Olmazsa sıkıntı var demektir.
Bizim gibi esnaf, işçi, çiftçi, hatta emekli; hayatımızı çalışarak normalleştirme, düzleştirme standarda kavuşturma çabası hep var.
Hep çalışan makine durumundayız.
Doğrumu doğru.
Çalışalım, kazanalım, çalışalım, çalışalım…
Hep çalışalım.
veeee nihayet
Sakin ve ılımlı, akıllı yaşam. Önden gelene, büyüklerimize, annelerimize, emekçiye, liyakate saygı; yarına, geleceğe, güzel ve güvenli bakmanın anahtarı olmuştur...
Başarılı mıyız?
Belki ama, yönümüz güzellik. O samimi yönden kazanıyoruz hepimiz. Çalışmak ve samimiyet velhasıl tüm bunlar iyilik için, güzellik için.
Toplumdaki edep ve ahlak kuralı, uyan var, maalesef uymayan var...
Tecrübe, akılla birleşince başarı Allah’ın izniyle olur. Edep, adap bunu tamamlar, bunları yapmayanlar hayıflanıp dururlar, kendilerini başarılı göstermek için para, medya, sosyal medya, antin kuntin işlere dalarlar, çalışmalarına bu yolda devam ederler.
Niyet akıbeti belirler...
Şimdi hafiften konuya girelim.
Antalyaspor canımız kanımız.
Antalya’mız, son 3 sezondur bu taraftarın çektiğini film yapsalar (Altın Portakal diyesim geliyor ama Büyükşehir Altın Portakal bırakmadığı için) Cannes’da ödüle doymaz maalesef.
Her gelişi pembe tablo ile hayalleri Paris, gerçekleri Bayburt.
Yaşatan borca borç katan sisteme mahkum olan bir Antalyaspor var.
Ne kadar proje üretilse de yarınlara yatırım yapılsa da maalesef müsrif ve gayesizce kredi hesapları oldukça yanlış transferden kalan yüksek borçlar bitmez gözüküyor.
Ne yazalım, ne anlayalım.
Misafir çocukları geldi, ev kırılıp döküldü, sonra gittiler bir daha geldiler, ev kırılıp dökülmeye devam ediyor.
Antalyaspor’da dernek seçimleri yapıldı, bugüne kadar olması gereken toplantı sayısının yarısı çeyreği yapılmadı.
Yarın vakıf başkanlığı seçimi olacak, aynısı orada gözüküyor. İşin garibi Gencer’in ve Cihan Bulut’un gitmesine destek olan siyasiler, şimdilerde Antalyaspor’da pek dinlenmiyor.
Kral öldü yeni kral çok yaşasın mesajları sosyal medya hesaplarından takipteyiz..
Kendim ettim kendim buldum, gül gibi sarardım soldum...
Yaşasın Ziraat Bankası, yaşasın kredi, harcadık bitti yenisi var mı? Çalışmak mı, üretmek mi yada yaşasın kapitalizmin zirvesi mi? gibi magazin başlıkları memleketimin durumunu Antalyaspor’un durumunu özetlemekte.
Yönetime gelince yönetim var mı duruş var mı, Nisan 1’de belli olur.
Ama benim bildiğim hazirandaki Antalyaspor Derneği seçimlerinde, eteklerdeki taşlar dökülür, Antalya emaneti geri alır.
Misafirlikte bir yere kadar borç olmuş. 700 hala keklik kebabı, sofrada nasıl olacak, bakacağız, görüceğiz.
Sokaktaki soru şu; hani borçlar ödenecekti.
Nerden çıktı bu 700 milyon, kim yaptı?
100 milyon borç nasıl 700 milyon oldu. Kim yaptı, ne zaman yaptı?
Hazirana deli sorular.
En büyük Antalya…
Yorumlar
Kalan Karakter: