Antalya’nın tarihine bakarsak, Taş Devrine kadar gideriz.
Karain Mağarası da buna en iyi örneğidir. İnsanlık tarihi ve yaşamı konusunda dünyada 4. büyük olan Antalya Arkeoloji Müzesi, hem teknikleri hem de kültür yaşam standardı olarak mutlak görünmesi gereken yerlerin başında yer alır...
Antalya’mızın tarihi eski, aynı zamanda büyük ve açık hava müzeleri vardır. Perge, Aspendos Side yada Termessos gibi. Bunların arasından benim dikkatimi Aksu ilçemizdeki Perge Antik şehri çekmiştir. Bizler küçükken, burada pehlivan güreşleri yada büyük deve güreşleri düzenlenir, antik çağın spor ruhu ile modern çağ bir araya gelirdi.
Antik zamandan buralara hayatını koyanların mücadelesi, o zamanın lejyoner savaşçıları, gladyatörleri, akçeli iddiacıları yada idarecileri, yaşamak için kazanma kuralı, sonrasında ödül olarak hayatın ve altınlar...
Yetmedi mi? Doğu romanın, siyasi kudreti de ilave edelim. ‘Yaşasın Sezar, büyüksün… Entrikası bol olan Bizans, yeter ki sen kazan. Büyük ödül senin Bizanslı.....’
Bu güne bakarsak, ihtimallerin ve hayallerin içinde 8 film çekeriz.
Yetmez, bir de Altın Portakal alırız.
Hayallerin içinde para, makam olsun yeter.
Devam edelim.
Eskiden Doğu Roma İmparatorluğu topraklarındaki bu arenalar, şimdi açık hava müzeleri oldu, hatta modern adı ‘Arena’ olan stadyumlar ve salonlar yapıldı.
Para ve Bizans rantiyede yeni vardiyacı oldu.
Hem de havalı, cakalı, beyaz yaka uzman kadrolarıyla.
Spor dünyasının yeni gladyatörleri, siyasileri ve bu işlerin bahisçileri ve idarecileri, dünyanın her yerinde büyük patronları yayıncı kuruluşlar ile paralı havalı hayatlar devam etmektedir. Değişen çağlar olsa da, insanların hep aynı olduğunu kabul etmeliyiz. Para, şöhret ve makam bunların hepsini bir araya getirir. Bunu karıştır, SPOR denilen gücü eline al.
imrenmemek elde değil.
Spor filminin baş oyuncuları Lejyonerler... Afrikalı, Arap yada Rus, Türk farketmez. Lejyonerler hayatlarını ve yeteneklerini ortaya koyarlar. Ya ödüller içinde yaşarlar yada Arenada kayar giderler...1980’den sonra TV ile renklenen futbol dünyasının Maradona, George Hagi Samuel Eto'o, Didier Drogba , Balotelli gibi kölelikten efendiliğe yükselen Lejyonerleri var.
Şimdi Türkiye’den Cengiz Ünder, Enes Ünal bunlara ilave oldu.
İngiltere, İspanya, Fransa, Belçika bu işin merkezi...
Ders alalım, ezber edelim, parayı başarıyı bulalım demek için spor tarihinin arşivine bakarsak neler neler görürüz.
Bizde hikaye, masal, bitmez. Ders konumuz belli: Spor ve kazanç.
Aklını kullan, işini bil ve çalış. Yoğurda üflemeyi de unutma tabii.
Birinci kural bu.
Son 4 yılda çalışkan Lejyonerler, Süper Ligi teslim aldı. Hem de Türk Futbol Federasyonu yetkisiyle. Afrika, Avrupa, Rusya, Japonya fark etmez; Antalya’da başarılı, çalışkan Lejyonerleri, gladyatörleri hazır etmeli..
Serikspor , Kemerspor önemli altyapı takımlarımız olmalıdır. Dünyada para ve başarı altyapıdan geçmekte kabul edelim.
Antalyaspor altyapıdaki tüm çalışma Sezgin Özer kardeşimizde. Her zaman tam destek, hep destek diyorum. Isparta, Afyon, Burdur, Muğla iyice taranmalı, bölgemizin adamları da ihmal etmeyelim, kırmayalım. Sevgi her kapıyı açar, hepimize aşk lazım...
En güzeli Antalya, En büyük Antalya.
Başka aşk yok.
Yorumlar
Kalan Karakter: