Salı Sohbetlerinin bu haftaki konuğu Antalya İş Adamları Derneği (ANTİAD) Başkanı Ersen Göksan oldu. Ersen Göksan ile Antalya ekonomisini, 24 Haziran’da yapılacak olan seçimin Türkiye ve Antalya ekonomisine etkilerini, derneğin plan ve projelerini konuştuk.
Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1977 doğumluyum. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. Hatay'da doğdum. 20 yıldır Antalya'da yaşıyorum. Eşim ile birlikte aynı ofiste hukuk bürosu işletiyoruz, eşim meslektaşım aynı zamanda. Şirketler hukuku, ticari hukuk, taşınmaz hukuk ve enerji hukuku uzmanlık alanlarım. Derneğimizin kurulduğu tarih 2012 yılından bu yana 6 senedir derneğimizin üyesiyim. Sırasıyla yüksek istişare kurulu görevi, başkan yardımcılığı görevi ve üyelerimizin bizi layık görmesiyle başkanlık görevini yürütüyorum. Ocak 2018 tarihinden bu yana. Evliyim ve 3 çocuk babasıyım.
Siz başkanlığa geldikten sonra ANTİAD'a bir hareket geldi. Derneğin çalışmaları konusunda çok aktifsiniz. Sizinle birlikte ANTİAD'da neler değişti?
ANTİAD'ta kendimi dışarıda bırakmak istemiyorum bu süreçte, iyi bir seçim havası yakalandı. Özellikle değerli rakibim ve ben ayakları yere basan ama üyeleri ikna etmeye yönelik kampanyalar düzenledik. Bu kampanyalar Ocak 2018 seçiminden sonra yapmayı taahhüt ettiğimiz projelerdi. Projelerde Ocak 2018'den itibaren hayata geçmeye başlayınca çok hızlı ivme aldığımızı düşünüyorum. Aslında seçim, genelde Antalya'da derneklere çok yaramaz denir, tek aday girsin denir ama ben farklı kanaatteyim. Çünkü seçmen iki sene sonra unutmuyor. Bir de seçmen kitleniz iş adamı olduğu için, işin adamı hangi sözün verilip neyin unutulduğunu çok iyi hatırlıyor. Adımlarınızı iyi atmak zorundasınız. Kafanızdakileri doğru ekiple, doğru planlamayla gerçekleştirmek zorundasınız. Aslında bu sadece seçim sürecindeki derneğimizin projelerini yerine getirmeye başlanmasından ibaret. Bir de şöyle bir durum var, bizim seçim döneminde de iddiamızdı; ANTİAD’ı en iyi ve en etkili iş adamları derneği yapmak. Bunun için çalışıyoruz. Bu tabi bir süreç, henüz 3 ay oldu. Önümüzdeki süreç çok daha seri bir şekilde ilerleyecek. Seçim atmosferine de giriyoruz. Çok daha güzel işler yapacağımızı düşünüyorum. Gerek Antalya'mıza, gerek Antalyalılara, gerek de dernek mensubu üyelerimize çok daha iyi hizmetler vereceğimize inanıyorum.
Derneğin ismini ‘Antalya İş İnsanları’ derneği olarak değiştirecek misiniz?
Düşünüyoruz ama isim değişikliği, isimde değil tüzük değişikliği olarak olabiliyor. Biz onu seçime geldiğimiz tarihten, 6 Ocak'tan bu yana her yönetim toplantımızda aşağı yukarı dile getiriyoruz. Tüzük değişikliğini öncü üyelere sunacağız. Bunu Antalya İş İnsanları Derneği olarak değiştirmeyi planlıyoruz, diyeceğiz. Bunun takdirini üyeler verecek ama zaman, çağa ayak uydurulması gerektiğine kanaat edileceğini gösterecek diye düşünüyorum.
Logo sabit kalacak mı?
Evet sabit kalacak. İsim de sabit kalacak. ANTİAD, Antalya'nın en güzel iş adamları derneği ismi. Çünkü çok sade, ne sağında, ne de solunda bir şey var. Antalya İş İnsanları Derneği olarak isimin değişimini ve tüzüğün değişimini de üyelerimize sunacağım. Üyelerimiz de kabul görürse değişim yapacağız. Özellikle derneğimize çok fazla kadın üye de alıyoruz. Şuan 9 kadın üyemiz var. Bu üye sayısı da artacak.
Toplamda kaç üyeniz var, alımlarla ilgili bir çalışmanız var mı?
Toplamda 148 üyemiz var. Tabi ki çalışmalar yapacağız. Seçim atmosferi ve derneğimizin basın ile Antalya'nın gözünde yarattığı algı, derneğimizi çok daha elit hale getirdi. İş adamları, derneğimize üye olma talebinde bulunuyorlar. Bizler de tabi bu alımları daha seçici ve dikkatli bir eleme ile gerçekleştiriyoruz. Derneğimizin bir üye alma komisyonu var. 3 kişiden oluşan bir heyet üye alma komisyonumuz, belirli kriterleri masaya yatırdık komisyonumuzda. Bu kriterler doğrultusunda seçimleri yapıyoruz. Şuanda hali hazırda, 10 ya da 12 civarında üyelik talebi var. Bu talepler konusunda acele etmiyoruz, sırasıyla değerlendiriyoruz. Üyenin Antalya'daki profili, tanınmışlığı, istihdamı ve cirosu gibi noktalar önem taşıyor. Bu kriterler, derneğin ismine daha yakışır hale getirilmesini sağlayacak üye profilidir.
SOSYAL KONULARA EĞİLİYORUZ
Başkanlığa geldiğinizden bu zamana kadarki süreçte çok çalışma yaptınız, geri dönüşler nasıl oluyor?
Tabi her hareketinizin muhakkak bir sonucu oluyor. Yani neden ve sonuç ilişkisi. Siz ne kadar olumlu hareket ederseniz, ne kadar Antalya halkına, üyelerinize kendinizi ne kadar sevdirirseniz muhalefeti olsun, size destek verenler olsun herkese kendinizi kabul ettirirsiniz. Elbette ki bu üç buçuk aylık süreçte olumlu olduğunu düşündüğümüz eleştiriler olduğu gibi olumsuz eleştiriler aldık. Tabi bunlar bizi her zaman daha iyisini yapmaya sevk etti. 3 buçuk aylık süreçte, hızlı bir ivme yakaladığımızı düşünüyorum. Özellikle sosyal konulara ciddi anlamda parmak bastığımızı düşünüyorum. Afrin'de şehit düşen askerlerimiz ve gazilerimizle ilgili düzenlediğimiz etkinlikler, aynı zamanda Dünya Kadınlar Günü için kadınlarımızla buluşmamız ve ulusal çapta yaptığımız reklamlar, sadece Antalya'da değil Türkiye'de de ses getirdi. Üyelerimiz şuan memnun, tabi üyelerimizle bir danışma kurulu toplantısı yapacağız, temmuz ayında yapmayı planlıyoruz. Kendilerine soracağız, 6 aylık periyotta neler yaptık anlatacağız. Onlar da bize geri bildirimlerde bulunacaklardır, şunları yapsanız daha iyi olur ya da şunlar eksik diyeceklerdir. Üyelerden aldığımız geri bildirimlerle de, ondan sonraki 6 ayı hedefliyoruz.
ÇALIŞTAY YAPMAYI PLANLIYORUZ
Üyeler dışında genel olarak yaptığınız çalışmalar var mı, ya da olacak mı?
Öncelikle, önümüzdeki süreci iyi takip etmemiz gerekiyor. 23 Nisan için ilkini gerçekleştirdiğimiz daha önce yaza merhaba adı altına düzenlediğimiz ancak, çocuklarımızı da unutmayarak yaza erken girdiğimiz şu günlerde bir etkinlik düzenliyoruz. Bu etkinlik ANTİAD 23 Nisan Çocuk ve Bahar Şenliği. Burada çocuklarımıza; 'Uçurtmanı al da gel' teması ile seslendik. Üyelerimizin çocuklarıyla hoşça vakit geçirebileceği bir platform oluşturduk. Aynı zamanda yetişkin üyelerimize de bir barbekü partisi ile daha fazla sosyalleşme imkanı verdik. Ayrıca Ramazan ayı geliyor. İftar programı yapacağız, kutsal ayımızda tasarlayacağımız yeni bir tema ile Antalya halkına seslenmeyi, tüm siyasiler ile belediyeleri bir araya getirmeyi, ortak bir platformda buluşturmayı, Antalya halkına ortak bir mesaj vermeyi ve akabinde bir tüzük değişikliği yapmayı planlıyoruz. Siyasi gündemi yakalayıp 24 Haziran seçimlerine Antalya İş Adamları Derneği olarak da iyi hazırlanmayı, ANTİAD üyelerimizin taleplerini siyasilere dile getirmeyi planlıyoruz. Bu da bizim için iyi bir fırsat olacak. Daha sonraki süreçte de ekonomi çalıştayları ve formları yapmayı planlıyoruz. Antalya'nın ekonomisine ve ekonomik sorunlarına üyelerimiz nasıl fayda sağlayabilir diye bir çalıştay planlıyoruz. Hocalarımızdan, siyasilerimizden destek alarak düzenleyeceğiz. Bu çalıştay ile Antalya gündemine oturmayı ve Antalya gündemini belirlemeyi, Antalya sorunlarına gücümüz yettiğince müdahalede bulunmayı planlıyoruz.
Seçimin Antalya üzerinde olumlu olumsuz etkileri nasıl olacak?
Aslında piyasalar olumlu bir hal almaya girmişti, Antalya genelinde. Yani Dolar ve Euro’daki yükselişten bahsetmiyorum. Türkiye genelinde ve Türkiye’nin jeopolitik konumundaki değişikliklerden bağımsız olarak turizmde olumlu bir ivme yakalanmıştı. 2015, 2016 ve 2017'de yaşadığımız sıkıntıları yavaş yavaşa atlatıp; yaraları sarmaya başlıyor gibiydik. Ancak, seçimler tekrar yönün ekonomiden ziyade siyasilere kaymasına sebebiyet verdi. Aslıda seçimin bu kadar erken yapılmasını olumlu görmüyorum. En azında birkaç ay Antalya'nın ve Türkiye'nin buna hazırlıklı olması gerektiğini düşünüyorum. Tabi bu bizim takdir alanımızın sınırlarında olan bir şey. Seçime kadar havanın olumlu olacağını düşünüyorum.
SEÇİM TURİZM ETKİLEYECEK
Seçim turizmi etkiler mi?
Turizmi muhakkak etkiler. Çünkü çalışmalar hep turiste ve turizme yönelik. Bu çalışmalar, bir nebze olsun askıya alınacak. İster istemez siyasi belirsizlik ortaya çıkacak. Bu belirsizlik turizm sektörünü de etkileyecek. Yatırımları da etkileyecek diye düşünüyorum. Yatırımcı olmadan turizm ayakta kalmaz. Yatırımcının da doğru hamleler yapabilmesi için 24 Haziran'dan sonrasını görebilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabi bu benim naçizane fikrim. Bu anlamda risk alanlar da kazanabilir.
YATIRIMCI ENDİŞELİ
İş adamları da seçimin bu kadar erkene alınmasından dolayı endişe duyuyorlar mı?
Duyuyorlar, çünkü Antalya için turizm programı, bir önceki kış ayında yapılır. Şimdi bütün planların yapıldığı bir dönemde birden bire seçim havasına giriyorsunuz. 24 Haziran sonrasındaki olası siyasi belirsizlik, sıkıtı yaratabiliyor. Çünkü seçim, tam sezona denk geliyor.
Antalya ekonomisi sadece turizm sektöründen ibaret değil. Siz iş adamları olarak ekonominin nabzını tutuyorsunuz, Antalya'da diğer sektörlerde ekonomik durum nedir?
Biliyorsunuz son bir aylık bir süreçte kurlarda ciddi bir yükseliş söz konusu. Bu yükseliş tüm maliyetlere de yansıdı. Antalya, sadece turizmde değil, inşaat ve tarım sektöründe de sac ayağı var. İnşaat maliyetleri arttı. Müteahhit olup, inşaat mühendisi ve aynı zamanda inşaat malzemelerinin tedarikini sağlayan birçok üyemiz var. Hatta üyelerimizin çoğunlu bu sektörde ve yiyecek içecek sektörüyle birlikte ciddi bir kalem oluşturuyor. Maliyetlerinin artması tüketici maliyetlerinin artmasına da sebebiyet verdi. Bireysel maliyetlerin de artmasına sebebiyet verdi. Şuan inşaat sektörü de durmuş durumda. Ancak ikinci el dediğimiz bina satışlarında biraz hareketlilik var. Birçok müteahhidimiz şuan bekleme pozisyonunda. Kurun sabit bir hal almasını ve dengeye oturmasını bekliyorlar.
Tarım sektörü insanların tarımsal alanları daha çok inşaat alanlarına dönüştürme hevesiyle birlikte, tarım sektöründe de bir yavaşlama söz konusu oldu. Tarımsal kullanım alanlarımız azalıyor. Seracılık faaliyetleri ile ilgi Rusya ile inişli çıkışlı ilişkilerimiz, halin inişli çıkışlı durumlar sergilemesine sebebiyet veriyor. Bu da aslında tarımsal faaliyetlerimiz ile ilgili sıkıntılar yaratıyor. Turizm göreceli olarak diğer iki sektöre göre daha hareketli ve olumlu bir havadaydı. Bakalım 24 Haziran öncesinden sonrasına kadarki süreçler biraz daha askıda kalacak gibi gözüküyor.
Üreticiyi tekrar üretime teşvik etmek gerekiyor, bu konu hakkında düşünceleriniz nelerdir?
İthal edilen tohumun maliyeti artıyor, her şeyden önce. Eğer ıslah etmiyorsanız ve ithal ediyorsanız tohumu bunun maliyeti artıyor. Bunun basit tabiri ile ilgili tarım sektöründen bir insan değilim ama neden sonuç ilişkisi olarak etkilediğini görebiliyorum.
TİCARİ İLİŞKİLER OTURACAK
Üyelerin birbirleri ile ekonomik iş birliği ne durumdadır, bununla ilgili çalışmalar var mı?
Her şeyden önce bir şeye başlayabilmek için o yapının sağlam temellere oturması gerekiyor. Ne kadar kendinizi medyada ya da başka bir yerde büyük bir yermiş gibi algılamaya çalışsanız da temel yapınız ve kurumsal yapınız zayıfsa o balon bir süre sonra ister istemez sönecektir. Bizim üyelerimizi arasındaki ilişkiye şöyle önem veriyoruz; biz bunun için sadece ticari koordinatör bir yönetici atadık. Üyeler arasındaki ticari ilişkinin tanzimi için. Aynı zamanda anahtar yönetici dediğimiz yönetici kavramını yetirdik. Her yöneticimiz en az 10- 12 üyeden sorumlu. Bu 10-12 üyenin faaliyetlere katılmasını planlıyor, kendi aralarında küçük toplantılar düzenliyor ve ticari koordinatör yönetici ile birlikte çalışarak; hangi ürün hangi firma tarafından tedarik ediliyor, hangi firmanın hangi ürüne ihtiyacı var diye tespit ediliyor. Bu tespit edilen durumlar için ilgili üyeler birbirleri ile görüştürülüyor, karşılıklı teklifler ile alışveriş yapılması sağlanıyor. Bu çalışmaya yaklaşık bir ay oldu başlayalı ama önümüzdeki 2-3 aylık periyotta ticari ilişkiler oturacaktır. Aynı zamanda, geleneklerimize bağlı kalmaya çalışıyoruz. Yeni kurulan bir derneğiz 2012 yılında kurulduk ama gelenekselleşme süreci yaşanıyor. Tekrardan bir fuar organize etmeyi planlıyoruz. Yeni üyelerin birbirleriyle ticari alışveriş edebilecekleri. Böylece Antalya halkına da açılabilecekler.
BÜTÜN ‘SİAD’LAR BİRBİRİNİN AYNISI
Antalya'da çok fazla iş adamları dernekleri açılmaya başlandı bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunu diğer SİAD'taki arkadaşlarımızla da konuşuyoruz. Aslında bu sadece Antalya'nın değil, Türkiye'nin sorunu. Egolar çok önemli, ben yaparım diyen ya da seçimde kaybeden tarafın küsmesiyle ortaya çıkan SİAD'lar var.
Farkınız nedir diye sorduğunuzda; aslında çoğunun birbirinden bir farkı yok sadece yerel bazda farklılıklar var. Yani biri Konyaaltı'na özgü biri Muratpaşa'ya ya da Döşemealtı'na. Vizyon ve misyonlarınıza baktığınız zaman aslında hepsi aynı. Birbirlerinden örnek olarak hazırlandıklarını görebiliriz tüzüklerine baktığımızda. Aslına egolar bir kenara bırakılıp sadece üyeleri ve Antalya düşülse, bir çok kurumun birbirinden farkı da yok. Seçim döneminde kaybedenin dernek kurduğu çok hikaye vardır, bu Antalya'da da böyleydi, Türkiye'de de.
ORTAK SES OLMALIYIZ
Peki ne yapmak lazım?
Özellikle egosuz birbirine yakın tavır sergilemek lazım. Göreve geldiğimizden bu yana bütün SİAD’lara kucak açmaya özen gösteriyoruz. Hepsine yaklaşmaya özen gösteriyoruz. Aslında birbirimizden farkımızın olmadığını ifade ediyoruz. Tabi siz bir derneği kapatıp da, başka bir derneğe üye olamazsınız ama bu saatten sonra yapılabilecek şey ortak projeler üretebilmek ve ortak akılla hareket edebilmek. Antalya ve Antalyalılar için kişisel egoları bir kenara bırakıp ses getirecek projeler yapmaktır. Çalıştayı bunun için çok önemsiyorum. Çalıştayda diğer SİAD'larla birlikte çalışma teklifi yapmayı amaçlıyoruz.
Neden SİAD'lar Antalya'yı ilgilendiren bir konuda ortak akılda buluşamıyorlar?
Herkes aslında o beslendiği egodan kaynaklı olarak, 'ben farklıyım' ı göstermek istiyor. Aslında çok farklı değil. Şunu çoğu zaman tabi bunu SİAD'ları eleştirmek için söylemiyorum; bireysel insanı, toplumu, topluma ve hayata bakış açısı olarak görüyorum. Hepimiz birer insanız, karmaşık bir organizmadan ibaretiz ama bir elimiz olmadığı zaman bir tüm insan vücudunun yaptığından az işlev görürüz. Beynimiz olmadığı zaman fiziksel fonksiyonlarımız otomatik hale gelir, sinir sistemi ile hareket ederiz. Midemiz olmadığı zaman hareket edemeyiz, yemek yiyemeyiz. Aslında bütün bu SİAD'lar, kamu kuruluşları, STK'lar hasta bir vücudunun parçalarını oluşturuyor. Bilsek ki bütün hepsine ihtiyacımız var; ben el de olsam, kafa da olsam ya da en ufak bir uzuv da olsam bu toplum için yararlıyım. Kişisel olarak bir kenara bırakabiliriz. Ama sorun buradan kaynaklanıyor. Herkes beyin olmak istiyor.
SİYASETE GİRMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM
Ümit Uysal ile yakınlığınızın şuan bu mevkide bulunmasına etkisi olduğu düşüncesi kulağınıza geliyor mu?
Bana böyle bir şey hiç gelmedi. Kulvarlar çok farklı, ümit Bey Benim üstadım. Ben onun stajyeriydim. Yanında staj yaptım. Daha sonra birlikte çalıştık. Birlikte çalışmamızın 5. yılından sonra da 10 yıl birlikte çalıştık, ortak olduk ve ortak olarak çalışmaya devam ettik. Ümit Bey ile biz 2009 yılında ayrıldık. Yani, bundan yaklaşık 9 sene önce ayrıldık. Ümit Bey kendine çok farklı bir kulvar çizdi ben de kendime farklı bir kulvar çizdim. Siyasi düşüncelerim oldu ama hep siyasetten bağımsız hareket etmeyi uygun gördüm. İşime ve genel anlamda, bütünleştirici iş dünyasına kendimi adadım. Bu nedenle söylediğiniz bana aslında çok komik geliyor. En ufak bir konuda hani bir destek almışlığım ya da bu konu ile ilgili bir görüşmüşlüğümüz yok. Ağabey- kardeş olarak yine görüşüyoruz. Benim büyüğümdür severim sayarım ama tam aksi durumla karşılaştım diyebilirim. Tam aksine benim için negatif etkisi oldu. Bunlarla ilgili ciddi anlamda da mücadeleler ettim.
SİYASETİ DÜŞÜNMÜYORUM
Siyasete girmeyi düşünüyor musunuz?
Yok düşünmüyorum, ben böyle hizmet etmekten daha büyük bir keyif alıyorum. Karşılığını görmekten keyif alıyorum. Gülen yüzler, gülen üyeler ve nispeten de olsa etkimiz ölçüsünde gülen Antalya görmekten büyük keyif alıyorum. Siyasi, ideolojik bir düşüncem var ama siyasi bir hedefim yok açıkçası şimdilik, tabi zaman ne getirir o belli olmaz.
Antalyaspor ile ilgilisiniz, takımla ilgili genel düşünceleriniz nelerdir?
Bir şehrin en önemli simgelerinden birinin spor olduğunu düşünüyorum. Özellikle o şehre, o şehrin coğrafyasına ve kimyasına uygun spor dallarının geliştirilmesini gerektiğini düşünüyorum. Bu şehre, ayakkabıcısından tutun, medya sektörüne, yani her sektörü etkileyen bir durum. Alınacak olan her 3 puanın ciddi bir maddi getirisinin olduğu, bu getirinin futbolcunun cebine girdiğini, o çalışanın farklı sektörlerde alışveriş yaparak diğer sektörleri beslediğini görmemiz gerekiyor. Aynı zamanda Antalyaspor'un ciddi bir seyirci kitlesi var. Bu seyirci kitlesinin sahaya her gelişi, tribüne her gelişi Antalya'ya ve Antalya ekonomisine katkıda bulunacak. Bunu aslında mikro ekonomik ölçüde görebilmek, şehre ve takıma sahip çıkmanın gerekliliğinden biri olarak da kendiliğinden geliyor. Antalya coğrafyası için su sporlarının vazgeçilmez olması gerektiğini düşünüyorum. Yüzmenin çok daha Antalya halkı ile kucaklaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Trekking, yani doğa yürüyüşleri Antalya için bulunmaz nimetler, Likya yolu gibi bir elinizde cevher varsa. Bunların tanıtımı çok iyi bir şekilde yapıldığı taktirde Antalya'ya ve Antalyalıya yarayacağını düşünüyorum.
Antalyaspor'la ilgili ortak bir proje düşünüyor musunuz?
Antalyaspor ile ilgili projelerimize daha yeni başladık, 3 buçuk aylık bir süreç. Antalyaspor'u destekleyerek statta, tribünde kendimize bir yer ayırtalım dedik. Antalyaspor'da yöneticilik yapanların birçoğu bizim arkadaşımız. Şahsen yönetim kurulumuzda üyemiz olan arkadaşlarımız var. Örnek olarak vermek gerekirse; Ahmet Öztürk kendisi derneğimizin de çok değerli bir üyesi. Kendileri ile sürekli irtibat halindeyiz. Antalya basketbol takımıyla ve Antalyaspor'la bir takım çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Tribünde destekleyeceğiz, kanımızca kararımızca bir sponsorluk desteği durumumuz da söz konusu olabilecek basketbolda. Bunların hepsini önümüzdeki sezon için planlıyoruz.
Yine ayın şekilde tribünde bir ‘Antiad tribünü’ gibi bir tribün ayırmayı ve bunun da sezon biter bitmez Antalyaspor ile görüşerek gerek basketbolda gerek futbolda maddi manevi destek vermeyi düşüyoruz.
ÖNCE KURUMSAL YAPI OLUŞMALI
Derneği ilçelere yaymayı düşünüyor musunuz?
Derneği ilçelere yaymanın 2 yıllık yönetim sürecinde çok mantıklı olduğunu düşünmüyorum. Uzun vadeli bir proje bu, uzun vadede ebetteki böyle bir şey düşünüyoruz. Demre'de, Kumluca'da veya Kemer'de dernek üyesi arkadaşlarımızın bulunması ve temsilciklerinin oluşturulması önemli ama bunu hemen yaparsanız sıkıntı yaşarsınız. Çünkü, kurumsal kimliğin oturması lazım, geliştirilmesi gerekiyor. Kurumsal kimliğin geliştirilmesi derken, içi boş bir kavram olarak kullanmıyorum bunu. Mali anlamda, idari anlamda ve sosyal anlamda bir gelişmeden bahsediyorum. Mali anlamda sağlam bir ekonomiye sahip olacaksın. Dernek üye bağış ve aidatları ile dönüyor. Her zaman ve sürekli olarak üye aidatını ödeyen, bunun için aidiyet hisseden sağlam üye kitleniz her zaman hazır bulunacak, hesap verebilir bir ekonominiz olacak ve idari anlamda yönetim kurulundaki toplantıdaki oturma düzeninden tutun kıyafet düzenine kadar herşeyi dört dörtlük olması gerekiyor ki; o kurumsal kimliğinizi ilk önce tabanınızda sağlamlaştırın ve ardından ilçelere eğilin. Önce merkez sonra şubeler inşallah. Tabi bu iki senelik süreçte merkezi daha sağlama oturtmamız lazım ki bizden sonraki dönemdeki arkadaşlarımıza sağlam bir ekip bırakabilelim. Gelenekleri olan ve şubeleşecek bir ekip bırakmamız lazım ama uzun vadede.
Son olarak neler eklemek istersiniz?
Önümüzdeki süreç çok daha hareketli geçecek, hem seçimler hem dernek hem Antalya hem de derneğimiz adına özellikle seçim atmosferi. Önümüzde daha çok dolu dolu yaşayacağımız bir 21 aylık bir süreç var. Bu süreçte ANTİAD 'ı izlemeye devam edin. Antalyalılara, Antalya'mıza ve siz değerli basın mensuplarına ve değerli üyelerimize çok güzel projelerler hizmet etmeye devam edeceğiz. İnşallah önümüzdeki süreçte de siz basın mensupları ile özellikle bütün etkinliklerimizde görmeyi umuyoruz. Hepinize çok teşekkür ediyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: