YAPIŞKANA İHTİYACIMIZ VAR
Antalya’nın en büyük sorununun kent bilinci olduğunu belirten MMO Antalya Şube Başkanı Ayşen Hamamcıoğlu “İşte bu yüzden ATSO’nun Antalya 4.0 projesini destekliyorum. İçerisinde Antalyaspor’un da olduğu, kent kültürünün de oluşturulacağı bir proje. Antalya’nın kentlik bilincinin oluşturulması adına böyle bir yapışkana ihtiyacı var” dedi.
Hem mühendissiniz hem de bir meslek odasında başkanlık yapıyorsunuz, bu başarı nereden geliyor?
Bizim kendi mesleğimizde hem de örgütümüzde kadın erkek pek ayrılmaz. Türkiye’nin en gelişmiş örgütlerinden biri de makine mühendislerinin bulunduğu MMO. Neden derseniz; daha analitik bir yapıya sahipler. Kafalar daha çok çalışıyor galiba. Kim daha çok çalışıyorsa, kim hangi ihtiyaca ne kadar emek verirse o bakımdan iyidir. Hatta tam tersini söyleyebilirim ben size, makine mühendisliğinde kadın sayısı daha az olduğu için daha da el üstündedir, daha çok önemsenir ve dinlenir. Dolayısıyla, siz bir yere kılık kıyafetinizle girersiniz ama bilginizle ağırlanırsınız. Bunda da durum böyle. Kadın olduğumuz için lafımız dinleniyor evet ama içiniz de doluysa ve ihtiyaçlara karşılık veriyorsanız o zaman baş tacı yapılıyorsunuz. Bizim üyelerimiz gerçekten benim burada olmamdan gurur duyuyorlar, ben bunu hissediyorum.
Antalya meslek odalarının cumhurbaşkanı tarafından çok fazla eleştirilmesine nasıl bakıyorsunuz?
-Antalya meslek odalarının sesinin çok fazla çıkmasından kaynaklanıyor. Bizim sesimiz gerçekten çıkıyor ve toplu şekilde.
Antalya’nın bir stratejik planı var mıdır?
Biliyorsunuz bir sembol bile kararlaştırılamadı. Kent meydanı ile ilgili de bir karara varılması gerekiyor. Bence her şey, her yerde yapılıyor ama bunları yapıştıracak bir yapışkana ihtiyacımız var. Benim gördüğüm eksik bu. ATSO, ‘Antalya 4.0’ diye bir proje başlattı. Bunun öncesinde de sanayi 4.0 endüstri 4.0 diye bizim bir buçuk senedir, yaklaşık 15 günde bir düzenli olarak gittiğimiz bir toplantı var. Tüm paydaşları bir arada olduğu. Doğru bir proje. Geçen bir sunum da yapıldı. Bazı konular belirlendi ve bu konularla ilgili master toplantılar yapıldı. Paydaşlar bir araya getirildi ve her birinin içinde üniversite var. Hem Bilim Üniversitesi, hem de Akdeniz Üniversitesi eğitim görevlileri var. Moderatörler de profesyonel bir firma. Biz kendi içimizde yapmaya kalkışınca zorlanıyoruz ama bu şekilde bir sonuca bağlayabiliyoruz. İçinde Antalyaspor’un da olduğu, kent kültürünün de oluşturacağı o yapışkan burada olacak. Daha önce de yapıldı ama uygulamada sıkıntı oldu. Sıkıntı şu; Bu ülkede denetleme mekanizmaları çalışmıyor. Biz her türlü kanunu çıkarıyoruz, ancak yetmiyor. Kadınlarla ilgili bir kadın kurultayı yaptık, arkasından 8 Mart Kadınlar Günü’nde ‘Kadınız biz, Mühendisiz biz’ diye bir çalışma yaptık. Çok da güzel oldu. O çalışmada üniversitede hoca olan Avukat Eylem Hanım da geldi. Kanunları anlattı. Kanuna bakıyorsunuz; kanunlar gayet iyi, her şey de var. Ama uygulamayı esasa aldığında sıkıntılar var. Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’e gittim. Eskişehir’de bilim merkezi hazırlıyorduk, Expo’da da biz hazırlamıştık İKK Kadın Komisyonu olarak. Eskişehir’de bindik otobüsüne bir yere gideceğiz, bir şey yiyeceğiz sorduk nerede diye, birisi dedi ki: Biliyor musunuz bizim başkanımız yeni bir park yaptı orda da yapılıyor. Şoför de hemen ekledi: Evet eğer oraya giderseniz bizim şu da var diye. Bu nasıl bir aidiyet bir duygusudur. Şehrin kültürüne bakar mısınız? İnsanlar bizim diyerek şehri sahiplenmişler. Evini değil, evinin önünü değil, mesleğini değil, şehri sahiplenmişler. Dolayısıyla biz ya valilik önderliğinde ya da başka şekilde biz de böyle bir şey oluşturmalıyız.
Antalya’da bunu yapmak daha zor olmaz mı?
-Hayır, Antalya’da daha kolay çünkü kültürel bir alt yapı var burada. Antalyaspor bunun başı olmalı, ATSO bir kampanya başlattı, buna çok önem verilmeli.
ATSO bir çağrıda bulunmuştu Antalyaspor ile ilgili?
Antalyaspor’un birçok koltuğu boş. Bu maçlara hiç çocuklar götürülüyor mu örneğin. Ben başka bir takım tutabilirim hiç fark etmez ama aynı zamanda insan yaşadığı şehrin takımının da taraftarıdır. Dediğim gibi Antalyaspor bu anlamda çok iyi bir yapışkandır. Antalya metropol bir kent, bazen denir Antalya’da Antalyalı mı var diye. Ben Edirne’den geldim ama hiç kabul edemem ben Antalyalıyım. Antalya’da yiyip içiyorsam Antalyalıyım.
Bu kadar çeşitliliğin olduğu bir şehirde kent kültürü nasıl oluşabilir?
İşte o yapışkan dediğimiz şeyler olursa, önce bir tanışıyorsun sonra gönüller tanışıyor, sonra bir sahiplik oluyor. Önce bir kaynaştıralım bakalım, sonra herkes nasıl komşunun çöpüne de sahip çıkıyor, çukuruna da görelim. Mesela Ali Çandır’ın yaptığı YÖREX Fuarı, bence dört dörtlük bir proje. Bugün Almanya’da yapılan ihtisas fuarlarının Antalya’ya taşınmaması için bir engel var mı? Antalyaspor, fuarlar, müzeler bunlar hep yapıştırıcı etmenler. Antalya bir müzeler şehri oluyor, gönülden destekliyorum. Doğu Garajı’nda bir müze yapılıyor olması, kadın müzesinin gündeme gelmesi, Perge’de sütunların kaldırılıyor olması yani bunlar yapıştırıcı etmenler.
Bu kentin mülki amiri var, meslek odaları var. Bu kentte sahiplenecek insanlardan bahsediyorum, Bir araya gelip de kenti birleştirecek projeler yapsa?
-Böyle proje var zaten, ATSO şuan yapıyor. Antalya 4.0 böyle bir proje. Bu projeye sadece endüstriyel temalar işlenmiyor.
Şehri yönetenlerin yaptığı projeler arasında yapılmaması gereken ve Antalya'yı olumsuz etkileyecek bazı projeler de var fakat bunlara karşı çıkacak hiç bir muhalif ses yok bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Üniversitelerimizi ve bilim adamlarımızı gerçekten işin içine katarsak ve onlara saygı duyarsak, yapısal reformları güçlendirirsek, bunu başarabiliriz. Bugün Hindistan ya da Güney Kore modeline bakın. Biz nasıl yapacağız? Biz mesela ''minik mucitler geleceğin makineleri'' konulu bir yarışma düzenledik geçen sene. 48 bin kişiye ulaştık, 400 PDR öğretmenine eğitimler verdik. Mentörlük yaptık. Neden? 4 yaşındaki çocuktan, 12 yaşındaki çocuğa kadar bir yarışma yaptık. 3 kategoride. Dedik ki: Hayal edin, geleceğin makinelerini yapın. Birincilik kazanan çocuk, ihtiyacını belirlemiş, projeyi üretmiş ve çözümü almış. Bunu öğrettik biz, PDR öğretmenleri de bunu öğrenmek zorundaydı. Doğru insanlar mühendislik kısmına geçsin diye yapıyoruz bunları. Aile keşfetsin, çocuğu yönlendirsin.
Kurslarınız da var değil mi?
Kurslarımız var, uygulamalı eğitim merkezi açtık. 2015 -2016 yılı bizim 12. dönemimizdi. 25 bin asansör denetimi yapıldı. 77 tane MİEM -meslek içi eğitim merkezi- kursu gerçekleştirdik. Mühendise verdiğimiz uzmanlaştırma kurslarıydı bunlar. Bilirkişilik eğitimiyle birlikte 2550 tane sertifikalandırma yaptık. 450’si bilirkişilik için. Türkiye'deki ilk bilirkişilik eğitimlerini Antalya Makina Mühendisleri Odası açtı. 120 özel seminer düzenledik, kanunları anlattık, yeni yönetmelikleri anlattık. Mühendislikteki yeni gelişmeleri anlattık, fuarları anlattık. 30'un üzerinde kahvaltı ve yemek organizasyonu yaptık, bunu üyelerimize yaptık. 684 tane asansör uygulamasıyla mesleki denetimi yaptık.
Mekanik tesisat projesi denetim yaptık 2434 kez. Öğrenci üyelerimize yönelik 16 tane teknik gezi yaptık.
Öğrenci üyeler kısmını biraz açabilir misiniz?
Bizim komisyonlarımız var 15 tane, bu komisyonlardan biri de öğrenci komisyonu. üniversitede okuyan herkesi, okula başladıkları il gün makine mühendisliğin ilk adımı attınız sektörümüz budur diyerek anlatıyoruz. Sektörde hangi dala yöneleceksiniz, temel dersleri göreceksiniz diye anlatıyoruz bölüm başkanı Hikmet bey ve İbrahim hocamız ile. Makine mühendislerinin örgütlü yapısı budur diyoruz. Uzmanlaşmak istediğiniz konularda da MİEM dediğimiz birimde her bölümün kurslarını veriyoruz düşük bir fiyatla. O belgeyi alanlar projeler yapıyor.
Denetleme konusunda sıkıntı nedir?
Denetleyenlerin de denetlenmesini istiyorum. Özellikle asansör denetleyenler aylık kontrol yapıyor, bu tamamen ticari faaliyet. Ne yapıyoruz biz? Biz de gidip onları denetliyoruz. Diyoruz ki bu söylediği doğru, bu yanlış, bu da eksik diyoruz. Biz senede 1 kez yapıyoruz, o 12 kere. Bizi de her ay sanayi bakanlığı denetliyor. Yani denetleyen, denetlendiği zaman sorun çıkmıyor. Okullar denetleniyor mu? Yada okula kim çıktı, kim girdi diye bilimsel bir denetleme var mı?
ENERYA İLE YENİ ANLAŞMA YAPTIK
Kapıya kadar gelen doğalgazın daireye bağlanması neden bu kadar yüksek maliyetli?
Bu bağlatmada aşamasında makine, borular, tüm sistem içine dahil ediliyor, yani bu fiyat çok normal. 5 bin ile 7 bin lira arası değişiyor. Proje çiziliyor, sırf malzeme olarak düşünmeyin. O binaya girecek Enerya bir proje istiyor. Bir baca istiyor. Biz şimdi Enerya ile yeni bir anlaşma yaptık, bütün bacaların yapımından itibaren biz müşavirlik yapıyoruz. Gazı ölçüyoruz. Bu yeni bir uygulama.
YAT LİMANINA BİR ASANSÖR DAHA GEREKLİ
Yat limanında bulunan asansör yeterli buluyor musunuz, bakımını kim yapıyor?
Muratpaşa'ya girdiği için bakımını biz yapıyoruz. Asansörün yeterli olmadığını, bir tane daha yedeğinin olması için iki tane olmak zorunda olduğunu düşünüyorum. Bir de Antalya gibi bir yerde yaşlı turistlerin ve zengin turistlerin geldiği bir yerde iki tane asansör, hele de marinada olmak zorunda.
ANTALYA’DAKİ İHALELERE ANTALYA ESNAFI GİRMELİ
Geçtiğimiz ay EXPO alanındaki teknolojik aletlerin bakımı için bir ihale yapıldı bu ihale hakkında ne düşünüyorsunuz?
-Bu ihaleyi Antalya esnafı alamadı maalesef, bu tip işlerde Antalya esnafına öncelik tanınması gerektiğini düşünüyorum. Ben bu mesajı Menderes Bey'e vereyim. Burada yapılan bir işe Antalya esnafı girmeli ki Antalya'nın esnafı para kazansın. Ankara'dan gelen adam buradaki parayı alıyor, orada harcıyor. Bu para burada kalmalı.
TARIMSAL FAALİYETLERİMİZİ GELİŞTİRMELİYİZ
Tarım konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bizim bir kere örtülü tarımımız var, kışın lastik yakıyoruz ve orayı ısıtıyoruz. Bazen odun, kömür ya da yağ yakıyoruz. İşte havayı kirletiyoruz. Havayı kirleten en büyük etmenlerden biri de bu. Ya da orada otomasyon sistemleri kullanıyoruz. Kullandığımız bu otomasyon sistemleri de dışa bağlı ve yurt dışından geliyor. İşte bizim temel olarak bunlara eğiliyor olmamız lazım. Antalya'nın üçte biri tarım değil mi? Dolayısıyla bizim tarımsal politikalarımızı yönlendiriyor ve geliştiriliyor olmamız lazım. Mesela Antalya'da yerli tohum kullanıyor olmamız lazım. Antalya havzasında yerli tohum kullanılıyor ve tüm otellerde yerli tohumlardan üretilen sebze ve meyveler kullanıyor, Akdeniz deniz mutfağı budur denmeli. Bizim havayı ölçmemiz, yangını ve gazı binalarda denetlememiz lazım. Bunun için yetki istiyoruz. Denetleme yetkimiz var fakat bir yaptırım gücümüz yok. Denetleyenleri denetleyenler kısmına ihtiyacımız var. Bir başka konuda, tarımda bir denetleme getirilmeli. Kim ne yapıyor diye, amacımız da hava kirliliğini engellemek ve tarımdaki verimi arttırmak için mühendislerden destek alınmalı.
TEKNİK MÜDÜRLERİN MÜHENDİS OLMASI GEREKİYOR
Makine mühendisleri olarak bir çok alanla ilgileniyorsunuz?
Evet her alana fazlasıyla giriyoruz. Mesela turizmde ben şuanda Antalya'daki teknik müdürlere baktığınızda makine mühendisi çok fazla yok. Biz bunu inceledik şuanda merkezimizde bir işletme mühendisliği eğitimi oluşturduk. Bundan sonra belki de kanun gelecek ve büyük işletmeler mühendislere teslim edilecek. Bugün Shemall ve Terracity'de mühendis arkadaşımız var. Birçok yerde teknik müdür var ama mühendis yok. Daha güvenli çalışma sağlayacak bir makine mühendisi olması lazım ve bunun da işletme mühendisi olması lazım. İşletme mühendisleri de bize üye oluyor bu arada. Neden önemli çünkü; turizmde meydana gelecek herhangi bir patlama ya da herhangi bir sıkıntı her şeyi ters teptirebilir. Bizim en önemli sermayemiz Antalyalılar olarak tarımımız ve turizmimiz var. Dolayısıyla burada olabilecek herhangi bir şeye karşı bizim çok sağlam sahip çıkmamız gerekiyor.
Bunun için yasa değişikli mi gerekiyor?
-Belirli standartlara erişmiş işletmelerin mühendisler tarafından işletiliyor olması lazım.
LİDER KADINDAN, ÇOCUKTAN GEÇEREK OLUNUR
Peki bir kadın olarak siyasi partilerin kadın kotalarının olmasını nasıl buluyorsunuz?
Siyasi partilerin kadın kotası olması, siyasiler için utanç verici bir şey olmalı çünkü buna ihtiyaç duyulmaması lazım. Türkiye’de yaşayan bir erkeğin bundan utanıyor olması lazım. Çünkü kadınlar yapısal olarak biraz daha narin yani fiziksel olarak söylüyorum. Bu konuda öncelik tanınmıyor olması zaten kötü bir şey. Ülkelerde gelişmişliğe baktığınızda kadınların ve gençlerin daha fazla olduğunu görüyorsunuz. Bilim irfan sahiplerinin o daha fazla olduğunu görüyorsunuz o ülkede. Atatürk bize bunu aşılamış. Dünyada ilk defa çocuklara bayram hediye etmiş, kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermiş. Lider nasıl olunuyor? Kadından, çocuktan geçerek olunuyor.
Kadın kolları sizce neden kuruluyor, erkek kolları kurulmuyor?
-Erkek o kadar baskın ki, ihtiyaç duyuluyor ve kadın kolları kuruluyor. Erkekler demiyor ki sen de siyasete gel, ya da demiyor ki sen çocuğu doğurdun ben de büyüteyim. Kadın 9 ay karnında taşımak zorunda o süre zarfında da çalışamıyor ama ben ileri de bunun da değişeceğine inanıyorum.
TEK KADIN BAŞKANIM
Yönetiminizde kaç kadın bulunuyor?
3 kadın bulunuyor, hem de sekreterimiz de kadın. Şuanda Türkiye’de 140 bin mühendis var ve ben tek kadın başkanım. Yönetimimiz 14 kişilik fakat genel makine mühendislerinin sadece yüzde 8’i kadın. Bizim meslekte kadının az olması belki biraz kıymetlilik yaratıyor ama önemli olan ihtiyaçlara verilen karşılıktır. Kadın başkan olmaktan da çok mutluyum, her zaman da olabilirim.
Antalya için önerilerinizi nelerdir?
Sağlık sektörü, müze kültürü ve spor kültürü fuarcılıkla birleştirildiği zaman Antalya’da bence bir patlama olur. Çünkü fuar alanının da fiziksel koşulları çok müsait. Ben fuar alanında da çalışmak isterim çünkü orada da yapılacak çok şey var. Her türlü konunun uzmanlık alanı var mesela; eğitimle ilgili doğru dürüst bir fuar yok Antalya’da. Okul tanımından çok eğitimle ilgili ve danışmanların katıldığı bir fuar. Her türlü konuda olabilir. Workshopların yapıldığı bir çalışma yok. Mesela Expo alanı kullanılabilir. Çünkü otel kapasitemiz yeterli. Futbol turizmi burada yapılabilir.
USTALIK DÖNEMİNDEYİM
MMO’da artık ikinci döneminizdesiniz?
Başkanlığımla ilgili olarak iki sene çok çabuk geçiyor, iki sene zaten çıraklık dönemi yani bizim 20 senedir belirli bir düzen vardı. O düzeni yeniden yapılandırdık. Aynı grubu biz de destekledik, biz de aynı grupta vardık ama yapısal değişimleri yapmak gerekiyordu. Bu dönemde yapılan değişiklikleri oturtmak zaman aldı. İkinci dönemimizde ise daha rahatız, sistemi oturduk artık icraatlarda fazlalık olabilir. Ustalık dönemine geçmiş oluyoruz. Biz istemediklerimize konsantre olmayan, istediklerimizi parlatan ve öne süren, bunlar içinde proje öne süren bakış açısıyla yolumuza bakıyoruz.
Yorumlar
Kalan Karakter: