21 Kasım 2023: “5 yıllık CDS primlerimiz 348 puan ile son 2 buçuk yılın en düşük seviyesine geriledi. Bu Türkiye’ye yatırım yapmanın güvenilir hale geldiğini gösteriyor.”
26 Aralık 2023: “Öncü veriler ekonomimizde normalleşme sürecinin devam ettiğini gösteriyor. Gelecek yıl bugünlerde enflasyonda zoru geçmiş olacağız”
03 Ocak 2024: “Programa duyulan güvenin devam etmesi için hepimiz elimizi taşın altına koymaya hazırız.”
15 Ocak 2024: “Mayıs-Haziran döneminde enflasyon zirve yaptıktan sonra hızlı bir düşüş süreci başlayacak.”
16 Ocak 2024: “Şu ana kadar izlenen politikalar nedeniyle iş dünyamız ekonomideki yavaşlamadan olumsuz etkilenmedi.”
23 Ocak 2024: “Hep birlikte izlediğimiz gibi ülkede ekonomi politikaları rayına oturdukça, dengeler yeniden kuruluyor. 6 ay önce 600 olan ülke risk puanımız 300 seviyesine geriledi.”
30 Ocak 2024: “Önceliğimiz enflasyonu aşağıya çekmek olmalı. İş dünyamıza bu süreçte önemli bir görev düşüyor. Enflasyonla mücadele sonuçlanana kadar, bu mücadeleyi zayıflatacak talep ve şikayetlerden uzak durmalıyız.”
07 Şubat 2024: “Ocak ayı enflasyonunun temelinde asgari ücret artışı yatıyor. Söz konusu artışın geçici etkilerden kaynaklandığını düşünüyoruz, önümüzdeki aylarda düşüş trendine gireceğini öngörüyorum.”
23 Şubat 2024: Enflasyonla mücadele sonuçlanana kadar, bu mücadeleyi zayıflatacak talep ve şikayetlerden uzak durmalıyız.”
22 Mart 2024: “Her ne kadar kredi maliyetleri yükselmiş olsa da finansmana erişim nispeten kolay olacağı, istikrarın belirgin şekilde kendini göstereceği döneme yaklaşıyoruz. En kötüyü geride bırakmak için önümüzde bir çeyrek dönem kaldı.”
04 Nisan 2024: “İhtiyacımız olan üç şey; sabır, disiplin ve tüm tarafların yükü paylaştığı bir dezenflasyon süreci.”
30 Nisan 2024: “Sonbahar sonuna kadar enflasyonla mücadelede önemli bir yol kat etmiş olacağımızı düşünüyoruz.”
Hayır, sandığınız gibi değil. Bu açıklamalar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e ya da AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’e ait değil.
Bu açıklamaların hepsi Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Ali Bahar’a ait.
Kelimesi kelimesine ATSO’nun internet sitesinden aldım. Bir kısmını ATSO Meclis Kürsüsünden bizzat kendisi söylemiş, bir kısmı da ATSO Basın Ofisi tarafından yazılı olarak servis edilmiş. Ali Bahar’ın açıklamalarını ‘cımbızlayıp çarpıttığımı düşünenler varsa ATSO’nun web sitesine girip açıklamaların tamamını okuması özel ricamdır. Böylece alıntıladığım bu ifadelerin konunun ana fikrini yansıttığını herkes idrak edebilir.
Son bir açıklama daha ekleyip, asıl konuya geleceğim.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek / 04 Mayıs 2024 / Almanya
“Uygulamaya koyduğumuz programla birlikte enflasyon hızlı bir şekilde düşecek ve 2026 yılında biz tekrar tek haneli enflasyona dönmüş olacağız.”
Enflasyonu düşürmekle mükellef kişi bile enflasyonun 2026 yılından önce beklenen seviyelere gelmeyeceğinden eminken, Ali Bahar’ın bu anlamsız ısrarının kime ne faydası var anlamış değilim. Ali Bahar’ın konuşmalarında ve açıklamalarında hep sürecin özeti ve sorunun çözümü yer alırdı. Şimdi ise sadece sonuç.
‘Enflasyon temmuzda düşecek’
Gerçekten ATSO’nun görevi bu mu?
Bakın amacım ne Ali Bahar’ı yermek ne de ATSO’yu kötülemek. Ne ‘bağcı dövme’ niyetindeyim, ne de ‘kral çıplak’ demenin.
‘Şeyh uçmaz, mürit uçurur’ derler ya, bu yazının konusu tam da bu.
Biz iki farklı Ali Bahar tanıyoruz.
Birincisi Antalya Organize Sanayi Başkanı Ali Bahar.
2015 yılında Antalya OSB’de göreve gelen Ali Bahar öyle bir vizyon ortaya koydu, öyle başarılı işlere imza attı ki Antalya’da hem sanayinin varlığına şahit olduk hem de yeni bir liderin doğuşuna. Antalya OSB Başkanlığı döneminde sadece sanayide değil, kentin ve ekonominin her sorununa çözüm önerileriyle birlikte söz söyleyen, müdahil olan, katkı koyan bir Ali Bahar vardı. Sadece laf cambazlığı yapmadı, kreş, otel, okul, teknopark yaptı. OSB yasasını revize ettirdi, değerleme uzmanlarını dize getirdi, fabrikaların değerini artırdı. OSB alanını genişletti, çatıları GES’ler ile donattı. Genç sanayicilere bir kimlik kazandırdı, el verdi, yol gösterdi. O kadar çok ki başarısı say say bitmez. Bu başarılar, ATSO Başkanlığına giden yolda kendisine önemli bir ivme kazandırdı.
Peki, gelin ikincisine, yani ATSO Başkanı Ali Bahar neler yapmış bir de ona bakalım.
Yazının girişinde var ama tekrar hatırlatayım “Enflasyon düşecek, bugün olmasa bile yarın mutlaka düşecek, imza Ali Bahar”
‘Nasıl oluyor bu derseniz’ dönüp ikinci adamlara bakın derim.
Antalya OSB’deki bu sayısız başarının ardındaki en önemli etken, hiç şüphesiz Antalya Organize Sanayi Bölge Müdürü İlhan Metin’dir. Kendisini uzun zamandır, yakinen tanır ve takdir ederim. 30 yıllık deneyimi, zekası, bürokrasiye hakimiyeti, iş bitiriciliği, Antalya OSB kaynaklarını sevk ve idaresi ile Ali Bahar’ın, bizim sandığımız Ali Bahar olmasındaki en temel faktördür.
Bu değişmez bir kanundur aslında; “işi ekip yapar, alkışı lider toplar”
Bu sadece ATSO ve Ali Bahar için geçerli değil. Muhittin Böcek, ikinci kez Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi ise bunda Genel Sekreter Cansel Çevikol Tuncer’in çok büyük katkısı vardır. Antalya Ticaret Borsası Genel Sekreteri Tolgahan Alavant, danışmanı Ahmet Erol Köksalan be Vahide Yanık Ali Çandır’ın başarısındaki gizli kahramanlardır. Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın Başkan Yardımcısı ve Halkla İlişkiler Müdürü Oya Kansu, seçimlerde elde edilen üstün başarının mimarlarından biridir.
Dolayısıyla Ali Bahar’ın Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nda patinaj çekmesinde, ATSO Genel Sekreteri Aslı Şahin Tekin’in önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum. 5 yıla yakın süre eski Başkan Davut Çetin’in Genel Sekreter Yardımcısı, 2 yıla yakın süredir de Ali Bahar’ın Genel Sekreteri olarak görev yapan Aslı Şahin Tekin’in kuruma, kurum kültürüne, üyeye, üye sorunlarına, ATSO’nun görev ve sorumluluklarına, Antalya’ya, Antalya’nın sorunlarına, yeni yönetimin ortaya koyduğu vizyona karşı bir acemiliği olmamalı. Ali Bahar’ı tanıyıp ona yarenlik edecek kadar uzun bir süredir ATSO’nun içinde, Ali Bahar’ın yanında.
Öğrendiğim kadarıyla ATSO Basın Birimi doğrudan Genel Sekreter Aslı Şahin Tekin’e bağlı. Yani Ali Bahar’ın konuşma metinleri, yaptığı açıklamalar, ATSO’nun sosyal medya hesaplarının kontrol ve yönetimi, kurumun üyeyle ve kamuoyu ile olan iletişimi sadece onun emrinde. (ATSO’nun sosyal medya hesaplarına şöyle bir göz atın, kontrolün kimde olduğunu anlarsınız. Zira Başkan Ali Bahar kadar Genel Sekreter fotoğrafı da göreceksiniz.)
Biz gazeteciler ATSO’yu ve Ali Bahar’ı böyle tanımıyoruz. ATSO gündem belirlemede, Ali Bahar sonuç üretmede oldukça hamarattı. ‘Ne oldu da böyle oldu’ diye düşününce, insanın aklına başkaca bir sebep gelmiyor.
Antalya’nın ve kent ekonomisine dair sorunları hep ATSO’nun radarında olmuştur. Fakat Ali Bahar’ın Nisan Ayı Meclis Toplantısında yaptığı konuşmaya bakınca yine enflasyon-yine enflasyon. Ha bir de ATSO binasındaki kapalı havuzu açıp yeni bir restoran yapıyorlarmış.
Madem restoran konusu sizin için bu kadar önemli, meclis toplantısından birkaç gün önce sosyal medyada restoran ve kafelere boykot çağrıları yapıldı. Antalya’nın en önemli sektörlerinden birinde ulusal çapta bir boykot krizi var ama ATSO Başkanı konudan bihaber. Tek kelime söylememiş. Antalya’da bir otel, bir Türk müşterisinden sırf Türk olduğu için milliyet farkı adı altında binlerce lira ekstra ücret tahsil ediyor, konu ulusal çapta gündem oluyor; ATSO Başkanı tek laf etmiyor. Teleferik kazasında hayatını kaybeden vatandaşa rahmet diliyor ama bu gibi ihmallerin başta insan hayatı olmak üzere Antalya’nın marka değerine getireceği zarardan bahsetmiyor. Yetkilileri, ilgilileri uyarmıyor, göreve davet etmiyor?
Başkanlar hem kendi yoğunlukları hem de gündemin yoğunluğu nedeniyle bazı şeyleri fark etmeyebilir. Fark yaratmak, fark edilmeyeni fark ettirmekle mümkündür. İşte ikinci adamlar da bu yüzden vardır.
Sayın Genel Sekretere küçük abla bir nasihati; Başkanınız Ali Bahar’a sadece ve sürekli “enflasyon düşecek-enflasyon düşecek” dedirtmeye devam ederseniz ‘kendisi gözden düşecek’ haberiniz olsun.
Sevgili Ali Bahar’a da bir dost tavsiyesi verip öyle noktalayayım.
Hani karnesi iyi gelmeyen çocuk, meslek edinsin, işi öğrensin diye yaz tatillerinde sanayiye çırak verilir ya; acaba Genel Sekreteri arada bir organize sanayiye, İlhan Metin’in yanına mı gönderseniz?
Yorumlar
Kalan Karakter: