Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, dün turizmcilerle bir araya gelerek Antalya Turizm Sektörü Değerlendirme Toplantısı yaptı. Toplantının ardından adeta 2016 yılında yaşanan turizm krizine karşılık umut dolu cümleler kurdu.
Avcı, “2017’de Antalya’dan başlayarak turizmin de kültürel faaliyetlerin de hem bu bölgede hem de Türkiye genelinde eskisinden daha parlak bir tablo çizeceğini müjdeleyebilirim. Türkiye son 1 yıl içinde büyük badireler atlattı. Buna rağmen çok şükür Türkiye dimdik ayakta. Sektörümüz heyecanını kaybetmemiş durumda. Bundan sonra ne yapabiliriz diye kolları sıvamış vaziyette. Hepimiz gece gündüz çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki yıllar daha iyi olacak. Medyanın da bu alanda yapacağı katkıların büyük önemi var” dedi.
Bu açıklamanın ardından Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’ya sesleneceğim:
Çok güzel anlattınız, dile getirdiniz ama Sayın Bakanım, turizm kenti Antalya’da turizmciler medyayı hiçbir zaman tanımadı, görmezden geldi, ‘ne faydası var canım’ ya da ‘olumsuz yalan yanlış haber vericidir’ zihniyetiyle hareket etti. Oysaki bu kentin kayıplarını da, kazanımlarını da birlikte yaşıyoruz. Turizme katkı sağlamak adına basın kuruluşları en güzel haberlere imza atarken, tanıtım desteği verirken otellerine gazete bile sokmayan turizmciler, kent bilinci adına tek bir adım dahi atmadı. Buna rağmen yaşanılan krize sahip çıkan basın sektörüydü. Turizmde yaşanan ekonomik sıkıntıyı gündemde tutan yine basın sektörüydü.
Şimdi siz de “Önümüzdeki yıllar daha iyi olacak. Medyanın da bu alanda yapacağı katkıların büyük önemi var” cümlenizle basın sektörünün önemine değiniyorsunuz, teşekkür ederim.
Ancak turizm sektörünün dün olduğu gibi bugün de hatta yarın da basının değerini anlayacağına inanmıyorum. Siz her ne kadar dile getirseniz de turizmcilerimiz ne tanıtım için para harcar, ne de basın sektörüyle kenetlenip krizi aşar. Onların turizmde herşeyi hazır bulduklarından, ne kazandıklarını kente bırakır, ne de kentin dinamikleriyle omuz omuza yürür.
Çuvaldızı öncelikli olarak kendimize batırdım. Şimdi ise, hiç bir zaman gündeme getirilmeyen bakanlıkta koltuklarına çivilenen bürokratlar, sektörün önünü kesiyor. Bildiğiniz gibi belli bir dönem aynı yerde görev yapanlarda mesleki körlük oluşuyor. Devletin her kademesinde değişim yaşanarak farklılık ortaya konulurken, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda 4 bakan değiştirip, halen yerinde kalan bürokratlarınızın farkına varmanızı da isterim. İlk aklıma gelen Yatırımlar İşletmeler Genel Müdürünüz, müsteşar yetkilerini kullanarak müsteşar yardımcınız bu örneklemeye en uygun bürokratlar olarak değerlendiriyorum. Çünkü artık onlar isimleri ya da makamlarıyla anılmıyor, 4 bakan değiştiren bürokratlar olarak biliniyorlar.
Bunları bilmenizi istedim…
Yorumlar
Kalan Karakter: