30 Ağustos olmasaydı ne olacaktı?
Yayınlanma :
31.08.2020 07:01
Güncelleme
: 31.08.2020 07:01
Tarihin altın sayfalarındaki yerini alan ve bağımsız yaşamak isteyen birçok ulusa da yol gösteren kurtuluş savaşının baş kumandanı Mustafa Kemal Atatürk “İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti ve Türkiye’nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır.” demiştir.
Türk milletinin, ordusu ile birlikte Atatürk’ün önderliğinde yazdığı kahramanlık destanı, tüm dünyaya verilen en önemli cevaptır.
Ne yazık ki; son zamanlarda 30 Ağustos ,29 Ekim ,19 Mayıs ve 23 Nisan gibi milli bayramlar için adeta adı konulmamış bir yasak söz konusu.
Bu vesile ile yeni kuşaklar özellikle z kuşağı olarak adlandırılan gençler milli bayramların anlam ve önemini hak ettiği biçimde hissedemiyorlar.
Eskiden Tarihçiler, genç kuşaklara 30 Ağustos ve diğer milli bayram tarihlerinin önemini anlatırken, ülkenin 1922 öncesi vahim halini anlatarak başlarlardı.
Bu tarih öncesi ülkede yaşanan acıklı ve vahim halleri gözler önüne sererlerdi.
Bu yıl pandemi döneminde dini bayramlara bir kısıtlamanın konulmadığı gibi 26 Ağustos Malazgirt Zaferi’nin 949. Yıl dönümü kutlamalarına siyasetin gösterdiği alaka dikkat çekiciydi.
Dün Resmî milli bayramlara gösterilen kısıtlama üzerine, bir yayın kuruluşu, genç Tarihçi Sinan Meydan’dan görüş almış.
Meydan 30 Ağustos Zaferi’nin öneminin iki yönlü olduğunu vurgulayarak şöyle konuşmuş;
“Birincisi 30 Ağustos bizim tarihimizde en önemli zaferlerden birisidir.
Bunun nedeni ise 30 Ağustos 1922’de eğer savaşı kaybetseydik Anadolu’yu kaybedecektik.
Daha önce Osmanlı Balkanları, Arap coğrafyasını kaybetmişti. Eğer 30 Ağustos 1922’de de kaybetseydik bu sefer Anadolu ve Trakya’yı kaybedecektik. Dolayısıyla VATANSIZ kalacaktık.
O bakımdan 30 Ağustos zaferi yurt tutan bir zafer.
Bu toprakların vatan olmasını sağlayan bir zafer. İkincisi 30 Ağustos zaferi bir devrimin başlangıcı.
Çünkü 30 Ağustos 1922’den sonra Cumhuriyet ilan edildi. 30 Ağustos Cumhuriyet’in temelini oluşturdu.
Yani 30 Ağustos bir devrimin de temelini attı. Ayrıca 30 Ağustos’un bir de küresel etkisi var. Sömürülen dünyada ilk kez bir mazlum, ezilen, sömürülen, batının etkisi altında kalmış bir millet bağımsızlık savaşı verdi. Bu bakımdan dünyada bir ilk ve diğer sömürülen milletlere örnek oldu.
Meydan sözlerine şöyle devam etmiş “Siyasiler 30 Ağustos’a sahip çıkmasa da millet çıkıyor. Zaten 30 Ağustos milletin bayramı 30 Ağustos’u kazanan da halktı. Herkes içinden geldiği gibi kutlamalı bu bayramı. 30 Ağustos’ta biri bayrak asar, biri Dumlupınar’a gider, biri Anıtkabir’e gider, biri önemini anlatan kitap okur. Dolayısıyla herkes içinden geldiği gibi 30 Ağustos’u kutlamalıdır ve kutlamakta da özgürdür. Bu milletin zaferidir dolayısıyla kimseye sormadan içimizden geldiği gibi kutlamalıyız.”
Bugün ,98 yıl evvel baş kumandan ulu Önder Atatürk ‘ün hür ve bağımsız Türkiye uğruna düşmanla canla başla mücadele edip onları bozguna uğrattığımız gün. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün başkomutanlığında düşmanlardan geri aldığımız vatanımızın kurtuluş günü…
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: