözünü, yerel seçim sürecinde CHP’lilere çokça hatırlatmamız gerekecek sanırım. İl ve ilçe örgütlerinin toplantılarında, kendi kendinize iken özeleştiri yapın, adayınızın doğruluğunu sorgulayın ama bunu sosyal medyada yapıp, kendi adayınızı, kendi elleriniz ile linç etmeyin, ettirmeyin.
“Sosyal medyada yazılıp çizilene ne bakıyorsun, bunlar hep AK Trollerin işi” dediğinizi duyar gibiyim. Evet, gelen eleştirilere bu şekilde yaklaşıp kamuoyunda böyle bir algı oluşturmak Böcek’in ve CHP’nin seçim kampanyası için olumlu sonuçlar doğurabilirdi. Fakat bizzat CHP’nin İl Başkanı, sosyal medyadaki eleştirilerin partililere ait olduğunu, Böcek’i linç edenlerin AK Troller değil de CHP’liler olduğunu şu sözler ile kabul etti; “Bu saatten sonra aramızda şöyle bir lüks yoktur. Adayı beğenmiyoruz, oy vermeyeceğiz lüksü yoktur. O anlamda dünden bu yana sosyal medyada izlediğim, duyduğum yorumları lütfen silin.” Böcek, geçen seçimde sadece Menderes Türel ile yarışmıştı. Bakın AK Parti ve Menderes Türel demiyorum, çünkü AK Parti’nin önde gelen isimlerince desteklendiği ve seçimi kazanmasında bu AK Partili ağır abilerin büyük payı olduğu herkesin malumudur. Aksini düşünenler Oğul Gökhan Böcek’in, babası covid tedavisi için hastanede tedavi görürken yaptığı AK Parti güzellemelerini, hastaneyi ziyaret eden isimleri bir hatırlasın lütfen. CHP, AK Parti (ve belki de MHP), İyi Parti ve HDP’nin desteği ile Büyükşehir’i kazanan Böcek, bugün başta kendi partililerinin büyük bir bölümü olmak üzere, kazanmasında çok büyük pay sahibi olan diğer tüm etkenlerden mahrum bir şekilde seçime girecek. Tüm bu kayıplara ve diğer tüm rağmenlere rağmen, Böcek bu seçimden zaferle çıkarsa, başta partilileri olmak üzere kendisine karşı duranların tamamı 1 Nisan sabahı hayırlı olsun ziyaretinden ziyade, el öpmeye gitmeli. Çünkü bükemediğin bileği öpmek bizde adettendir. Ha ola ki kaybetti Böcek, kendisini ‘öpmek’ isteyenler zaten sıraya girmiş durumda.
(Öpücüklerin Efendisi Mustafa Yılmaz’ı, namı diğer Baron’u unuttum, yazmayacağım sanmayın.
Devamı yarın demiştim… Devamı Yarın.)
Yorumlar
Kalan Karakter: