AK Parti’nin de adaylarını açıklaması ile Antalya baya baya seçim sathı mailine girdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kalkıp Antalya’ya gelmesi, partisinin Antalya adaylarını bizzat kendisinin açıklaması, özellikle Büyükşehir Adayı Hakan Tütüncü için büyük şans. Liderinin ve partisinin kendisine verdiği önemi ve desteği dosta düşmana ilan ederek seçim çalışmalarına başlamış olması, sandığına ne oranda yansır bilmem ama il ve ilçe teşkilatlarına büyük bir moral motivasyon sağlayacağı ortada.
Düne kadar Erdoğan’ın Antalya’ya gelmesinin seçmen üzerinde çok bir etkisi yoktu. Hatırlayın Menderes Türel’i, Erdoğan’ı getirmekle kalmadı, Liderine tramvay açılışı yaptırıp, şehri o tramvay ile gezdirdi, seçmeni selamlattı. Sonra ne oldu? Başta kendisi olmak üzere hepsi o tramvayın altında kaldı.
Ki işler giderek sarpa sardı. Erdoğan’ın yakın geçmişte gerçekleştirdiği Antalya ziyaretlerinin Partisine oy kaybettirdiğine yemin edebilirim ama henüz ispatlayamam. Çünkü Erdoğan ne zaman Antalya’ya gelse tüm hava, kara ve deniz ulaşımı duruyor. Zaten felç durumda olan Antalya trafiği bitkisel hayata giriyor. (Emniyet güçlerinin elinden gelse Erdoğan Antalya’ya geldiğinde sokağa çıkma yasağı ilan edecek. Kimden korkuyorsunuz bu kadar anlamak mümkün değil.) Trafikte saatler boyunca mahsur kalan vatandaşın, bu şatafata, bu lükse, bu sükseye tepkisiz kalmasını beklemek hata olur. Ama AK Parti hatalarıyla yüzleşmeyi, onlardan ders çıkarmayı çok önceleri bıraktı. Hata yaptıklarını iddia edeni bertaraf etmek, nedense daha kolaylarına geliyor.
CHP’de de durum farklı değil. Hata ve yanlış yapmanın kitabını yazacak kadar bu konuda deneyimli bir parti CHP. Bu alışkanlığını 31 Mart seçimlerinde de sürdürmekte kararlı görünüyor. Oldukça çetrefilli ve zor bir aday belirleme sürecinin ardından, safların sıklaştırılması, küskünlerin gönlünün alınması, adaylara gösterilen tepkinin dizginlenmesi ve olası oy kayıplarının önlenebilmesi için CHP Lideri Özgür Özel’in, Erdoğan’dan çok önce Antalya’ya gelip başta Muhittin Böcek’e ve diğer tüm adaylara sahip çıkması, partiyi birleştirmesi gerekirdi. Hadi bunu şart koşmayalım, gelseydi hem Böcek’in hem de diğer adayların işi bir nebze daha kolay olurdu, diyelim. Ama o ne yaptı? Muhittin Böcek ile bir kuru selam gönderdi. (Gerçi gelse CHP seçmeni Özgür Özel’in bulunduğu otobüsü taşlar mıydı? Geçmişte il binasını basıp binayı 3 gün rehin alan, bu seçimde de giriş kapısını taşlayan bir yapıya o da güvenememiş olabilir)
Erdoğan’ın açıkladığı ilçe adaylarına bakacak olursak, seçimi Hakan Tütüncü’nün omuzlarına bırakıp gittiğini çok net bir şekilde görebiliriz. Kepez Adayı eski il Başkanı Rıza Sümer'e dair umudum var.
Seçim bölgesinde, özellikle CHP’nin güçlü olduğu yerlerde yeni bir heyecan yaratacak, oy devşirecek, tarih yazacak bir isme rastlamadım. AK Parti; “Büyükşehir’i alayım, diğer yerlerde de mevcudu koruyayım, bize yeter” şeklinde bir fotoğraf veriyor.
CHP’de de durum farklı değil. CHP’de de Büyükşehir dahil mevcudu koruyalım yeter havası hâkim.
Bir kadın olarak, İyi Parti’nin Büyükşehir Adayı Nesrin Ünal’a pozitif ayrımcılık yapmayı çok isterdim. Hani Antalya’ya bir kadın eli değse nasıl olur çok merak ediyorum. Ama nerede Nesrin Ünal, gören, bilen varsa lütfen bilgi versin. Billboardlar dahil kendisini henüz hiçbir mecrada göremedim.
Billboard demişken, Tütüncü ve Böcek’in fotoğrafları şehri süslemeye başladı. (Lafın gelişi süsledi dedim, hiç mi süs görmedik) Her iki adayın seçim sloganları, karakterlerinin yansıması.
Böcek ‘Herkesin Başkanı’ sloganını kullanıyor. Ben merkezli bu ifade tevazudan uzak, kibrin açık ifadesi olmuş. Kentin zaruri ihtiyaçlarının karşılanmasında sevk ve idareden sorumlu birini seçeceğiz. Çöplerin toplanması, trafiğin rahatlaması, alt yapının güçlenmesi ve sorunların çözülmesi halk olarak beklentimiz.
Herkesin değil, sorunları çözen bir başkan ol...
Ha bir de bu sloganı kim buldu ise hemen oradan uzaklaş.
Ha bir de bu sloganı kim buldu ise hemen oradan uzaklaş.
Tütüncü “Antalya’nın Altın Çağı” demiş. AK Parti’nin lükse düşkünlüğünü bilmeyen yok. Altın bu bakımdan cuk oturmuş. Tam anlamıyla AK Parti’ye ve adayına yakışır bir slogan. Derdin başkanlık değil de Antalya olduğunu ima eden bir tınısı olduğundan, Böcek’in sloganına göre bir tık daha inandırıcı. Fakat o altın kime kısmet olacak, o kısım belirsiz.
Mesela öpücüklerin efendisi bu altından pay alacak mı? Sonuçta Hakan Tütüncü’yü o aday yaptırdı. Hani öyle sanıldığı gibi Recep Tayyip Erdoğan karar vermedi Tütüncü’nün adaylığına, bizzat o aday olmasını sağladı ya. (Bunu da hiç anlamış değilim. Ak Parti’de Erdoğan’dan daha güçlü bir isim hiç olmamıştı bugüne kadar. Ama Antalya’da Erdoğan’dan çok daha güçlü olduğunu, tüm kararları kendisinin verdiğini, Büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylarını kendisinin belirlediğini, o ne isterse onun olduğunu iddia eden biri var. Gerçekten çok merak ediyorum, Recep Tayyip Erdoğan’ın bu olanlardan haber var mı? Ya da madem Antalya’da Erdoğan’dan daha büyük bir güç ve irade var, neden İl Başkanı da var? Aklımda deli sorular)
Bu altından, Hakan Tütüncü’nün seçim kampanyasına para toplaması için, bizzat Mustafa Yılmaz tarafından görevlendirilen patronların patronu (gerçi bu işleri amcaoğluna yaptırıyor) nemalanacak mı?
Dün küfür kıyamet iken barona, neden bugün bu izzeti ikram, neden el pençesin divana? Geçmişin borcunu ödemek içinse bu çaba, yazık olacak 141 yıllık çınara.
Yorumlar
Kalan Karakter: