Davul ve tokmak sizde mi?
Kimse görevinin nerede başlayıp nerede bittiğini bilmiyor.
O kadar güdümlü bir yapıdayız ki, kimse sınırlarının farkında değil...
Düzen enteresan çalışıyor.
Her yer ve her şey gelişiyor, değişiyor.
Antalya gelişiyor, ama düzen değişmiyor.
Daha yeni kurulan bir düzen üzerinden değişmeyen Antalya gerçeğini hatırlatmak istedim.
Tabi şu notu düşmeden geçemeyeceğim; bahse düzende ne kadar Antalyalı varsa hepsini konunun dışında tutuyorum; zira, eni konu şunun şurasında kaç kişiyiz? (30 yılın sonunda kendimi Antalyalı saymaktayım)
*****
Konuya dönecek olursak, konumuz; Antalyaspor…
Biraz daha geriden Hasan Akıncıoğlu başkanlığındaki; Ali Yılmaz, Hüseyin Acarlıoğlu gibi isimlerin yönetim kurulunda yer aldığı dönemden başlayacağım.
Sezonu 7. sırada kapatmış olan Hasan Akıncıoğlu, Antalyaspor başkanlığını bırakmıştır.
Ak Parti Milletvekili olarak Menderes Türel'in Ankara’da olması, büyükşehir belediye Başkanı CHP'li Mustafa Akaydın'ın maddi manevi ilgi alanında olmayan Antalyaspor, adeta öksüz kalmıştır. (Ama o yıllarda Ankara’da olmasına rağmen elini çekmeyen Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Menderes Türel sayesinde, Döşemaltı tesislerinin tahsisi gerçekleşmiştir.)
Ve en nihayetinde, aynı zamanda Antalyaspor Derneği Başkanı olan Hasan Akıncıoğlu ve dernek yönetim kurulunun desteği ile DÖSİAD ağırlıklı yönetim kurulu oluşturularak, Antalyalı Gültekin Gencer başkan olmuştur.
İmkansızlıklar ve şanssızlıklar ile geçen ilk sezon küme düşen Antalyaspor ve bu başarısızlık sonunda istifa eden Gencer, genel kurul kararı almış ve aday çıkmayınca Antalyaspor AŞ’nin en büyük hissedarı olan dernek ve vakıf tarafından Gencer'in başkanlığa devam etmesine karar vermiştir.
Bir yıl sonra Gencer, Antalyaspor'u yeniden süper lige çıkarmış sonrasında güven tazelemek ve koltuğa yapışmadığını göstermek adına, karşısına aday çıkmayan kongreden yine ve yeniden başkan olarak çıkmıştır.
3 yılda, neredeyse 3 genel kurul ile başkan seçilen, Antalyaspor'u süper lige taşıyan ve Samuel Eto’o gibi bir dünya yıldızını Antalyaspor’a kazandırmış olan Gencer, uyumla çalıştığı ‘kadim dostu’ dernek başkanı Nafiz Tanır'a rağmen, görevi ne oldu da bıraktığı ise anlaşılmamıştır!...
Sonrasında ise Gültekin Gencer de genel kurulda aday olmayacağını ilan etmiştir.
Neyse ki bu kez; Antalyaspor makus talihine terk edilmedi. Kim elini taşın altına sokacak? Borç batağındayız vb. gibi endişe ve belirsizliği yaşamadık. Antalyaspor'un genel kurulunda tek liste ile seçime giren Ali Şafak Öztürk ve listesi, mevcut dernek başkanı, dernek yönetim kurulu, vakıf başkanı ve yönetim kurulu ile şirket hissedarlarının desteği ile başkanını seçti.
*****
Kafama takılan sorular ise; mesela, Ali Şafak Öztürk'ün yönetim listesine kaç kişi kendisi tarafından belirlenmiştir?
Hukuk müşaviri münasebeti ile Bora Terzioğlu, OPET bayileri Emin Hesapçıoğlu ve Nurettin Ünal, Öztürk ailesinin ticaretten yakinen tanışıklığı olan isimlerdir.
Peki başkan, kalan yönetim kurulu üyelerinden kaç kişiyi ne kadar tanıyor mesela merak ediyorum.
*****
Geçmişlerinde Antalyaspor yönetimindeki tecrübeleri vesilesi ile Bora Terzioglu'nun KONSİAD üyeleri olan Emin Altıner, Salih Peker öncelikli isimler olarak Öztürk ailesine verilmiştir.
Önceki yönetimde en çok maddi destek veren isimlerden birisi olan Salman Aksal, yeni yönetime girebilen yegane iş adamı olarak yerini korumuştur.
Eski yönetimden çıkarılmış Avukat Mustafa Vicir ise tekrar listeye eklenmiş ve gönlü alınmıştır.
Kimin önerdiğini bilmemekle beraber, değerli doktor Mustafa Özdoğan ve Cumhur Arıcı’nın doktor olmalarından dolayı; Mehmet Akdağ ve Özgür Kasapoğlu'nun genç dinamik ve pratik olmaları, STK 'ları temsilen ise İnanç Kendiroğlu’nun yönetime alınmış olmalarını düşünmekteyim.
Antalyaspor yönetimindeki yegane kadın üye kontenjan ismine gelince; elbette ki ve illaki Nadire Konuk Akıncıoğlu. (Her yönetimde birer numunelik hallerimiz başka bir yazı konusu)
Futbol ve yönetim konusunda deneyimli iki isim Asbaşkanlar İsmail Bilal ve Şefik Öz; Antalyalı olmaları, tecrübeleri ve farklı kesimlerle iletişim için köprü olabilecek durumda olmaları nedeniyle, faydalı isimler olduğunu söylemek gerekir.
Ama yine de Öztürk'ün işi zor vesselam.
Öztürk, yeni tanıdığı yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra, eski başkan Gencer'in kadim dostu dernek başkanı Nafiz Tanır'la da uyumlu çalışmak zorunda.
Nitekim camiaya en yakın isim olan Nafiz Tanır ile uyumlu çalışmak ve Gültekin Gencer'in görüşlerine ve katkılarına imkan vermek Antalyaspor’a fayda olarak yansır.
Çünkü bizler; eski ve yeni başkanın atışmalarını değil, birbirlerine destek olarak Antalyaspor'u büyütmelerini bekliyoruz.
Ali Şafak Öztürk'ün kısıtlı tanışıklığı nedeni ile etrafındaki kişilerin görüşlerine fazlası ile dinlediğini düşünmekle beraber, ne yaptığına bir göz atalım...
Her ne kadar Alanyaspor'un yaptığı transferlerin gölgesinde kalsa da;
bonservis ödemeden Emre Güral, Deniz Kadah gibi iyi futbolcuları ve geleceğe yatırım olarak yaptığı transferleri alkışlamak gerekir.
Ancak yapılan hataları da eleştirmeden geçemeyiz.
Her fırsatta kulübü şeffaf yöneteceğiz diyen yeni yönetimin; Osmanlıspor maçı sonrası kendi evimizde berabere kalınan bir maça, futbolculara 30’ar bin TL prim vermesini; bir sonraki hafta oynanan Alanyaspor maçında takımın son üç yılın en kötü performansına neden olduğunu söyleyebiliriz.
*****
Bir başka eleştiri konusu ise 2 maçtır hakem hataları ile karşı karşıyayız ve önümüzdeki hafta Konyaspor maçını seyircisiz oynayacağız.
Bizden ise adeta ses yok !
Ben; Antalyaspor Başkanı olarak Öztürk’ün, çıkıp avaz avaz bağırmasını beklerim. ‘Ben Antalyaspor’un hakkını yedirtmem’ diyip bu haksızlığı dile getirmesini beklerim.
Taraftar da bunu bekler, bunu görmek ve duymak ister.
Deplasman maçında 50 kişinin kavgası, kendi evimizde oynayacağımız maçta, şehirde ki tüm seyirciye mal ediliyor.
Böyle bir ceza verilebiliyorsa; o zaman Passolig neden çıktı?
Haykırmak ve bu haksız kararın değiştirilmesinin gündemini oluşturmak gerekir.
*****
Ali Şafak Öztürk; Antalya gibi güçlü bir markanın vali ve belediye başkanından sonra, en önemli başkanlık makamında bulunuyor.
Ve Antalyaspor başkanlığı makamından faydalanmaya hiç ihtiyacı olmayan; sizin gibi genç, eğitimli, dinamik ve futbolu bilen bir başkan; davulu ve tokmağı eline almak zorunda.
Yok öyle değil, zaten ikisi de elimde diyorsanız; bilin ki yansıyan görüntü hiçte öyle değil...
Yorumlar
Kalan Karakter: