Antalya’da hayat devam ediyor.
Sağ olasın Deniz Kadah.
Cumartesi günü dakika 88’de, Gençlerbirliği’nden 2 puan, kendimizden 1 puan aldık.
14 puana kavuştuk.
Nedense gördüğü kırmızı kartlar ile gündeme gelen Sandro, birdenbire aklıma geldi. Aklım yandı, tüm sezonun bütün iç saha ve deplasmanları aklıma geldi. Kaçanlar var, tuttuklarım var, bunları yazarken ‘ben demedim mi?’ diyenler, bir kez daha haklı çıktı.
O konu bir başka tabii... Neden Sandro aklıma geldi derseniz, kırmızı kartlı maçlardan 6 puan almış olsaydık; başkan, yönetim, siyasi erkan ve camia Avrupa hayali ve şampiyonluk için medyada yer alıyor olurdu.
Eklemeden geçemeyeceğim…
Gençlerbirliği maçının futbolcuları Antalyaspor’un adamlarıdır, sorumluluk sahibi sporculardır.
Basında ve sosyal medyada yönetimine destek yok.
Normaldir…
25 transfer yap, bunların çoğunluğu kötü çıksın.
Borç 340 milyona dayansın, takım düşme potasında kalsın, ben oynamıyorum de ‘Al bilyelerini, ver benimkini’
Oysaki Gültekin Gencer yönetiminin 100 milyon lirayı, daha önceki Hasan Akıncıoğlu yönetiminin 50 milyon TL borcu ödemek için nelere katlanmış oldukları hafızamızdadır..
Süper ligdeki sıralamada, daha başarılı oldukları da gayet açıktır.
Onların da hakkını yemeyelim.
Akıl ve beceri paradan önce gelir.
Bunu Antalya ve Antalyaspor yaşayarak öğrendi. Ali Şafak Öztürk ve yeni yönetimi gelsin diye oyunlar, senaryolar, havai fişekli kutlamalar yapanlar, şimdilerde gemiden ilk atlayanlar oldu.
Gemiden ilk atlayan ‘Kaptan’ olunca; rotayı çizmek, güvenli limana yanaştırmak Antalyaspor taraftarına kaldı.
Tarihe bir bakarsak; rahmetli Atilla Konuk kurucu başkanımız, 1980’lerin efsanesi rahmetli Haşmet Tur başkanımız, 1990’lara adını altın harflerle yazdıran büyük başkan Hasan Subaşı da, Antalyaspor’u kurumsallaştırmak için ne kadar emek verdiler, ne kadar fedakarlık ettiler unutulmaz.
Bundan sonraki ‘siyasi petrol’ destekli ve de meslekli başkanların sonu, hep hüzün olmuştur.
2000’li yıllarda Bekir Kumbul’lu, şimdi de Ali Şafak Öztürk’lü siyasiler, kendi kalelerine gol attılar.
Petrol işini bilmek, ekip kurmak başka, Antalyaspor başkanı ve yönetiminde başarılı olmak başkadır.
Kalbimizde Antalya ve Antalyaspor, aklımızda ise şampiyonluk ve Avrupa hayalleri var.
Ama birde acı gerçekler var..
Tedbir alınmazsa Allah beterinden saklasın Gaziantepspor, Denizlispor, Eskişehirspor örnekleri önümüzde..
Şimdi zaman birlik zamanı…
Haydi Antalyalı…
Bu günlerde onun, bunun, benim gibi siyasi köşeye ihtiyaç duymayanlara bir garip bakılır oldu.
Bizim kalbi tarafımız Antalya, tuttuğumuz takım da Antalyaspor’dur.
Başkanın, başkanların adamı değil, memleketin adamı olmak bize yeter.
Dağ bizim, bağ bizim, Antalyaspor sevenin olsun…
Yorumlar
Kalan Karakter: