Salı Sohbetlerinin bu haftaki konuğu Antalyaspor’un eski başkanlarından Sedat Peker oldu. Sedat Peker ile Antalyaspor’da son dönemde yaşanan olumsuzları ve çıkış noktasını konuştuk.
Antalyaspor’un bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Toplantı günü genel kurul kararı alınmıştı ama başkan ve yönetim istifa etmemişti. Bu geldiğimiz noktada artık başkan da istifasını verdiğini açıkladı. Çok zor günler bekliyor Antalyaspor’u. Bu sebeple devre arasına kadar devam edecek olan bu yönetimin, hem genel kurul kararı alıp hem de yeni başkan ve yeni yönetimi oluşturması gerekiyor. Aynı zamanda bir teknik direktör bulunması lazım. Çünkü süre çok hızlı geçiyor.
Aday çıkmazsa ne olur?
En kötüsü de bu. Ama siz de biliyorsunuz, hep kötü durumlarla karşılaştı Antalyaspor. Mutlaka Antalya bir başkan ve yönetim yaratacaktır kendi içinde. Mevcut yönetim içinden de bir başkan adayı çıkabilir.
Peki, sizin görüşünüze göre yeni başkanın gelmesi mi yoksa mevcut yönetim içinden bir başkan adayının çıkması mı daha doğru?
Tabii gönül isterdi ki yönetim içinden çıksın. O zaman sadece bir teknik direktör bulunur. En azından gönderilecek ve alınacak oyuncuları belirleyip hemen başlanılırdı. Ama şimdi başkan arayışına girecek olunursa bu durum tabii ki zorlayacak Antalyaspor’u.
Yeni gelecek olan başkan bu mali tablonun altından nasıl kalkacak?
Ali Şafak Öztürk, çok kolay şekilde bıraktı. Mali tabloyu da çok kolay şekilde devretmemesi lazım. En azından süre kazandırmak açısından; nasıl bir dönem Yıldırım Demirören alacaklarını geciktirdiyse, aynı şekilde olması gerektiğine inanıyorum ben.
Anonim şirketin kulüp böyle bir durumdayken hesap vermesi gerekmiyor mu?
Mutlaka olacak tabii ki. Daha önce biliyorsunuz ibralaşma sıkıntıları oldu diğer yönetimlerle de. Bunda da olacak. Mali tabloyu hiç kimse bilmiyor. Antalyaspor’un borcu ne kadar diye sorsanız, kimisi 300 Milyon TL diyor, kimisi 350 Milyon TL. Başkan 205 milyon TL diyor. Şu kararsızlıkta da hiç bilemiyoruz. Net bir tablonun ortaya çıkması lazım.
ÖZTÜRK’ÜN İSTİFASI BİZİ ŞAŞIRTTI
Genel kurulun iptalini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Genel kurulun olmaması normaldi. Başkan istifa etmemişti ve kritik bir maç vardı önümüzde. Gençlerbirliği maçı öncesi kaos da olmasın diye iptal edildi genel kurul. Gençlerbirliği maçından sonra da Ali Şafak Öztürk’ün istifası açıkçası bizleri şaşırttı.
Peki niye daha önce istifa etmedi başkan?
İstifa edeceği sinyalini verdi ama etmedi.
Pazarlık mı döndü orada?
Zannetmiyorum veyahut da süre kazanıldı. Görüşülmüştür muhakkak, ikna çabaları için.
Moloz döküm alanlarıyla başlayan bir kriz yaşandı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Antalyaspor’un ciddi sabit bir geliri yok. Bir akım yeni gelirler oluşmaya başladı. Stadyumun altında bulunan dükkanların kiraya verilmesi gibi, hafriyat alanının geliri gibi. Hafriyat alanından yılda 20 milyon değil de, yarısı onaylanmış olsa 10 milyon TL gelir elde edilecektir. Yine de Antalyaspor açısından bir gelirdir.
Antalyaspor tarihinde buna benzer bir kriz yaşandı mı daha önce?
Antalyaspor’da sezon bitmeden başkanın ayrılması olayı bir defa yaşanıldı. O da 90’lı yıllardaydı, tam tarihi bilemiyorum. O zaman aday yoktu. Kimse Antalyaspor’u üstlenmek istemiyordu. Borç bugüne oranla daha düşüktü. Ama o zamanın şartlarında herkes Antalyaspor’dan uzakta duruyordu. Çünkü Antalyaspor’un o dönem makarna alacak parası dahi yoktu.
Antalya’da, kent bilincinin yeteri kadar aşılanmamasından dolayı mı kaynaklanıyor bu sorunlar?
Kent bilincinin aşılanmaması önemli. Çok göç alan bir şehir burası. Ve kişileri kabullenmek gerçekten zor oluyor. Antalyaspor, hiçbir zaman yönetimsiz ve başkansız kalmadı. Tekrar bu sorunları aşacağımıza inanıyorum. Ama Antalyasporluluk ve Antalya bilinci biraz daha aşılanmalı bu kentte.
ÖZTÜRK HATA YAPTIM DEMELİYDİ
Bu sessizliği neye bağlıyorsunuz?
Yönetim kurulunda istifalar oldu ancak bu isimlerin neden istifa ettiğini kimse öğrenemedi. Herkes ‘aslında Antalyaspor’a zarar vermemek için konuşmuyoruz’ diyor ama zarar var ortada. Herkesin de aslında kendi düşüncelerini söylemesi gerekiyor. Mesela Ali Şafak Öztürk çıkıp, “Ben Nasri ve Menez transferinde hata yaptım. Rıza Hocayı yollamakta hata yaptım” demesi gerekirdi. Yada “Bana bunları yapmamı zorladılar” demesi gerekiyordu. Herkes birbirine bakıyor ve bu da rahatsızlık veriyor.
Siz divan icra kurulu olarak toplantı yaptınız. Sonrasında Ali Şafak Öztürk bu toplantıdan rahatsızlık duyduğunu belirtti. Hatta sonrasında ise ortaya ‘Antalyaspor bağırsaklarını temizlemeli’ şeklinde bir laf attı. Siz bu söze alındınız mı?
Hayır, alınmadım. Sadece bu toplantıdan nasıl bir rahatsızlığı oldu Ali Şafak Öztürk’ün onu anlamadım. Çünkü Antalyaspor’a yıllarını vermiş kişilerden, eski başkanlardan oluşan bir kuruldu. Biz bunu dernek kuruldu kurulalı her zaman yapıyoruz. Hasan Akıncıoğlu döneminde kuruldu. Gültekin Gencer döneminde de devam edildi. Biz toplantılarımızı yapıyoruz, bu toplantıları tüzüğe de koyduk hatta. Her 3 ayda, 6 ayda bir yapılıyor. Biz toplantılarımıza; dernek, vakıf ve AŞ başkanlarımızı da davet ediyoruz. Neredeyiz? Nasılız? diye. Dolayısıyla insanlara güç veriyor bu toplantı. Biz de bu yönetimin arkasında olduğumuzu belirtecek bir toplantı yapacaktık ama maalesef bu toplantıların hiç birine Başkan Ali Şafak Öztürk katılmadı. Sebebini bilmiyorum, açıklamadı. Çünkü neden katılmadın diye de biz sormayız. Daha sonra yapalım dedi ama daha sonraların hiç birinde de olmadı. Zaten bu toplantılar hesap sorma toplantıları değil. Eski başkanlar tavsiye veriyor. Attan düşenin halini attan düşen anlar. Biz de bunları yaşadık. Belki de başkan yanlış yönlendirilmiş de olabilir.
Yanlış yönlendirildiğini düşünüyor musunuz?
Düşünüyorum. Çok net söylüyorum. Ali Şafak Öztürk, kendi yönetimi tarafından yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum.
Ali Şafak Öztürk’ün size göre en büyük hatası neydi? Yani görev süresince şunu yapmasaydı daha farklı olurdu diyebileceğiniz bir şey var mı?
İçine kapalı oldu. İletişim sıkıntısı oldu.
Antalyaspor’u bu hale loca yöneticileri mi getirdi?
Antalyaspor’u aklımın erdiği 6, 7 yaşımdan beri takip ediyorum. Ben ne yöneticiler gördüm ‘Biz yönetimde varsak, varız. Yoksak Antalyaspor’un maçları benim için önemli değil’ dediler. Hep bir kendini gösterme sevdalısı yöneticiler olmuştur.
Dernek var, dernek üyeleri var. Şirket var, şirket hissedarları var ama kulübü yönetebilecek sadece 1 kişi her şeyin kararını verebiliyor. O kararı vermezse, en son olduğu gibi genel kurul iptali oluyor. Bundan rahatsızlık duyuyor musunuz?
Antalyaspor gerçekten çok zor dönemlerden geçti. Yeniden bir tüzük yazıldı, yeniden bir oluşum içine girildi. Yıllardan beri dernek üyesi olup da, kulüple hiç ilgilenmeyen kişiler oldu. Sonra tekrardan bunlar toplandı. Yeni üye alımlarıyla yavaş yavaş Antalyaspor kurumsallaştı. Kötü niyetli kişilerin eline geçmemesi için şu anda bu sistem doğru bir sistem. Derneği otokontrol olarak görüyorum. Benim dönemim de, Hasan Bey döneminde de hem dernek başkanıydık, hem şirket başkanıydık. Bu tabi yeni bir oluşum idi. İleride Ali Şafak Öztürk de devam etseydi, aynı zamanda dernek başkanı olmaması için bir neden yoktu. Biz vermeyiz ona başkanlığı demedik.
Doğru mu peki bu uygulama
Hem dernek başkanı, hem anonim şirketi başkanı olunmasından kimse rahatsız olmazdı. Aynı şekilde Ali Şafak Bey de devam edeceği kararını verseydi ve Antalyaspor’da ciddi bir iyileşme görülseydi kimse karşı çıkmazdı.
Şuan Antalyaspor başkanı olsanız, ilk yapacağınız şey ne olurdu?
İlk yapacağım iş, ağır giderlerden kurtulmak olur. En önemli şey para çünkü.
Gider çok mu yüksek? Futbolcu kısmından bakıyoruz ama aslında bir ticarethane gibi de bakmamız lazım. Gelir gider orantısı çok mu yüksek Antalyaspor’da?
Evet öyle gözüküyor. Çünkü iki tesisi var Antalyaspor’un. Bunların giderlerinin ne olduğu irdelenip, büyük masraflardan kurtulmak gerekiyor.
Ticaret yapan bir insansınız. Sizce Antalyaspor’un gideri ne kadardır tahmini?
Hiç bilmiyorum ama sanırım aylık 500 bin TL vardır iki tesisin toplam masrafı. Tasarruf olması lazım. Sonra da yararlanılmayan futbolcularla ilişkinin koparılması gerekiyor. Ali Şafak Öztürk’ün emanetlerinden bahsediyorum yani. Onun halletmesi lazımdı bu oyuncuları. Yararlanılmayan oyunculardan kurtulmak lazım, Antalyaspor’u ciddi sıkıntılara sokacak oyunculardan özellikle.
ADAY OLMAYI DÜŞÜNMÜYORUM
Antalyaspor taraftarının en sevdiği başkanlardan birisiniz. Ali Şafak Öztürk’ü de çok seviyorlardı ama şu anda ciddi anlamda hayal kırıklığına uğradılar. Sevilen bir başkan olarak, işyerinize gelip de tekrardan aday ol diyorlar mı?
Ali Şafak Öztürk konusunda ben de hayal kırıklığına uğradım önce onu belirtmeliyim. Benim haberim olmadan “Yönetim oluşturuyormuşsunuz, yönetim de şu isimler varmış” diye bana gelip soranlar var. Ama öyle bir şey yok. Olması da mümkün değil. Şu anda kesin olarak aday olmayı düşünmüyorum. Yenikapıspor ile mutluyum ben.
Bu yönetimin ibra edilmeme durumu söz konusu olabilir mi?
Gültekin Gencer’in ibra edilmeme durumunda, konunun artık mahkemeye taşındığı söylendi. Ama mahkemeye verilip verilmediğini de bilmiyoruz. Bora Terzioğlu’nun bir açıklama yapması gerektiğine inanıyorum bu konuda. Mevcut yönetimi ise mali genel kurulda göreceğiz ibra edilip edilmeyeceğini.
Genel kurul tarihi açıklanmadı daha. Genel kurula gitme zorunluluğu var mı?
Eğer kendi içinden başkan seçecekse ve devam edeceğiz derse genel kurula gitme zorunluluğu yok. Ama devre arasında olağanüstü genel kurul görülüyor.
ÖZTÜRK NEDEN BIRAKTIĞINI NET BİR ŞEKİLDE AÇIKLAMALI
Ali Şafak Öztürk’ün siyasete girme düşüncesi olabilir mi?
Ali Şafak Bey’in Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı düşündüğüne hiç katılmıyorum. Çünkü aynı şeyler benim de başıma geldi. Bana da hep yazmışlardı. Öyle bir şey olduğunu zannetmiyorum. Bir de hakikaten Ali Şafak Bey’in neden bıraktığını tam açıklaması lazım. Eğer 3, 5 kişi biliyorsa bu Antalyaspor camiasına, böyle büyük camiaya haksızlık diye düşünüyorum.
Size siyasi yakıştırma yapıldığında bir açıklama yaptınız mı peki?
Ben de sessiz kalmışımdır belki hatırlamıyorum ama sohbetlerde gazeteci arkadaşlara hep değerlendirdim. Mesela sporu çok seven kişiler var. Mesela CHP’li Devrim Kök. İnanın Devrim Bey de Büyükşehir Belediye Başkanı olsa, o da Menderes Türel gibi olurdu. Muhittin Böcek mesela iyi takip eder oğlu ile birlikte. Benim başkanlığım dönemimde, kentte en önemli şey birlik ve beraberlikti. Hiç siyaset olmuyordu mesela. Her yere özel uçakla gidiyorduk. Bütün partiler vardı uçakta o zaman, ama hiç siyaset konuşulmazdı.
Şimdi particilik var mı?
Kutuplaşılıyor gibi geliyor şu anda bana. Bu doğru bir şey değil. Antalyaspor’un tam camia olması gerekiyor.
Birisi tarafından yönetiminiz de şu isimler de olsun telkinine hayır diyebilir misiniz?
Çok istekli olan birisi vardır. Belki çok tanımıyoruzdur. Ama siyasi anlamda hayır denmez tabii ki. Ali Şafak Öztürk Antalya’yı da bilmiyordu. Biz hep Antalyaspor’u konuştuk. Aslında derneğin sorumlu olduğu amatör branşlar var bunlar da çok kötü durumda şu anda. Onlara bir gelir yok. Saydığımız o takımlar deplasmana gidecekler. Orada yatacaklar, kalkacaklar. Bu durum beni çok korkutuyor açıkçası. Dernek amatör takımlara sahip çıkmalı. Onlar için ayrı bir gelir olmalı.
Eto’o gitmiş olsaydı takım şu anda daha mı kötü durumda olurdu?
Kesinlikle olurdu. Şu geldiğimiz noktada herkes diyor ki, “iyi ki Eto’o var”
O zaman sözleşmesini uzatması için siz de dernek olarak elinizden geleni yapacak mısınız?
Ben destekliyorum. Benim gibi camiada futbolu takip edenler Eto’o’nun artık etinden, sütünden, her şeyinde yararlanmak gerektiğine inanıyor. Hatta yeni oyuncular kazandırmak anlamında da Eto’o’dan yararlanmak lazım. Eto’o kesinlikle Antalyaspor’u daha çok düşünüyor. Çok kişiden daha fazla düşünüyor.
ZEKİ’Yİ SPOR MALZEMESİ KARŞILIĞINDA TRANSFER ETTİM
Alt yapıdaki mevcut durumu nasıl değerlendirirsiniz?
Alt yapıya mutlaka ağırlık verilmelidir. Ancak burada en büyük sıkıntı, bir sistem kuruluyor, ancak başkan değiştiği zaman o sistem de alt üst oluyor. Başkanlar değişse bile alt yapıdaki sistem bozulmadan sürdürülebilmelidir. Bu işin meyveleri ancak böyle alınır. Zeki Yıldırım’ı Antalyaspor’a kazandıran benimdir. Yolspor’dan 11 top ve 11 eşofman karşılığında Antalyaspor’a transfer ettik Zeki’yi. Bugün Zeki, takımın kaptanlarından birisi konumunda.
Yorumlar
Kalan Karakter: