Uzmanlar, 2018'den bu yana yaşanan değişimi, gelecekte bölgenin daha da büyüyüp gelişeceğinin en büyük işareti olarak gördüklerini söyledi. Yaratılan ekonomi ile bölgede işsizliğin en aza indiğini aktaran yetkililer sosyo-ekonomi bir büyümeye öncülük edildiğini aktardı.
Türkiye-Rusya ilişkileri tarihinin en büyük projesi olan Akkuyu NGS, üreteceği elektrikle megakent İstanbul'un tüm elektrik ihtiyacını tek başına karşılayabilecek bir kapasiteye sahip olacak. Santralin
Türkiye'nin hem enerjide dışa bağımlılığını azaltma hem de karbon emisyonlarını sıfırlama konusundaki hedeflerine katkı sunması bekleniyor.
BİNE YAKIN YENİ İŞLETME FAALİYETE GEÇTİ
Silifke Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Nurettin Kaynar, nükleer santral inşaatının başlamasının ardından Silifke'nin çehresinin değiştiğini belirterek şunları söyledi:
"Akkuyu NGS'nin yapımına başlanmasının ardından Silifke Ticaret ve Sanayi Odası'na kayıtlı 500'den fazla işletme faaliyete geçti. Diğer odalara kayıtlı esnaf ile birlikte hesap ettiğimiz zaman bu işletmelerin sayısının 1000'e yakın olduğunu söyleyebiliriz. Bu son derece önemli bir sayı. Bunun yanında santralde 25 bin kişinin çalışması ve bu 25 bin kişinin kazancını Silifke'de harcaması da esnafın, işletmecinin yüzünü güldürüyor. Nüfusun artması, ticaretin, sanayinin gelişmesi yeni işyerlerinin açılması bölgemize daha çok yatırım yapılmasının da önünü açtı. Yeni yollar, altyapı sistemleri ve yeni konut projeleriyle Silifke ciddi anlamda kalkınıyor. Emlak sektörümüz tavan yaptı. İnşaatlarda patlama yaşandı. Halen birçok noktada inşaat çalışmaları devam ediyor. İnşaat sektöründeki bir işin 60 yan sektöre etkisi oluyor. Bundan dolayı Silifke'de inanılmaz bir değişimin yaşandığını söylemek mümkün."
Bölgede işsizliğin en aza indiğini, hatta pek çok sektörde eleman sıkıntısı yaşandığını anlatan Kaynar, "İş gücüne çok ihtiyacımız var. Türkiye'nin dört bir yanından Silifke'ye çalışmaya gelen insanlar olmasına karşın yine de ihtiyacımız bitmiyor. Akkuyu NGS ve bu projeyle birlikte gelişen sektörler büyük bir iş gücü ihtiyacı doğurdu" diye konuştu. Kaynar Akkuyu NGS'nin Silifke'nin yanı sıra tüm Türkiye'ye büyük bir yarar sağlayacağına inandığını söyleyerek, "Ülkemizin nükleer enerji kullanan ülkeler kategorisine girecek olması büyük bir adımdır. Geleceğin enerjisi olarak nitelendirilen nükleer enerjinin ilk adımı olan Akkuyu NGS'nin Türkiye'nin enerji bağımsızlığını kazanması yolunda bir mihenk taşı olacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
NÜFUSLA BİRLİKTE TARIMSAL FAALİYETLER DE ARTIYOR
Silifke Ziraat Odası Başkanı Cafer Doygun da aynı anda ve kesintisiz olarak çalışacak 4 ünitesiyle yılda 35 milyar kilovatsaat, işletmede kalacağı 60 yıl boyunca ise toplamda 2 bin 146 teravatsaat elektrik üretecek olan Akkuyu NGS'nin Türkiye'nin enerji bağımsızlığına yapacağı katkıya dikkat çekti. Doygun, "Ben ülkemin ilerlemesini istiyorum ve bu anlamda yapılan hamleleri destekliyorum. Benim ülkemde nükleer olsun ve artık enerjide dışa bağımlı olmayalım. Türkiye kazansın, ülkemiz kazansın. Silifke'de güneş panelleri, rüzgar gülleri var nükleer enerji de olmalı. Akkuyu NGS'nin Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10'unu karşılayacağını biliyoruz. Bu rakam yüzde 1 bile olsaydı yine de Akkuyu'nun yapımını desteklemek gerekirdi diye düşünüyorum çünkü her katkı bizim için çok önemli" dedi.
Doygun, Akkuyu NGS'nin Silifke tarımına olumlu etki edeceğine inandığını belirterek şunları söyledi:
"Silifke ve çevresinde yapılan tarımsal faaliyetler ve balıkçılık önemli geçim kaynakları arasında yer alıyor. Akkuyu NGS'nin bu faaliyetleri olumsuz etkileyeceği konusunda herhangi bir endişe duymuyoruz. Tam tersi bölgedeki nüfusun artması ve kalkınmayla tüm bu faaliyetlerin daha da artarak devam edeceğini düşünüyorum. Silifke olarak Akkuyu NGS sayesinde her konuda patlama yaşıyoruz. Nüfusumuz arttı, ticari faaliyetlerimiz, konutlarımız, iş gücümüz hepsinde büyük bir artış var. Bana göre Silifke'de Akkuyu NGS'nin yarattığı bu patlamayla yeni yolların yapılması ve bir havaalanının inşa edilmesi için de vakit gelmiştir."
'BÖLGENİN TURİZMİ SANTRAL ÖNCESİ VE SONRASI OLARAK İKİYE AYRILMALI'
Silifke Turizm Derneği Başkanı Ali Küçük ise "Akkuyu NGS'de görev yapan Rus şirket personelleri ve onların aileleri sosyal medyanın gücü ile ülkemizin güzelliklerini bütün dünyaya tanıttılar. Bölgemizde büyük bir konaklama açığı vardı ama onlar bölgemize yerleştikleri için burada büyük bir turizm hareketliliği oldu" ifadelerini kullanarak şöyle devam etti:
"Biz daha önce bölgemizi tanıtabilmek için yurt dışına gidiyorduk. Turizmciler olarak buraya daha çok yabancı turist getirmek için büyük bir çaba içerisindeydik. Ama bölgede nükleer santral inşaatının başlamasıyla gelen Rus misafirler gerçekten de bir turizm elçisi oldular ve bölgenin tanıtımına büyük katkı sundular. Buradaki ortam şu anda Rusların ve Türklerin kaynaştığı, kültürel zenginliklerin arttığı bir ortam haline geldi. Dolayısıyla buradaki turizmi nükleer santral öncesi ve sonrası olarak ikiye ayırabiliriz. Silifke'deki turizm öyle bir hale geldi ki artık daha fazla ulaşım yollarına, daha fazla konaklama tesisine ihtiyacımız var. Onlar da sağlandığı zaman turizmin çok daha büyük bir boyuta ulaşacağından hiçbir şüphemiz yok. Mersin şu anda Akdeniz'in en güney noktası ve Kıbrıs'a açılan bir kapı. Bunu dünya ile buluşturduğunuzda Mersin'in dünyada marka bir yer olacağına eminim."
'SİLİFKE TURİZMİ EVRİM GEÇİRDİ'
Silifke bölgesinde faaliyet gösteren Marvista Otel'in Genel Müdürü Volkan Kalkan da 30 yıla yakın bir süredir bölgede turizmle uğraştığını belirterek Silifke'nin turizm konusunda adeta 'evrim geçirdiğini' söyledi. Kalkan, "Akkuyu NGS inşaatının büyümesiyle hem turistler gelmeye başladı hem de artık yerleşik misafir olarak adlandırdığımız Ruslar bölgemize yerleşti. Başlarda buranın halkında acaba kanser olur muyuz? Deniz suyu ısınır mı? İklimimizde bir sorun olur mu? gibi kaygılar vardı ama zamanla ve nükleer santral hakkında bilgi sahibi oldukça bu korkular da sona erdi. Bölgemizde kurulan nükleer santrali iyi bilmek, çalışma prensiplerini öğrenmek gerek. Yanlış algılar burada yatırım yapan turizm şirketlerine de halka da zarar verir. Bu enerjinin hepimize fayda sağlayacağını bilmeliyiz. Biz bu projeyi destekliyoruz" diye konuştu.
Akkuyu NGS ile Silifke'deki nüfusun önemli ölçüde arttığını belirten Kalkan, yeni hastaneler, konutlar, okullarla birlikte yeni iş olanaklarının da olduğunu ve Silifke'nin bambaşka bir yer haline geldiğini söyledi.
Bölgedeki potansiyelin artmasıyla birlikte 'Sürdürülebilir turizm' olarak adlandırılan ve kültürel mirasın da korunmasına aracılık eden bir turizm türünü desteklemeye çalıştıklarını belirten Kalkan, şunları söyledi:
"Burada Ruslar ve Türkler çok huzurlu bir biçimde birlikte yaşıyor. Her iki millet de birbirine uyum sağlamak için çok istekli. Biz artık sürdürülebilir turizm ilkelerini gözetip buradaki misafirlerimize kendi kültürümüzü, kendi toplumsal değerlerimizi de öğretmek adına çalışmalar yapıyoruz."
YENİ KONUTLAR YAPILMAYA DEVAM EDİYOR
Bölgede gayrimenkul danışmanı olarak 12 yıldır görev yapan Güney Gürgen de Akkuyu NGS'nin bölgeye artıları konusunda şöyle konuştu:
"Akkuyu NGS projesi başladığından bu yana işlerimiz çok hızlandı. Buradaki esnaf bir soluk aldı. İflasın eşiğinde olanların bile ikinci üçüncü şubesini açtıklarını biliyoruz. Akkuyu NGS'de Rusya'nın beyaz yakalıları diye tabir edebileceğimiz çalışanlar, mühendisler buraya geldiklerinde hem eğitimleriyle hem davranışlarıyla örnek oldular. Burada bizimle beraber her konuda çok uyumlu bir şekilde yaşıyorlar. Buranın sorunlarıyla da ilgileniyorlar. Biz burada değer olarak düşük gayrimenkuller, meskenler yapıp satmaya alışmıştık. Şimdi bu gelen insanlar biraz varlıklı olduğu için onlara yönelik satışlar yapılıyor. Bu anlamda müteahhitlerimizin de stilini değiştirmesi gerekti. Akkuyu'da çalışanların yanında burayı onlardan duyup gelen çok sayıda turist de var. Onlar da buradan ev, arsa alıyor. Yeni yapılan konutlar ve bu satışlarla birlikte bölgenin çehresi olumlu yönde değişti."
Yorumlar
Kalan Karakter: