Gelelim sadede.
31 Mart Yerel Seçimlerinin en büyük kaybedeni hiç şüphesiz Mustafa Yılmaz adlı siyasetçi ve iş insanı.
Bu sefer baltayı taşa öyle bir vurdu ki buradan toparlaması imkansız.
Hakkını teslim ederek başlayayım, usta tezgahtardır Mustafa Yılmaz. Kendini öyle bir pazarladı, öyle bir hayali kahraman yarattı ki kendinden, o kimi işaret eder ya da desteklerse, onun desteklediği aday kesin kazanır sanılmaya başlandı. Halbuki tüm alametifarikası, kazanması en muhtemel adayı herkesten önce kestirip, yanında bol bol fotoğraf çektirmekti.
Bunu yaparken öyle ustaca rol kesiyordu ki benim diyen artist yanında çırak kalırdı. Önce ATSO’nun önceki dönem Başkanı Davut Çetin’e yamandı. Çetin zaten mevcut başkanıydı ATSO’nun ve üyelerde genel manada memnundu Çetin’den. Seçmenin Çetin’e bir şans daha vereceğini anladığı anda yanında bitiverdi. Sözde nüfusunu kullanarak, Davut Çetin’in seçilmesini kendisinin sağladığı gibi bir hikaye yazdı, ustaca da oynadı.
Öyle de oldu, Davut Çetin seçimi kazandı. Seçimden kazandıktan sonra bir aydınlanma yaşadı Davut Çetin ve Mustafa Yılmaz’a ‘seçimi sen değil ben kazandım’ resti çekti. Bu restleşme Çetin & Yılmaz birlikteliğinin sonu oldu. Baktı ki Çetin’den nemalanamayacak en iyi bildiği şeyi yaptı; döndü. 2018 yılında gerçekleşen ATSO seçimde Davut Çetin’in rakibi olan Ali Bahar ile kanka oluverdi. Düne kadar Ali Bahar’ın seçilme hakkını elinden almak için türlü dalavereler çevirdiği bilinen ve söylenen Mustafa Yılmaz gitti, yerine Ali Bahar’a kol kanat geren, sözde nüfusunu onun başarısı için kullanan Mustafa Yılmaz geldi.
Öyle hızlı döndü ki Ali Bahar bile neyin neden olduğunu anlayamamış olacak, iki cihanda en büyük düşmanı ilan ettiği Mustafa Yılmaz’ı öpücüklere boğacak kadar sevmeye başladı. En büyük aşklar kavga ya da nefret ile başlarmış, öyle sevdi ki bu ikili birbirini, Mustafa Yılmaz’ın Ali Bahar’sız tek bir fotoğrafını görmek imkansız hale geldi. Çünkü Ali Bahar, başkanı olduğu Antalya OSB’de öyle başarılı işlere imza attı ki ATSO’ya başkan seçilmesi çantada keklikti. Bunu gören usta tezgahtar, en iyi bildiği şeyi yaptı. Yepyeni bir hikaye yazıp, etrafındaki herkesi bu yalana inandırdı.
Açık farkla seçimi kazanacak Ali Bahar, kudretli Mustafa Yılmaz’ın desteğine rağmen seçimi kaybetti. Davut Çetin oy pusulalarını işaretlemeseydi, Ali Bahar ATSO’ya başkan olamayacaktı. Davut Çetin’in iş bilmezliğini, YSK’nın tespit ettiği kanunsuzluğu bile kendi gücünün bir yansıması olarak pazarladı. Koca koca, kerli ferli adamlarda bu hikayeye inandı iyi mi?
ATSO’daki sözde zaferinden kendisi de öyle etkilenmiş olacak ki gözünü en tepeye, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne dikti. AK Parti’nin Hakan Tütüncü’yü Büyükşehir’e aday göstereceğini Kepez’deki çocuklar bile biliyordu. Dolayısıyla ezelden yakıni olan Tütüncü’ye daha da yapıştı. AK Parti içinde öyle bir yer edindi ki 31 Mart Yerel Seçimlerinde tüm ilçe adaylarını belirleme ve seçilmelerini sağlama görevi, bu usta tezgahtarın oldu.
Tek başarısı, başarılı insanların gölgesine yerleşmek olan Mustafa Yılmaz’ın böylesine büyük ve beceri gerektiren bir işin altından kalkması mümkün değildi. Ki öyle de oldu. AK Parti, AK Parti olalı Antalya’da böylesine büyük bir hezimet yaşamadı.
Hakan Tütüncü ve diğer adaylar sadece aday oldukları seçim bölgesinde kaybederken, Mustafa Yılmaz adlı kişi tam 18 yerde kaybetti.
Bu arada geçmişin en koyu CHP’lilerinden de biri olan Mustafa Yılmaz, CHP saflarında iken partisine böyle büyük bir hizmet sunmamıştı. Antalya’da CHP tarih yazdıysa, bu başarıda Mustafa Yılmaz adlı kişinin iş bilmezliğinin ve beceriksizliğinin rolü çok ama çok büyüktür.
Mustafa Yılmaz ve Hakan Tütüncü tanışıklığı Hakan Tütüncü’nün ilk seçildiği dönemden başlar. Zeki Başaran’ın Kepez 1.sıra meclis üyesi adayı olduğunda, Hakan Tütüncü Kepez Belediye başkanı seçilmişti.
Mustafa Akaydın zamanı başkan vekilliğinden istifası ile CHP saflarında siyaseti son buldu.
Aslında gönlünden hep başkan olmak geçiyordu ama illegale olan düşkünlüğü, onu bu hayalinden mahrum bıraktı. Az evvel illegal derken, mübalağa etmiyordum. Mustafa Yılmaz’ın nitelikli zimmetten kesinleşmiş cezası var. İşlediği suçlar ve aldığı cezaları nedeniyle seçilme hakkını kaybetmiş, kirli ve kötü biri.
Bu kirli geçmişe, kabarık suç dosyasına rağmen Antalyaspor’a başkan oldu. Bu ayıp Antalyaspor’un alnında hala kara bir lekedir. Nitelikli zimmet suçlusunu Antalyaspor’a başkan yaptılar. Çok istediği başkan unvanına sonunda kavuştu ama iş bilmezliği yakasını bırakmadı. 6 ay kadar kısa bir süre oturttular başkanlık koltuğunda kendisini. Baktılar Antalyaspor Mustafa Yılmaz idaresinde şarampole yuvarlanacak, istifa edip Antalyaspor’un yakasından düşmesini sağladılar.
Mustafa Yılmaz, üniversitelerde ders konusu yapılıp anlatılmalı. Siyasi başarısızlığı, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Programında, PR-reklam-tanıtım alanındaki başarısı Pazarlama ve Reklamcılık Bölümünde, suç işleme-suçu ve suçluyu övmedeki engin deneyimi ile de hukuk fakültelerinde örnek vaka olarak işlenmeli.
Yazının başından beri, fark etmişsinizdir kişi deyip duruyorum kendisine, çünkü o kadar çok yakıştırma yapıldı ki Mustafa Yılmaz için, ben ne desem bilemedim.
Abi diyen de oldu, Reis diyen de. Ben en çok Baron dendiğini duydum. Ama 31 Mart Yerel Seçimleri ile Mustafa Yılmaz’ın BARON’dan ziyade, içi hava dolu bir BALON olduğu kesinlik kazandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: